" Hey, Suh. Senden istediğim şey hazır mı? "
Suho, acıyla buruşturmuştu suratını. Sehun'un omzuna koyduğu elleri sıkması canını yakmıştı. Karşılıklı çıkar ilişkisi olmasa Sehun'a bir dakika bile tahammül etmezdi. Sehun'a çok fazla yakın olmak Jongin'in sinirini üzerine çekmek demekti ve Suho'nun istediği en son şey buydu.
" Üzerinde çalışıyorum. "
" Güzel, çalış başaramazsan ... "
Sehun, başparmağını diliyle yalayıp Suho'nun burnuna sürdü. Suho'yu işaretlemişti Sehun, bu artık Sehun'a ait olduğu anlamına geliyordu.
" ... bunun ne anlama geleceğini biliyorsun Suh. Güzel çalış. Oh! Yixing, yarın birlikte çöp toplayacağız. Saat 13.20'de geç kalma! Sevmem! Derste görüşürüz. "
Sehun, soğuk ses tonuyla konuşmadaydı ya da nefesi insanın kanını dondurmasaydı tatlı çoktu Kyungsoo'ya göre. Jongin ile kuzen oldukları bakınca belli olmuyordu ama öğrendikten sonra dikkatli baktığınızda kuzen olduklarını gerçekten belli ediyorlardı. Ilk olarak ikisinin de seslerindeki soğukluk seviyeleri aynıydı, kıyasıya yarışırlardı anlayacağınız. Ukalalık.. Kesinlikle benziyordu ama Jongin bu konuda daha başarılıydı. Bakışlar.. Aynı olsa da Sehun'unkiler biraz daha yumuşaktı, Jongin az sonra etinizi çıplak eliyle vücudunuzdan sıyıracak gibi bakıyordu insana. Ve dövmeler.. Ikisininde çok güzel dövmeleri vardı.
" Lanet olsun. "
Suho, Sehun'un okul binasına ilerleyen bedenine bakarken n'apacağını düşünüyordu. İşaretlenmişti, artık Sehun'un malı sayılırdı. Bu da Jongin'in kara listesine girdiği anlamına geliyordu. Artık tarafsız değildi, istemeden Sehun'un tarafına geçmişti. Kuzey kanadına aitti artık.
" Bunu herkese mi yapıyor Sehun? "
" Neyi? Işaretlemeyi mi? "
" İşaretleme mi? O ne?"
Suho, bedenini Kyungsoo'ya çevirmişti. İşaretlemeyi duymadığı için şaşırmıştı, herkes işaretlemeyi bilirdi. Jongin ve Sehun'un yaptığı bir şeydi. Birinin işaretlediğini diğeri işaretleyemezdi, eğer işaretlerse bu hakaret olarak kabul edilirdi.
" Işaretleme ne bilmiyor musun Kyungsoo? "
" Hayır. "
" Eğer biri başparmağını diline bastırıp burnuna sürüyorsa bu seni işaretlediği anlamına geliyor. Ilk işaretlenme gruba alındığını, ikincisi seni istediğini, üçüncüsü de istesen de istemesendd o'nun sevgilisi olduğun anlamına geliyor. Seni de mi işaretledi? "
" Evet, Jongin bunu yapınca çok şaşırmıştım. "
" Jo..Jongin seni işaretledi mi? Ü..üzgünüm gitmem gerek, yapmam gereken bir şey hatırladım. "
Kyungsoo, Suho'nun telaşla yanından kalkmasına bir anlam verememişti. Çok önemli bir şey olduğu acelesinden belli oluyordu, eğer önemli olmasaydı böyle kaçar gibi gitmezdi. Kyungsoo o'nu pek iyi tanımıyordu ama zaman geçirmeyi seviyordu ders aralarında. Bu yüzden o'nu tanımak için çaba harcıyordu, hiç arkadaşı olmamıştı ve Suho'nun arkadaşı olduğunu düşünüyordu. Her zaman tek kalmaktan nefret etmişti Kyungsoo, tekken aklına gelen her şeyden nefret ettiği gibi. İnsanlar bazen tek kalmak isterlerdi, düşünmek için ama Kyungsoo tek kalmamak isterdi düşünmemek için. O kadar çok şeyi nasıl düşüneceği düşüncesi büyük bir yük gibi görünürdü Kyungsoo'ya. Zihni temizlenmesi gereken büyük, pis bir kedi kumu gibiydi. Bir sürü düşünce dolanıyordu, hepsi zihnin başka köşesinde sesini bulmuş, sessiz bir anda konuşmak için bekliyorlardı. Bu yüzden hep çok fazla gürültü yapıyordu Kyungsoo. Dün, Jongin çok gürültü yapıyorsun dediğinde bunu pek önemsememişti. Odasına çıkıp yatağa uzandığı zaman, yalnız kaldığı ve Jongin'i rahatsız etmemek için gürültü yapmamaya dikkat ettiği zaman fark etmişti bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)
FanfictionHastalığın adı hissizlik değil Jonginsizlik..