İYİ OKUMALAR ❤️🩹
Olaylar hiç bir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır bu sadece askeri bir kurgudur
********
Elindeki MPT-76'nın kabzasını sıkı sıkıya tutarken konuştu yüzbaşı"Tarafsız bölgenin 680 bölge güneyindeyiz." Sessizce ilerlemeye devam ettiler bel kemiklerine kadar uzanan çimlerin rüzgardan birbirine değişinin sesi olduruyordu etrafta
"Silahlı üç terörist saat 01.20 civarında tarafsız bölgenin askeri sınırını geçerek sınırdaki 301 numaralı bekçi kulübemize girerek nöbetçi iki askerimizi rehin aldılar" tim albayı dinlerken ilerlemeye devam etmekten geri durmuyordu. "Ve oturma eylemlerine hâlâ devam ediyorlar"
Yüzbaşı kaşlarını duyduklarına şaşırırcasına çattı "Oturma eylememi mi? Savaş başlatmak için üç tane terörist mi göndermişler?" Timdekiler de şaşırdı bu duruma sadece üç orospu evladı ne yapabilir ki?
Hepsinin aklında aynı sorunun cevabını düşünürken albay devam etti "Kışkırtmak için yapılmış bir eylem. Tarafsız Bölgede ilk ateş eden her kimse ateşkes antlaşmasını ihlal etmiş olur. Amaçları ordumuzu kışkırtıp güç kullanan ilk taraf yapmak, böylece altı taraflı görüşmelerde üstünlük kazanacaklar."
Asıl meseleyi anladı yüzbaşı albayın Alfa timini bu operasyona göndermesinin tek nedeni ateşkesin bozulmamasıydı aksi takdirde daha kötü sonuçlar doğuracağını herkes biliyordu. "Özel kuvvetler Alfa timi onları geldikleri gibi gönderin."
Albayın emri ile hepsi kısık sayılacak bir tonda "Emredersiniz Komutanım." Dediler. 100 metre ötelerinde ki barakaya sessiz ve doğru adımlarla ilerlemeye devam ettiler önlerinde sıryala dizilmiş silahları barakaya çevrili askerleri gördüler askerlerden biri duyduğu sesle namlusunu yüzbaşına doğrulttu "Durun. Kıpırdamayın vururuz."
Gecenin karanlığında namlusunu bir yüzbaşına doğrulttuğunu dahi anlayamadı asker "Ben Alfa Timi'nden Yüzbaşı Altemur Çakı. Bundan böyle kontrolü Alfa Timi devralıyor" hazır ola geçtiler hepsi bir anda yüzbaşı ve Üsteğmen silahlarını ve çelik yeleklerini çıkartmaya başladı askerler anlamsızlık dolu gözlerle onları izlediler
"Komutanım ne yapıyorsunuz?" Yüzbaşı elalarını askere çevirdi onlar da memnun değillerdi şu an yaptıklarından "Burası tarafsız bölge, sorunu konuşarak çözeceğiz." Diyerek hafif gülümseyip üsteğmene baktı üsteğmen aksine sert gözlerle karşılık verdi komutanına.
İkiside elleri havada iki yanda teslim oluyormuşcasına barakaya yürümeye başladılar. Barakaya 30 metre kala durdular "Ben harekât komutan Kasırga, İçerideki askerlerimiz iyi mi?" İçeriden bir ses gelmedi.
"Hadi ama buna bir son verelim sizi evinize göndereceğiz" sessizliği üsteğmen bozdu "kolay kolay gitmeyecekler gibi içeri girelim." Olumlu anlamda kafasını salladı yüzbaşı aselsan'nına dokundu "Kasırga konuşuyor. Kurtla içeri giriyoruz."
"Mentol konuşuyor. Pozisyon güvenli" dedi sniper'ı ile bulunduğu yüksek noktadan barakayı izleyen keskin nişancı. İlerlemeye devam ettiler "köse konuşuyor. Patlayıcılar yerleştirildi komutanım, Parazit ile hazır bekliyoruz." Yanlarında bulunan askerlerden biri şaşkınlıkla konuştu.
"patlayıcı mı kullanacağız? O iki komutana ne yapacağız o zaman-" köse umursamazca kesti askerin sözüsünü "pazarlık başarısız olursa son çare olarak kullanacağız." Askerler şaşkınlıkla sustu kaldı.
Barakanın kapısına ulaştı yüzbaşı ile üsteğmen "kapıyı açın buna bir son verip gidin." Üsteğmenin seslenişine aldırmadılar "sabah durum daha da karışır. Size müsade ediyorken gidin." Dedi bu seferde yüzbaşı beş saniye sonra kapı hafif aralandı ve içerden dışarı bir tüfek doğruldu kapı tamamen açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acısı Dinmeyen İzler
Novela JuvenilAltemur: "Askerim ben, ölüm şah damarımda daha yakın. Ölebilirim doktor." Alin: "O zaman peşinden bende ölürüm. Ölüm yokluğun kadar canımı acıtmaz Yüzbaşı." Daha küçük yaşlarda ruhu bedenini terk eden o kızdı Alin Kutseli. Hayatına giren insanların...