İYİ OKUMALAR ❤️🩹
Olaylar hiç bir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır bu sadece askeri bir
kurgudur.***************
"Ya anne şu oğlunu al başımdan." Ülkü'nün haykırarak söylenmesine karşılık kahvemden bir yudum aldım.
Alptekin'den ise müthiş bir cevap geldi. "Bana bak cadı, bir F-16 pilotuyla böyle konuşamazsın, bombalarım seni."
"Götümün pilotu, sen önce odanı topla." Ve sevgili kızımdan gelen cevap hiç şaşırtmadı. Gözlerimi karşımda oturan dehşet yakışıklı kocama çevirdim.
Altemur kafasını telefondan kaldırmadan uyarıda bulundu. "Birbirinizle düzgün konuşun!" Göz devirdim ve ona bakmaya devam ettim. Sanki suç işlemiş bir çocuk gibi gözlerini bana dikti.
"Ne var?" Benim kocam gün geçtikçe Kastamonu ayısına mı benziyordu yoksa bana mı öyle geliyordu? Bir kaç saniye durdu ve söylediği şeyin farkına vardığında telefonu masanın üstüne bıraktı. "Efendim karıcım, hayatımın en büyük anlamı, güzeller güzeli sevgilim."
Bu söylediklerine gülmemek için kendimi dizginledim. Gülersem ciddiyetimizi anlamaz Alin gülme. "Hayırdır yarbayım, devremlik mi yapıcaz?" Sorduğum soruyla Altemur güldü.
"Seninle devrem olmak çok güzel olurdu sürekli yan yana olurduk hem değil mi ama?" Bu söylediklerine her defasında kanıyordum. Belkide kanmak istiyordum, kocamada kanmayacaksam kime kanıcam yani?
"Çocuklar orada birbirini yiyor, sen burda oturup kahve içiyorsun." Dediklerime nazaran ne yapayım der gibi baktı kocam. "Birisi 18 yaşında diğeri 16 yaşında." Haklısın kocam.
"Biz bu çocuklara yanlış mı eğitim verdik acaba? İkisi de dağdan inmiş kurt gibi saldırgan." Verdiğim örneği duyan kızım koşarak mutfağa girdi.
"Aşko biz zaten kurttan geldik." Diyerek gülmeye başladı Ülkü. Ben Altemur ve Alptekin'nin kınayıcı bakışlaranı maruz kalan kızım gülmeyi kesti. "Aman be size de şaka yapılmıyor." Diyerek kahve makinasını eline aldı.
"Anne, bak şu cadıyı aldırmak için hala geç kalmış sayılmazsın." Alptekin'nin bu sözü üzerine Ülkü eline aldığı plastik ölçü kaşığını çok sevdiği abisine fırlattı.
Bu durumdan bıktığını düşündüğüm kocam derin bir nefes aldı. "Doğa Ülkü Çakı ve Alptekin Çakı, yarın sabah saat 5.15'de lojmanın ilerisindeki basket potasında olucaksınız." İşte beklediğim şey tam olarak buydu.
Altemur, çocuklarına ceza veren bir baba değildi, aksine onların bu atışmasını oldukça severdi. O kendinde Alptekini bulurdu ben ise Ülkü'de kendimi bulurdum. Zamanında ikimizde bu abi kardeş kavgalarının oldukça içindeydik. Abimin şaka yapıyorum diyerek kolumu morarttığı çoktur mesala. Eminim Altemur'da küçükken aynısın şeker'e yapıyordu.
Dediğim gibi çocuklarına ceza vermezdi, ama nadirde olsa onlara böyle şaşırtıcı süprizler yapardı. İşin garip tarafı ikiside bu durumdan şikayetçi olmazdı. "Ben biraz daha erken kalkıp ısınma yapıcam, senide uyandırayım mı abi?" Diye sordu Ülkü masumca. Alptekin belini mutfak tezgahına yaslamış olan kardeşinin yanına gitti ve saçına öpücük kondurdu. "Olur abicim, ben sularımızı şişeye doldurup dolaba koyarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acısı Dinmeyen İzler
Teen FictionAltemur: "Askerim ben, ölüm şah damarımda daha yakın. Ölebilirim doktor." Alin: "O zaman peşinden bende ölürüm. Ölüm yokluğun kadar canımı acıtmaz Yüzbaşı." Daha küçük yaşlarda ruhu bedenini terk eden o kızdı Alin Kutseli. Hayatına giren insanların...