4.BÖLÜM💙

1.1K 172 3
                                        

'Kimi zaman konuşarak inşa ediliyor köprü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Kimi zaman konuşarak inşa ediliyor köprü. Kimi zaman susarak...!







                            ~💙🌙~







Herkesin bir hikayesi vardı. Kimi anlata anlata bitiremezdi. Kimi içine ata ata biriktirirdi. Ama herkesin omzuna binen aynı yük vardı;

Yaşamak.

Bunun için çabalamak. Kimi yaşamak için başkasına kıyar. Kimi yaşatmak için. Ama ikisinin de ortaklığı olurdu birine kıymak. Oysaki en büyük günahtı bir cana kıymak.

Ben ise en büyük günahı kendimde işledim. Diğer herkese ters davrandım. Birini ya da kendimi yaşatmak için değil. Her şeye son vermek için kıydım bileklerime. Başkası yaşasın diye kendimi kurban seçtim. Ben gidersem rahatlar en sevdiğim. Oysaki en büyük kötülüğü yapmıştım ona. Her seferinde yerinden sıçratacak kadar büyük bir acı yüklemiştim her zerresine.

Kin doluydu gözlerim. Tam karşımdaydı en nefret ettiğim;

Ayna!

İliklerime kadar nefret doluydum. Kulağımın altındaki yara topladığım saçımdan dolayı günyüzündeydi. Kulağımın hemen altındaydı küçük bir çizik gibiydi. Oysaki ne derindi acısı. O yarayı aldığım o gün ne acı bir gündü.

Masmavi gözlerimden geçen her dalga gün yüzündeydi. Saklanmamıştı hiç bir zerresi. Oysaki ben asla onları göstermezdim kimseye. Zifiri karanlığa hapsederdim oradaki her duyguyu.

Baktıkça baktım mavilere. İçimden bir şeyler koptu. Kızgın hançerler deşti kalbimi. Aynı değildi oradaki renkler. İçimde karanlık bir odada kurtarılmayı beklerken tükenmiş bir kız çocuğu vardı. O hala taşıyordu mavileri. Ama o da kimseye göstermiyordu artık. Kapalıydı gözleri. Ben ise gözlerimi kapatmayı değil saklamayı tercih edendim.

Ama artık onu da yapamıyordum. Çünkü o gün, o banyoda kesik bileklerime rağmen çıkarıp atmıştım mavilerimi saklayan zifiri lensleri.

Tıklatılan kapım ile çektim bakışlarımı. Aynaya bakmak ayrı bir zulümken ondan çektiğim bakışlarım bu seferde bileklerime değdi. Bir bıçak saplandı tam kalbime. Deştikçe deşti orayı. Canım yandı. Ama gıkım dahi çıkmadı.

Alışkındım. Yara almaya alışık olduğum gibi o yaraları alırken susmaya da alışmıştım. Kalbimde ki acı arttıkça derin bir nefes vermek istedim. Oysaki nefes alamıyordum. Kesik kesik verdim o nefesi. Kendimi telkin etmek ister küçük bir nefes aldım.

Sakinleş! Nefes alıyorsun!

Tekrar tıklatıldı kapım. Sonra bir kere daha. "Mavim!" dedi abimin endişeli sesi. Bileklerimden çektiğim gibi kapıya döndü bakışlarım. Oraya gitmek istedim. Yetişmek ve iyi oluğumu göstermek istedim. Ama kıpırdamadım bile. "İyi misin?" dedi abim tekrar.

𝑆𝐸𝑅𝑉𝐸𝑇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin