" Torunumu yeniden güldürdüğün için teşekkür ederim Jongin. "
" Görevim bu Efendim, teşekküre gerek yok. "
Jongin, ellerini birbirine kenetleyip sağa sola sallamaya başlamıştı. Kyungsoo o'nun için önemliydi, dedesinin gözünde iyi bir izlenim edindiği için mutlu olmuştu Jongin. Şuan hayatındaki en önemli şey Kyungsoo'ydu, diğer her şeyden daha çok önemsiyordu Kyungsoo'yu.
" Kariyer yönünü belirledin mi Jongin? "
Jongin, boş tabağı delme operasyonuna son verip elindeki çatalı yavaşça masaya bırakmıştı, bu sorunun kendisine sorulmasından nefret ediyordu. Neden kariyerini en güzel yaşında belirlemek ve bu uğurda hayatı kaçırırcasına çalışmak zorundaydı? Neden sadece hayatı yaşayamıyordu, geleceği düşünmeden..?
" Ben gezmeyi planlıyorum efendim. Bütün dünyayı gezmek istiyorum, her yeri görmek, her taşı bilmek.. Doğanın insanlara sunduğu mucizeleri ögrenmek ve o'nları iyi işlerde kullanmak istiyorum. "" Kulağa güzel geliyor. Peki, bu kararı almana ne vesile oldu? "
" Torununuz Efendim, O'nu her gün görüyordum, hasta olduğunu da biliyordum. Evden dışarı çıkmaması bu kararı almama neden oldu. Hayatın evde yaşanacak kadar uzun olmadığını anlamama neden oldu, çocuksu oyunlardan daha ciddi şeyler olduğunu gösterdi bana. Oynadığımız küçük, basit oyunlardan daha büyük dünya. Asla tam olarak anlayamıyorsun, bir yerden yakalayıp başka bir yerden kaçırıyorsun yaşamayı. Ben Kyungsoo'yu yakaladım, neyi kaybettim..? Bilmiyorum ama önemsemiyorum, sadece o'nu yakaladığım için mutluyum. Kyungsoo'yu kaybetmemek için başka bir şeyi yakalamayacağım. "
Jongin, elini yanında oturan Kyungsoo'nun elinin üzerine koyup bakmıştı gözlerinin içine. Hissettiği şeyleri Kyungsoo'nun hissettiğinden de emin olmak istiyordu, çünkü akciğerlerine tekrar kavuşmuşken kaybetmek istimiyordu. Kyungsoo, Jongin'in akcigerleri olmuştu, nefes almasına yardımcı oluyordu. Eğer aynı şekleri hissetmiyorsa Jongin'in nefes almasını durdurmuş olurdu.
" Hayalini gerçekleştirmek için gereken parayı nasıl kazanmayı planlıyorsun peki, çok fazla para gerekiyor. Biliyorsun değil mi? Babalarının bu aralar para konusunda dikkatli davrandığını biliyor olmalısın "
" Biliyorum Efendim, bu yüzden hayal diyorum ya artık. Babalarımın bunu karşılayacak durumu yokmuş şuanda, bu yüzden geleceğime yön verecek hiçbir şey düşünmüyorum artık. Sadece anın tadını çıkarıyorum. "
" Dede, biz yukarı çıksak? "
" Tabii, çıkabilirsiniz. Bir şeye ihtiyacınız olursa, seslenin tamam mı? "
" Yemek için teşekkür ederim Efendim. "
" Asıl ben teşekkür ederim Jongin, torunumla ilgilendiğin için. "
Jongin, Kyungsoo'ya sandalyesinden kalkmasına yardım edip kollarına almıştı hızla. Tek hamlede kucağına almayı başarıyordu Kyungsoo'yu, ellerini bacaklarının altına yerleştirip zıplatarak alıyordu kolları üzerine. Bunu yaparken Kyungsoo'nun yüzünde oluşan gülümsemeyi seviyordu Jongin, mutlulukla harmanlanmış çıglığını duymayı seviyordu. Kyungsoo, ellerini Jongin'in boynuna dolayıp kapatmıştı gözlerini, buradan başka huzur var mıydı? İnsanı mutlu hissettiren o nadir anlardan biriydi yazılan bu sahnede, herkes gibi Kyungsoo'da kendisi için yazılan kitabındaki bölümleri oynuyordu istemsizce ve bunun farkında bile değildi. Sıkıcı kitabı sıkıcı olmaktan çıkıyordu yavaşça.. Biraz dram, çokça aşk doluydu artık. Merdivenleri yavaşça çıkarken yüzünü Kyungsoo'nun saçları arasına gömmüştü Jongin. Saçlarının kavunumsu kokusunu seviyordu, rüzgarın her vuruşunda ciğerlerine o kokunun dolmasına ve sonsuza kadar koklayabileceği düşüncesini seviyordu. Yavaşça girmişti Kyungsoo'nun açık olan kapısından içeriye, Kyungsoo'nun dünyasına. Kyungsoo'yu yavaşça yatağına bırakıp kendisi de uzanmıştı yanına, konuşmak yerine elini tutup kapatmıştı gözünü. Çıplak ayakları yumuşak halıya değiyordu ikisininde, Kyungsoo'ya kıkırdayıp bozmuştu sessizliği.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)
FanfictionHastalığın adı hissizlik değil Jonginsizlik..