(girişte azıcık filiz mommy var diye korkmayın sakın. geri kalan bölüm full Nazİla, herkese afiyet olsun, bol yorum bekliyorumm)
*
"Ya ne demek sakin ol Belgin? Ne demek bir sorun yok, akışına bırak ne demek?" Filiz odasında volta atarak telefonla konuşuyordu. "Ben de sandım ki sonunda nihayet aynı saftayız, çocukların iyiliği için birlikte bu işi çözeceğiz sandım! Naz'ı ikna edersin sandım. Ama sen..."
"Ben sana 'sen ne dersen o olacak' demedim Filiz. Seni sadece dinledim, kızlarla kendim konuşup öyle karar vereceğim dedim. Ve kararımı verdim. Bugün fikrim bu, yarın şartlar değişirse tekrar konuşuruz. Ama şimdi, şu an gerçekten Naz'la Mete'nin mutlu bir evliliği olsun istiyorsan, bu kızlara dokunmayacaksın. Naz'la bir savaşa girme diyorum sana. Bak Mete bugün geliyor, artık temelli döndüğüne dair bana bir söz verdi. Eğer sen suyu bulandırmazsan, bu çocuklar bu sene evlenirler. Ama Naz'la inatlaşırsan, bedelini kızını-..."
"Belgin sen benim inadıma mı yapıyorsun? Acı çekmemden zevk mi alıyorsun sen ya? Ne yani yalvarmam mı gerekirdi sana gerekeni yapman için! Sanki senden iyilik istedim ben, yeğenin söz konusu be senin, yeğenin! İşine gelince 'ben büyüttüm onu' diye şişinmeyi biliyorsun. Ama yok! Sana güvenende kapına gelende kabahat. Ben sana anlatmadım sanki aralarında ne olduğunu, sen gelmişsin bana kardeşlik masallarını yuttum diyorsun! Hadi oradan... Eskiden neydin ki şimdi ne olacaksın!"
Yumruklarını sıkarken yüzü kıpkırmızı kesilmiş, alnındaki damarlar belirginleşmişti.
"Senin en iyi bildiğin şey Belgin, o kaf dağındaki kibrinle, insanları yarı yolda bırakmak anladın mı! Ama biliyor musun, o kız yüzünden senin yeğeninin hayatı sikildiğinde göreceğim ben seni." Sinirle gülmeye başladı. "Hah! Kontesmiş! Sana güvenip sırtını ancak aptallar yaslar!"
Belgin oturduğu koltukta arkasına yaslanıp gözlerini devirerek Filiz'i dinliyordu. Şaşırmamıştı. Filiz böyleydi işte, istediği olmadı diye hep ortalığı yıkardı, ona uygun dille anlatmak bile fayda sağlamazdı. Haksız olmaya asla katlanamazdı.
"Senin nevrotik hezeyanlarına ayıracak vaktim yok Filiz. Sakinleştiğinde konuşuruz."
"Sen bana mı diyorsun nevrotik diye...!" Aniden telefondan bir dıt sesi geldi. "B-Belgin? Aah!" Sinirle ayağını yere vurup telefonunu yatağa fırlattı.
İzzet kapıyı tıklatıp içeri girdi. "Müsait misin hayatım?"
Filiz'in yüzünde tiksinti dolu bir öfke vardı. "Naz ne yapıyor!"
Filiz'in bağırmasıyla İzzet irkildi. "O-odasında hayatım, Mete dönüyor diye sevinçten havalara uçtu kız. Ama İncila'yı göremedim, izinli mi bugün?"
"Ne izni, Naz ona izin vermez ki. Yok mu evde?"
İzzet başını iki yana salladı. "Naz zaten tek dönmüştü eve, hâlâ da gelmedi İncila."
"Gebersin pislik." dedi Filiz iğrentiyle. "Allah'ın belası yapıştı kaldı yakamıza."
İzzet'in meraklı gözleri birden hayretle kocaman açıldı. "Hayatım niye öyle diyorsun şimdi kızcağıza. Oy hadi söyle bakayım kocana sen niye sinirlendin bu kadar?"
"Aklımı kaçıracağım ben artık İzzet!"
Filiz sinirle yatağa otururken İzzet de yanına oturdu.
"Bugün Mete dönüyor, biz onca zaman bunu beklemiyor muyduk, sen neden gerildin bu kadar?"
"Naz'ın şu İncila bağımlılığı canımı sıkıyor İzzet! Sabah İncila, akşam İncila! Zannedersin İncila'yla evlendireceğiz biz bu kızı. Şimdi de tutturmuş yanımda götüreceğim diyor. Anlamıyorum bunca sene Mete'yle tanıştırmaya tenezzül bile etmedi o kızı şimdi nereden çıktı evlenince götürmek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sakla beni | naz x incila
Fanfiction''yıllardır kendimden bile sakladığım büyük bir sırrım var.'' * 'sakla beni' dizisindeki naz ve incila karakterlerinin hayran kurgusudur. olay örgüsü temelini diziden alsa da büyük ölçüde bağımsız ilerleyecek. izlemiyorsanız da okuyabilirsiniz bence...