(34)

2.5K 302 419
                                    

Ne kadar bol yorum o kadar hızlı bölüm ♥︎~





Uçsuz bucaksız maviliklerin,bembeyaz kumları çevrelerken oluşturduğu mükemmel bir günbatımı manzarası...

Okyanusun dingin dalgalarının oluşturduğu melodi,huzurun tanımı gibiydi.Tatlı bir meltem esiyordu.Gün ışığının en parlak olduğu zamandaki gibi olan saçları,o meltemle dalgalanırken okyanustan daha mavi gözleri enginliklerde dolanıyordu.Aniden bir ses işitmişti kulakları.Sanki biri,çukur kazıyor gibiydi.Sağına,soluna iyice bakınmıştı.Güneş öylesine güçlü parlıyordu ki zaten küçük olan gözleri kısıldığı için daha az görür olmuştu.

"Kim var o-Jungkook?"

Ellerinden birini gözlerinin önüne siper ettikten sonra arkasına döndüğünde görüş açısına giren alfasını görmüştü.Meşgul görünüyordu.Elindeki büyük kürekle birlikte sahilde kocaman bir çukur açmaya çalışıyordu.Jimin'in aklı karışmıştı.Daha az önceye kadar burada ne Jungkook,ne de kazdığı çukur vardı.Bir anda belirmişti resmen.Garip olan bir şey daha vardı.Ne kadar seslenirse seslensin Jungkook ona cevap vermiyordu.Kazmaya öylesine odaklanmıştı ki  ne eşinin sesine tepki vermiyordu.

"Ne yapıyorsun,neden kazıyorsun orayı?"

Konuşmuyordu,bakmıyordu.Sadece ve sadece kazıyordu.Jimin onun başında beklerken bir anda güzel hava değişmiş ve kara bulutlar sarmıştı etraflarını.Grileşen hava,az önceye kadar parlayan güneş ışıklarını saklarken kasvetli bir ortam bırakmıştı geride.Jimin ilk olarak yağmur damlalarını burnunun üzerinde hissetmişti.Damlalar bir anda sıklaşarak sağanak yağmura dönüşürken,saçlarını okşayan tatlı meltem sertleşerek görüş alanını bile daraltan bir fırtınaya dönüşmüştü.

"Jungkook! çık şuradan gidelim hava çok kötü"

Ama hala bir tepki yoktu.Alfa olan programlanmış gibi kazmaya devam ediyordu.Yağmura,fırtınaya ve çamura rağmen kazıyordu.Jimin üşüyordu,titriyordu ama oradan Jungkook'u almadan gitmek de istemiyordu.Bardaktan boşanırcasına devam eden yağmur ikisini de sırılsıklam etmişti.

"Jungkook bırak şu lanet küreği!"

"Sensiz yapamam!"

"NE?"

"Bana yardım et"

Jimin ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Jungkook küreği fırlattıktan sonra kumu elleriyle kazmaya devam etmişti.Birkaç saniyelik kararsızlıktan sonra Jimin'de harekete geçmiş ve eşinin karşısına geçerek o da elleriyle kumu kazmaya başlamıştı.Ne aradığını ya da ne bulmayı umduğunu bilmiyordu.Sadece Jungkook ona sensiz yapamam dediği için buradaydı.Sorgulamamıştı.O fırtınanın,o yağmurun içinde parmakların ne kadar acıdığını umursamadan birlikte kazmaya devam etmişlerdi.

Sonra bir anda parmak uçlarında bir sertlik hissetmişlerdi.Yağmur,tüm hızıyla üzerlerine yağmaya devam ederken Jimin durmuş,Jungkooksa parmak uçlarının değdiği o sertliği meydana çıkarmak için  daha da hırslı kazmaya başlamıştı.Sonunda o çamurun içinden,avuçlarını dolduran bir şey çıkarmayı başarmıştı.İlk başta çamurdan görünmeyen o şeyin,yağmurun da etkisiyle alfanın ellerinde temizlenmiş ve gözlerini kamaştıracak altın rengi ortaya çıkmıştı.

Bu bir yumurtaydı,altın renkli bir yumurta...

Jungkook'un yüzünde büyüyen gülümsemesi,deli gibi aradığı şeyi bulduğunun bir nişanesi gibiydi.Sağanak yağan yağmurdan üzerlerindeki kıyafetleri en ince ayrıntısına kadar ıslak olsa da gömleğinin kolunu yumurtaya sürtüp daha da parlamasını sağlamıştı.Dünyanın en önemli şeyiymiş gibi tutuyordu onu.

Untamable | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin