(42)

1.6K 219 244
                                    




"Hatırlıyor musun,küçükken de böyle okşardım saçlarını..."

Jungkook,dizlerinin üzerinde yatan kardeşinin saçlarını okşarken hüzünle gülümsemişti.Seokjin eve geldiklerinde karşılaştıkları manzaraya nispeten çok daha sakindi ve abisinin kendisini sevmesine izin vermişti.Belki geç kalınmışlıktı,belki yeni bir fırsattı bilinmiyordu.Aslında önemli de değildi çünkü kaybettikleri zamanı geri getiremeyeceklerini biliyorlardı.Ama hala yanyanalardı.Yaşamadıkları eski anılara inat,yenilerini yaratabilirlerdi.

"Yalan söyleme,sen hiç benim saçlarımı okşamazdım"

"Okşardım Jinnie.Sadece...sadece sen bilmiyordun.Çünkü bunu her gece sen uyuduktan sonra yapardım"

Elbette ki bunun da bir nedeni vardı.Jungkook,her ne kadar öyle yetiştirilmeye çalışılsa da sevgi dolu bir çocuktu.Ne annesi ne babası ona sevgilerini göstermese de,o umut dolu gözleriyle ebeveynlerinden bir aferin,ya da bir öpücük beklerdi.Kardeşini de seviyordu.Onunla oynamak en sevdiği şeylerden biriydi ama babası bunu yapmasını yasaklamıştı.Çünkü ona göre sevgi zayıflıktı...

Buna rağmen iki kardeş olabildiğince iyi anlaşmaya ve sevgi dolu bir çocukluk geçirmek için birbirine tutunmayı başarmıştı.Jungkook babasına görünmeden,gizli gizli kardeşiyle ilgilenmiş ve her zaman sevgisini ona göstermeye çalışmıştı.Ama her zaman önlerine babaları çıkmıştı.Ona göre alfa oğlu sadece yerini alacak bir varis,omega oğlu da ayağına bağ olan bir parazitten başka bir şey değildi.Jungkook'un kalbindeki sevgi yoğunluğunu farkeden yaşlı alfa,iki çocuğunun arasındaki tatlı kardeşlik bağına zarar verecek her şeyi yapmıştı.

"Sen 8,ben de 10 yaşındaydım.Akşam yemeğindeydik.İştahlı bir çocuktun,gerçi hala öylesin ama-"

"Yah!"

"Tamam tamam sustum.Akşam yemeği,bir aile için çok önemlidir değil mi?Anne,baba,çocuklar gün içerisinde ne yaptığından bahseder,gelecek günler için planlar yapılırdı.Ama bizim akşam yemeklerimiz hep soğuk ve sessizdi."

"Hatırlıyorum.Babam asla konuşmamamıza izin vermezdi."

"O gün sevdiğin bir yemek vardı.Sanırım çok acıkmıştın çünkü yemeğini hepimizden önce bitirmiştin.Senin tabağına daha az yemek konduğu için bu normaldi çünkü babama göre alfalar daha çok yemek yemeliydi.Haklı olarak biraz daha yemek istedin ve sana vermediler.Öyle güzel somurtmuştun ki sana dayanamamıştım.Babamın dikkatini çekmediğimi sanarak tabağımdaki köfteleri gizlice sana vermiştim.Ama görmüştü.O gece hiçbir şekilde tepki vermemişti ama sabahına beni çiftliğin arkasındaki depoya götürmüştü."

Sanki o günü tekrar yaşıyormuş gibi boğazı düğümlenmişti.Kardeşine tabağındaki köftelerini vermesinin bedelini 3 gün 3 gece sadece kuru ekmek ve su ile karanlık bir depoda kalarak ödemişti.Daha 10 yaşındaydı.Tamamen çocuktu.Ve çocuk kalbi,o 3 gün boyunca korkunç yaralar almıştı.Edindiği bu acı deneyim,onu küçücük yaşında olgunlaştırmıştı.Artık kardeşinden uzak duruyordu,onunla ilgilenmiyordu.Ama kurutulmak istenilen sevgisi,kalbinde gizli köşede açığa çıkmak için bekliyordu.Bu yüzden tehlikeli de olsa geceleri kardeşinin odasına gidip saçlarını okşar ve iyi geceler dilerdi.

"Bir gece...seni görmüştüm.Bana sessiz olmamı söylemiştin değil mi?"

"Rüya gördüğünü söyleyip seni yeniden uyutmuştum.Ertesi gün anneme biliyor musun anne ben bugün rüyamda abimi gördüm demiştin.Yakalanacağız diye ödüm kopmuştu"

Untamable | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin