11. BÖLÜM (OYUN DEVAM EDİYOR)

20 2 0
                                    

Dr. Shaw'un ofisinin önünde bekledim; karnımda kelebekler uçuşuyordu.

Bir gece önce, iş e- postamda ihbar notu vardı. Konu satırını okurken oluşan midemdeki batma hissini hatırladım.

"ASKIYA ALMA BİLDİRİMİ"

Ve bunun neden olduğunu çok iyi biliyordum.

Jackson'ın kaçmasına yardım ettim.

Ve Aaron biliyor.

~~~~~~~~~~

"İçeriye gel Riley," diye seslendi Aaron.

Ses tonundaki her zamanki dostça tınlama gitmişti. Sesi katı geliyordu. Sert.

Aaron, uçurumun dibindeki pürüzlü kayalarmış gibi hissettim ve ben Jackson'ın anahtarlarını çalarken oradan atlamıştım.

Aaron'ın ofisine girdim.

Onun karşısına oturdum ve bağırıp çağırması için kendimi hazırlıyordum. Fakat Aaron sessiz kaldı.

Dikkati, önündeki dizüstü bilgisayara odaklanmıştı. Bana ekranında ne olduğunu göstermek için dizüstü bilgisayarı döndürmeden önce birkaç şifre girdi.

Güvenlik kamerası görüntüleriydi.

Kendimi ekranda, güvenlik odasına gizlice girerken gördüm.

Kimsenin istemediğinden emin olmak için etrafa baktığımı ve içeri girmek için bir kart kullandığımı, büyüyen bir dehşetle izledim. Bir süre sonra, kıçımda bir direk varmış gibi hareket ederek tekrar dışarı çıktım.

Parmak uçlarımda yürüyor olsaydım bile yaptığım şeyi bu kadar açık etmezdim.

Aaron, "Ken'in kartını kullandığını varsayıyorum," dedi. "O da mı bu işin içinde ?"

"Hayır," dedim. Sesim kısık çıktı ve boğuldu.
"Bilmiyor."

Aaron dizüstü bilgisayarını gereğinden fazla güçle kapattı ve yüksek sesle parmak şıklatması beni ürküttü.

"Peki?" diye sordum Aaron.

Ağzımı açtım ama bir kelime çıkmadı. Ciddi bir ağız kuruluğu durumu yaşıyordum.

"Bunun için kovulabilirsin Riley." Aaron gözleri benimkileri delercesine bakıyordu. "Daha da kötüsü, hapishaneye girebilirsin"

Gözlerim dehşetle açıldı.

"Hemşirelik lisansın iptal edilebilir. Bir daha başka bir tıp kurumunda çalışman yasaklanır." Aaron gözlerini kapadı. "Şimdi, çok iyi bir açıklaman yoksa..."

"Yapmak zorundaydım!" diye yumurtlayı verdim. "Jackson, ona yardım etmezsem kendini kendini tekrar öldürmeye çalışmakla tehdit etti."

"Yeterince iyi değil Riley." Aaron kafasını salladı. "Biz söyleyebilirdin. Yapabilirdin..."

"İşe yaramazdı." Aaron'ın anlaması için açıklamam gerekiyordu. "Jackson, ne yaparsak yapalım bir yolunu bulurdu. O çok zeki Aaron. Eğer kendini öldürseydi, kendimi affedemezdim."

"Ona çok fazla güveniyorsun Riley." Alnındaki damarın titreşmekte olduğunu görebiliyordum. Elleri yumruklara dönüşürken, eklemlerinin ne kadar beyaz olduğunu fark ettim.

Aaron öfkeliydi.

Her şeyden daha korkunç olanı, hala çok sakin konuşuyor olmasıydı.

"Kendi canına kıyacağını gerçekten düşündün mü? O sadece kendini düşünür. Bunu yapmasına imkan yok."

KUTUDAKİ JACKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin