2.BÖLÜM 💙

1K 191 16
                                    

'Ve ölüm tek kurtuluş yolu olduğu için tanrı onu da yasakladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Ve ölüm tek kurtuluş yolu olduğu için tanrı onu da yasakladı...!'






                           ~💙🌙~








Üç gün önce....





Yorgun bedenin her zerresine yorgunluktan çok korku yer alıyordu. Oturduğu soğuk fayansların her bir hücresini dondurmasına izin veriyor, bacaklarına bastırdığı tırnakları baskısından dolayı artık sızlıyordu. Ama genç kadın bunu umursamayacak kadar çok korku ile doluydu. Hızlı kalbi, kesik nefesleri ve kıpırdamayan göz kapakları ile oturduğu yerde fazlasıyla küçülmüştü. Bir yerlere sığdıramıyordu artık küçücük bedenini.

Bir saattir sessiz sedasız baktığı fayansın rengini bile sorgulamak için harcamıştı düşüncelerini. Başka bir şey düşünmek istemiyordu. Özellikle üst üste beş defa yaptırdığı testin sonucunu!

Derin ama kesik bir nefes daha çekti içine. Abisinin eve gelme saatiydi ama henüz ortalıkta yoktu abisi. Olmasını da istemiyordu genç kadın. Kendisine bile ağır gelen bu bedenin sahip olduğu şey abisi tarafından nasıl karşılanırdı bilmiyordu. Artık bilmekte istemiyordu.

Soğuk fayansların tenine bahşettiği soğuk artık bedenini titretiyordu. Ve genç kadın her ne kadar engel olmak isterse istesin titremesi durmak yerine daha da artıyordu. Titreyen ellerine zor kullanarak yavaşça olduğu yerde dikeldi. Bacakları titremesine rağmen tutmaya çabalıyordı genç kadını ayakta.

Kesik nefesleri arasından bir inleme firar etti. Canı yanıyordu. Tam olarak neresinin acıdığını bilmiyordu. Ama genç kadının canı o günden sonra her zaman yanıyordu.

Bir elini arkasındaki duvara yaslayarak kendisini dengede tutmaya çalıştı. Ardından yerdeki bakışları karşısındaki aynaya çevirerek yorgunca baktı orada yer alan kadına. Kızarmış gözleri, kurumuş dudakları, içe dönük yanakları ile fazlasıyla yorgun ve bitkindi oradaki kadın.

Bir eli hala arkasındaki duvara tutunurken diğer eli yavaşça simsiyah gözlere çıktı. Orada yer alması gereken renk karanlığın siyahı değildi. Orada yer alması gereken renk umudun rengiydi! Maviydi!

Kesik nefeslerine devam ederken bir kaç adım attı aynaya doğru. Aynı şekilde aynadaki kadın da yaklaştı. Bir adım daha derken her iki eli de önündeki lavaboya tutundu genç kadının. Artık fazlasıyla yakındı karanlık gözlere.

Aynadaki dalgın bakışlarının arasından sıcak bir damla aktı yanaklarına doğru. Tekrar ıslanıyordu gözyaşlarıyla. Sesi yerine geçen gözyaşlarıyla.

𝑆𝐸𝑅𝑉𝐸𝑇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin