30. DENİZ MAVİSİ YALNIZLIK

761 165 533
                                    







INSTAGRAM // esmatonguc

Lütfen oy vererek başlayalım, olur muuu? Hem, bölümün sonunu çok seveceksiniz bence, fikrimce... Keyifli okumalar 🤍


SİTANSEL CEMİYETİ II

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SİTANSEL CEMİYETİ II

30. BÖLÜM

DENİZ MAVİSİ YALNIZLIK

Kimisi izler,
Kimisi çizer;
Ben gökyüzünü yazarım.
Bir tarafta deniz mavisi yalnızlık,
Âmâ eder,
Boğar sis gibi hisleri.
Diğer yanda gece kasveti, kalabalık,
Sarar yalnızlığını,
Karanlıktaki gölgeni.
Kimisi gider,
Kimisi kalır;
Ben arafta mıhlanırım.

Bazı insanlar gider, bazı insanlar kalır. Ruhlarımız araftayken bedenimizi bir oraya bir buraya sürükleriz. Peşimizden gelenlerin tümü, yaralarımızdır. Bavula koyduğumuz kıyafetlerken sürüklediklerimiz ise yalnızlıklarımızdır. Satın aldığımız biletler, düşüncelerimizdir. Uçağa veyahut otobüse binerken verdiğimiz bilet ise yalnızca bir çöp parçasıdır.

Sağımda yalnızlık vardı, deniz mavisi bir yalnızlıktı bu; boğuyordu beni hâliyle fakat bunu aşmam gerekiyordu. Seneler sonra denize girdiğimde de içimden bunu söylemiştim: İnsan, acılarını acılarıyla aşarmış, demiştim. Her acımı başka bir acıyla aşıyordum. Kalabalıktan hiçliğe doğru sürükleniyordum. Kaygılarım, ruhumu arafta mıhlarken aşkım, adımlarımın tümünü geri geri attığımı düşündürtüyordu.

Her terk ediş, gerisinde sessiz çığlıklar bırakırdı. Çünkü her terk ediş, yalnızca mekânsal olamazdı; biz aslında insanları terk ederdik ruhumuz arafta kalakalmışken. Gerimizde bıraktığımız insanların aklımızda bıraktıkları ses tonu, zihnimizde yankılanırdı ve işte o zaman, kalabalıkta bile duyulurdu o sessiz çığlıklar. Hiç kimse duymazdı fakat siz duyabilirdiniz. Terk eden sizdiniz çünkü...

Ölüme yaklaşmış bir çiçeği suluyordum, meğerse döktüğüm gözyaşlarıymış o çiçeği ayakta tutan. Demem o ki ben terk etmiyordum, terk edilişimi öngörüp kaçıyordum yalnızca. Karşımdakinin her fısıltısı bana artık bir çığlık gibi gelirken kulaklarım değil, kalbim kanıyordu. Ben tenhadaki yalnız çiçektim, gözyaşlarımla suluyordum bedenimi. Şimdi kaçıyordum, tenhadaki yalnızlığımı kalabalıktaki yalnızlığıma doğru sürükleyip kaçıyordum...

Kimisi giderdi, kimisi kalırdı; ben arafta mıhlanırdım. Ne terk etmeyi becerirdi ruhum ne de olduğum yerde kalıp terk edilmeyi beklemeyi. Korkularımdı beni arafta mıhlayan... Ne yapabilirdim ki?

5 Nisan 2023, Foça

Bugün günlerden çarşamba değildi, bugün günlerden on üçüncü yalnızlığımdı. Bugün aylardan nisan değildi, bugün aylardan yalnızlıktı. Bugün ayın beşi değildi, bugün ayın beşinci yalnızlığıydı. Ben bugün İzmir Foça'da değildim, ben bugün bir yalnızlık şehrindeydim.

SİTANSEL CEMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin