Ertesi gece Jack'in hücresindeki adamı ikinci kez ziyaret ettim.
Jack'i suçlayan o olmalı!
Bu sefer güvenlik görevlisi yüksek bir fiyat istedi ve bir kez daha paraya bayıldım.
Sanırım bu hafta market alışverişini atlayacağım.
Bu adamın neden burada olduğunu öğrenebilirim. Belki Jack'e yardım edebilirim...
Odaya dikkatli girdim. Gerçekten tehlikeli bir psikopatın huzurundaydım. Bir seri katil. Bana göre bu adam, başkalarının Jack'te inandığı her şeydi.
"Merhaba Jack," diye selamladım onu. Eğer hemen kim olduğunu bildiğimi belli etmezsem daha fazla bilgi alabileceğimi düşündüm.
"Merhaba Riley," diye cevap verdi sahtekar. "Döneceğini biliyordum"
Suçlu, deri bir kayışla birbirine bağlanmış kollarını bana uzattı ve beni dizine oturmaya davet etti.
Jack olmadığının farkında olduğumu bilmediği sürece güvendeyim... Doğru mu?
Yatağa yaklaştım ve yabancının göğsüne kıvrıldım. Öğrendiklerimi belli etmemek için rahat görünmeye çalışarak elimden geleni yaptım.
"Söyle bana Riley..." dedi. "Çıktığın anormal zihinli ilk erkek ben miyim?"
Soru sormayı asla bırakmıyor!!
Kaslı vücuduna yaslandım ve gözlerinin içi e bakarak rolümü oynamaya çalıştım...
Jack'in ikizi olduğunu bildiğim için daha az ürkütücüydü.
Ve kardeşi kadar çekiciydi.
Sorulması gereken doğru soruyu düşünmeye çalıştım. Jack'i, işlediği idda edilen suçlardan neyin anlayacağını öğrenmem gerekiyordu... Ama adam sarılmasını arttırarak beni sıkmaya başladı ve ben daha fazla dayanamadım.
Jack'in kardeşi bu adam!!
Dün gece Ken'le olan tartışmamızı düşündüm. Şu anda aramız iyi değildi ama niyetimiz saftı. Her birimiz diğerini korumak için elimizden geleni yapıyorduk.
Aniden ayağa kalktım ve adamın elinden kaçtım. Nasıl bir insan kardeşine böyle ihanet edebilir ki?
"Kim olduğunu biliyorum! " dedim ve iki adım geri gittim.
Jack' in ikizinin tek kelime etmeden yüz ifadesini değiştirmesi benim için süpriz oldu. Kafası karışmış gibi bile davranmadı.
"Yani, kardeşimle temas halinde misin?" derken, sesinin tonu değişti.
"Hayır," dedim. "Sadece Jack... senden çok daha iyi öpüyor."
Güldü ve Jack'le aynı derin, yankı uyandıran gülüşü sergiledi. "Bundan şüpheliyim..."
Şimdi ne yapmalıyım
"Peki, Riley..." dedi Jack'in ikizi, "Şimdi oyun bitti ve katil ol andığımı biliyorsun... Beni bağlarımdan kurtarır mısın?"
"Ne? Hayır!"
"O zaman 10'a kadar sayacağım," dedi, ayağa kalktı ve bana doğru bir adım attı.
Geri çekildim. "Sonra ne olacak?"
"Ve sonra..." dedi ve bu sırada, bileklerinin arasındaki bağları geriyordu. "Senin için geleceğim."
Derinin çıt sesiyle kalbim durdu.
"Eğer yerinde olsaydım..." dedi Jack'in ikizi; sesi, kısık ve tehditkardı."Kaçardım."
İkinci defa söylemesine gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTUDAKİ JACK
General FictionHemşire Riley, psikiyatri koğuşundaki en kötü hastalardan biri olan Jackson Wolfe' a atandı. Wolfe'un çevresindeki herkes aniden ölürken, onun uğruna ölünecek kadar seksi olması da oldukça ironikti. Jakson, cazibesiyle Riley' i kendisine çekerken...