17. BAŞKA BİR MEVSİM

804 356 848
                                    




Bölümü en iyi anlatan şarkı, bölümden sonra dinleyin. Üstteki şarkıyı da kitabın sonunda yazdığım bir sahne var, o sahneyle beraber tekrardan dinleyin. Hissedeceksiniz. :)




Keyifli okumalar, oy vermeyi unutmayın lütfen.

SİTANSEL CEMİYETİ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




SİTANSEL CEMİYETİ

17.BÖLÜM

BAŞKA BİR MEVSİM

Pinhâni - Aşk Bir Mevsim, Can Ozan - Toprak Yağmura

İnsanın zifirisi, aydınlığı olurdu bir bakıma. Görüş açısı karanlık oluverince birden, görmek için çabalardı bazı şeyleri. Sözler geçerdi aklından, düşler kurardı sürekli...

İnsanın sağırlığı, sesi olurdu bir bakıma. Duyamazdı sesler kesilince kendini bile, sırf bir ses duymak için, konuşmak için çabalardı. Sesler geçerdi aklından, şarkılar söylerdi sürekli...

İnsanın dilsizliği, huzuru olurdu bir bakıma. Konuşamazdı hıçkırarak ağlamaktan, sırf konuşabilmek için dizginlerdi haykırışlarını. O geçerdi aklından, onu umardı sürekli...

Fakat insan tümüyse, insanın hiçliği, hep olurdu bir bakıma. Hareket edemezdi, konuşamazdı, duyamazdı, göremezdi ve mecazen işte o an ölürdü. Kimse ya da hiçbir şey geçmezdi aklından, kimseyi ummazdı, şarkı söylemezdi, düşler kurmazdı sürekli... Çünkü hiç... Hiçti.

Hiçtim.

Hep, hep olmak istemiştim. Bir insanın en değerlisi, en sevdiği ya da en çok güldüğü... Ama hep olmak isterken hiç olmuştum. Hiç uğramadığı, hiç aklına gelmeyen, hiç güvenmediği, hiç sarılmak istemediği bir insandım. Kendimi arkadaşlarımla olan gülüşmelerimle kandırır, dört senelik ilişkimle üstünü örterdim bu hiçliğin. Fakat bu karanlıkta, bu köhne zindanda, bu sessizlikte, bu dilsizlikte ne yazık ki dürüst olabilmiştim kendime. Kime güvensem bana güvenmezdi, güvendiğini söylerdi gözleriyle, haykırırdı hatta ama işin kötü yanı, yalan söylerdi. Güvenmezdi. Çabalardım, anlatmaya çalışırdım kendimi, olanları ama güvenmezdi.

Boran bana güvenmemişti. İnanırdım, demişti belki ama inanmış mıydı? İnanmamıştı. Gözlerindeki hayal kırıklığını o kadar derinden hissetmiştim ki o an bana güvenmeyeceğini, hatta şu karanlık zindandan çıksam bile bir gün, asla güvenmeyeceğini zerrelerimde hissetmiştim.

Ölümler olurdu bazen, geri getirilemeyen tek şey, bir insanın son ölümü olurdu. Boran'ın tanımına göre mecazen olmayan ölümdü bu. Son ölüm. Fakat bu ölüm hakkında anlamlandıramadığım birtakım şeyler vardı. Mesela Boran "babam" demişti... Senin yüzünden benim babam öldü... Bunu da ölümleri adlandırdığı gibi mecaz bir dille mi söylemişti yoksa gerçek miydi? Gezegen Başı onun babası olabilir miydi? Sanmıyordum. Böyle bir şey olsa illaki lafı geçmez miydi?

SİTANSEL CEMİYETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin