33. SAVAŞ YA DA KAÇ

550 96 246
                                    


Sevgili okurlarım, bölümle eş zamanlı olarak 34. bölümün tanıtımını Instagram hesabıma yüklediğimin haberini vermek istedim. 34. bölüm, ikinci cildimizin final bölümüdür. Ne zaman yayınlayacağımı bilmemekle beraber, tanıtımı izlemenizi kesinlikle öneririm.
Instagram hesabım: esmatonguc

Bölüme geçmeden yıldıza basmayı unutma! 🤍

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüme geçmeden yıldıza basmayı unutma! 🤍

SİTANSEL CEMİYETİ II

33. BÖLÜM

SAVAŞ YA DA KAÇ

Hüznün korkundansa,
Bil ki dik değildir başın.
Bırak, olsun ne olacaksa,
Hiç bitmesin bu savaşın.

YAZARIN ANLATIMIYLA

Buruşmuş elinde tuttuğu votkayı yudumlayan Asil Başı'nın aldığı haberler canını sıkmıştı. Yetmiş yaşındaydı ve senelerdir yönettiği Soltaner Cemiyeti'nin tehlikeye girmesini asla istemezdi, bu nedenle Resin Cemiyeti'nin yönetiminden Asil Başı Esin Raya'yı ve Asil Başı Yardımcısı Hulusi Durgun'u toplantıya davet etmişti. İlgili Cemiyetler Federasyonu dışında, ilgi çekmeyen bir noktada planladığı bu toplantıya sadece Resin Cemiyeti ve Soltaner Cemiyeti dâhil olmuştu. Toplantı, şehre çok uzak olmayan bir oteldeydi.

Esin Raya, kendisinden otuz yaş büyük, yaşlı adama sorgulayıcı gözlerle bakarken önündeki içkiye dokunamamıştı bile çünkü bir terslik olduğunu anlamıştı. Bu nedenle iki kişi değil, üç kişi gelmişlerdi.

"Saat kaç oldu Sayın Asil Başı?" diye soran Soltaner Asil Başı Yardımcısı'nın kolunda pahalı bir saat olduğunu gören Esin Raya, kendisinden hesap sorduklarını anında anlamıştı. Gözleri, yardımcısı Hulusi'ye döndükten hemen sonra Asil Başı Taner'e, yani yaşlı adama döndü. Fakat Asil Başı Yardımcısı kolundaki saati havaya kaldırıp "Biraz daha bekleseydiniz de daha çok ilgi çekseydik..." deyince Hulusi'nin de Esin'in de gözleri tekrardan Soltaner'in Asil Başı Yardımcısına döndü.

Hulusi çokbilmiş bir tavırla yöneticisini savundu. "Kendisinin mühim derecede işleri vardı, hem elimiz boş gelmedik herhâlde... Bir saat beklettik, bir gün değil." Bu, iğneleyici bir cümleydi çünkü daha önce düzenledikleri toplantıyı bir gün sonraya, son dakika erteleyen cemiyet Soltaner'in ta kendisiydi.

"Her neyse. Ne oluyor?" diye sordu yaşlı adam, kısık bir sesle. Daha net bir soru soramazdı.

Esin Raya sesli bir nefes verdikten sonra masadaki içkilere göz gezdirdi. "Sanırım ilk defa devlet tarafından değil, sözde dostlarımız tarafından tehdit ediliyoruz."

Hulusi ekledi. "Senelerdir büyük bir plan dönüyormuş da haberimiz yokmuş."

Soltaner Cemiyeti'nin iki üyesinin de kaşları hafifçe havaya kalktı. "Ne oluyormuş ki?" diye sordu Asil Başı Yardımcısı. "Sadece biz mi bileceğiz?"

SİTANSEL CEMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin