Flashback...Birbirlerine baktılar. Ne görecekleri konusunu düşünürlerken, Jungkook koridor boyunca ilerlemeye başladı. Taehyung da onu takip ediyordu. Kendi odalarının olduğu yerdeydiler. Hoseok ve Jimin de aralarındaydı. Minji burnunu kapatmaktayken, "Ne bu kan kokusu?!" diye sordu.
"Odalarınıza gidin, anlarsınız," diyordu Hoseok dehşetle. Taehyung görecekleri şeyi az da olsa tahmin edebilmişti bu yüzden gitmemeyi seçmişti.
Jungkook ise şu anda odasının tam ortasındaydı. Vampir dönüşümü evresindeydi, diğer vampirler gibi. Ama çok tepkisizdi. Taehyung ona kapının ucundan bakmak istedi ama baktığı için kendine lanet okudu. Taehyung da gördüğü manzara karşısında tıpkı Jungkook gibi tepkisiz kalmıştı. O sırada konuşan Namjoon'u bile duymuyordu.
"Kendi yarattığınız cehenneme hoşgeldiniz."
Flashback end...
+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+
3 gün sonra~
(Yılbaşından 4 gün önce)
~Sunyeon~
Berbat bir geceydi ve o anı hala aklımdan silemiyordum. Aradan 3 gün geçmesine rağmen asla rahat değildim ve de olacak gibi de hissetmiyordum. O gördüğüm beden, hatta ceset, o kadar dehşet vericiydi ki, bayılmışım. Ama hatırlamıyordum. Zaten kısa bir süre sonra da uyanmışım. O güne ait hiçbir bilgimiz yoktu. Ama Namjoon'u hiç olmadığı kadar kitap okurken görmeye başlamıştım. Muhtemelen bu katliamı kimin yapabileceğini araştırıyordu, ya da bildiği bir şey vardı ve onun cevabını arıyordu.
Odamdan çıkıp aşağı indiğimde de vaziyet aynıydı. Salonun arkasında kendisi için ayarladığı kitaplığın önündeki kahverengi deri koltukta, bacak bacak üstüne atarak oturuyordu ve elinde de kapkalın bir kitap tutuyordu. Hemen koltuğun yanındaki minik yuvarlak masada da bir fincan duruyordu. Hala içiyor muydu eğer içiyorsa da ne içiyordu bilmiyordum. Her gün onu rahatsız ederken bugün etmeme kararı aldım ve mutfağa gittim.
İçeri girdiğimde kan içmekte olan bir Taehyung gördüm. Diğer herkes neredeydi? Taehyung'un yanına yaklaştım ve bir sandalye çekip karşısına oturdum. Onun da masada oturuyor oluşu işime gelmişti diyelim.
"Merhaba Taehyung-ah."
Paketin zaten sonuna gelmişti. Saniyeler içinde sona kalanları da içti ve paketi masaya koyarak bana bakıp gülümsedi. Dişleri sivriydi ama umursamadım. O cesetleri gördükten sonra hepsinin koku algısı bozulmuştu. Bozulmuştu derken, olduğundan fazla kan tüketmeye başlamışlardı. Jungkook zaten acımasız bir kan içiciyken, daha berbat bir hale gelmişti. Şu kısacık 3 gün içerisinde hepsi tarafından kaç kere ısırıldığımı inanın sayamam.
"Sana da merhaba Yeon. O günden sonra toparlanabildin mi?"
Başımı aşağı yukarı sallarken, "Evet," diye onayladım ve ardından endişeli bir nefes verip düzelttim.
"Şey yani, en azından deniyorum diyelim. Peki ya sen? Sen toparlandın mı?"
"Büyükbaba Alfred olmasaydı herhalde seni öldürmüştük. Kendime gelmem uzun sürer gibi. Çünkü hayatımda ilk defa kendimi bu kadar aç hissediyorum. O ceset...onu gördüğümde çok tepkisiz kaldım. Artık Jungkook'u daha iyi anlayabiliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Mansion⁴ : Tilki
Vampiros~~ "Oturmak ister misin?" diye sorduğunda başını olumlu anlamda salladım ama oturmadan önce görüş alanıma bir şeyler girdi. Şu an beni tutan Jungkook'u görmem gerekirken onu görmüyordum. - Malikaneye yakın bir yerdi, fazla yakın. Ağaçlık alanın oldu...