Umudun Üç Evresi 3: Unutma

2.3K 160 84
                                    

İşte vakti gelmişti bir hikayeye daha veda etmenin. Güneş son kez karışacaktı laciverte dönen gökyüzüne ve bir daha yeniden parlamayacaktı. Yıldızlar son kez tüm ihtişamlarıyla göz kırpacaklardı yeni ölümlere, son kez bir çift göz o'nlara bakıp hayal kuracak sonra da o yıldızlar gibi hayal olacaktı.. Her bir yıldız, daha önce yaşamış kişilerin umut dolu pencereleriydi hayata baktıkları, bir anda nefes almaya son verip yıldız olmuşlardı. Gökyüzü yıldızların yuvası değildi, bir zamanlar yaşayan insanların mezarlığıydı.. Yaşar ve ölürdünüz.. Yaşar ve yıldız olurdunuz.. Peki, gökyüzündeki hangi yıldız gözleriydi sevdiğinizin?

Sehun, ellili yaşlarına geldiğinde yüzünde oluşan kırışıklıklara aldırmadan gülümsemeye devam ediyordu. Durdurmuyordu yada engellemiyordu gülümseyişini.. Luhan'ı çok kısa bir süre sonra görmüş olacağını düşündükçe engel olması zorlaşıyordu içinde patlayan havai fişeklere. Bu sene midesi Rio Karnavalına ev sahipliği yapıyordu, bir sürü samba dansçısı o gökkuşağı gibi kıyafetleriyle midesinden kalbine kadar dans ediyor gibi hissediyordu Sehun. Uzun süre sonra yeniden mutluluğu, umudu tatmanın heyecanını yaşıyordu. Çok sevmişti, her şeye rağmen sevmişti Luhan'ı ve sevmeye devam edecekti. Karaya hasret denizciler gibiydi, suya hasret toprak gibi.. Gülüşlere hasret aşık gibi, devam filmini bekleyen fanlar gibi.. Her şey Luhan'dı, bütün cümlelerin tanımıydı Luhan.. Kış güneşiydi Sehun'un, yaz serinliğiydi, bütün cümlelerin söylendiği kişiydi. Böyle hissediyordu, belki de öyle hissettiğini sanıyordu kim bilir..

Gri bulutlar kaplamıştı gökyüzünü, yağmurun gelişini müjdeliyordu.. Toprak kokusu kaplayacaktı etrafı yada ölümün kokusu. Yağmur.. Aslında bir şeyi anlatmak için yağıyordu, bir şeyleri fark ettirmek için düşüyordu yeryüzüne tane tane.. Ölümü ve sonu.. Ölüm.. Sadece bedenin yok olmasından mı ibaretti, bu bir hediyeydi sadece.. Bedenin yok olması hediyeydi.. Gerçek ölüm, yavaş yavaş erimekti.. İşte, bu yüzden dökülürdü yağmur yıldızlardan.. Hayalini kaybetmiş, yıldız olmuş umut pencerelerinden yeryüzüne. Sonun habercisiydi yağmur, ölümün kokusuydu Islak toprak ve bir veda şarkıyı ıslık çalan rüzgar..

Kafasını gökyüzüne kaldırıp ölümün kokusunu ciğerlerini patlatana kadar içine çekmişti Sehun. İyi olmayı bırakalı uzun zaman olmuştu, mutlu hissetmeyeli seneler.. İliklerine kadar hissediyordu bunu şimdi, her bir zerresi bununla dolup taşıyordu.. Adımları yağmurdan kaçmak için kaçan insanların boşalttığı sokakta küçük mutluluk tepeleri yaratarak ilerliyordu sonuna doğru. Sadece yürüyordu etrafa mutluluk saçarak, sadece ilerliyordu defalarca geçtiği ama şimdi daha güzel görünen caddelerde. Her şey daha güzel geliyordu, her şey daha berrak, daha saf.. Ve masum.. Karanlığa Çekilen beyazlardan biriydi Sehun'da.. Mum ışığına aşık pervanelerden sadece biriydi.. Sıcaklığını biliyordu bu karanlığın, yanmadan fark edemiyordu.. Yanmadan fark edemeyecekti.. Sokağı saran o uzun diring ring  sesi, Sehun'un yeniden yaşadığının sesiydi.. Telefonunu cebinden çıkararak gelen mesajı açmıştı Sehun..

" Kaderle randevumuz var. Her şeyin başladığı yerdeyim, her şeyin başladığı yerde yeni başlangıçlara merhaba diyelim -Luhan. "

Her şeyin başladığı yer, her şeyin bittiği yer olacaktı. Yeni başlangıçlar, sadece sonlar olduğunda ortaya çıkardı.. Sonlar.. Her zaman vardı sonlar.. Ve sonlar her zaman noksan olurlar. Neydi yaşam, neydi yaşamak? Biri için ve bir şey için nefes almak.. Basit bir oyunda hile yapmak? Küçük bir cam kavanozuna sıkıştırılmıştı insanlar, küçük umutlarla yaşamaya çalışan insanlar şimdi sona hazırlanıyorlar.

Sehun her şeyin başladığı o yere, şehrin dışında kalan güzel yere ilerliyordu. Gittiğinde göreceği bir güzellik yoktu artık, gittiğinde bulacağı güzellikte.. Şehirden uzaklaştıkça görmeye başlamıştı çirkinlikleri, eskimişlikleri.. Çocukken geldiği o yer değişmişti.. Yeşilliğin yerini ölü yapraklar almıştı, çocuk kahkahalarının yerini ise sessizlik.. Güzel kurabiye kokuları yerine duman kokusu vardı her yerde.. Sokakları koşturan çocuklar yerine, plastik ambalajları kaplamıştı.. Unutulmuştu bu yer, duygular gibi, umutlar gibi.. Kamp için toplanılan yer sessizliğin toplanıldığı yer olmuştu. Heyecanlı çocuk sesleri yerine sokakta sürüklenen çöp sesleri bulmuştu Sehun.. Her şeyin başladığı o yer, mükemmel sonun yaşanacağı yer olmuştu.. O bina.. Küçük çocukların cennete açıldığını düşündüğü bina cehennemin kabul ofisi olmuştu sanki.. Küçük Bal Arılarının kovanına çomak sokulmuştu.. Her adımında, gözleri her yok oluşu tattığında biraz daha acıyordu kalbi Sehun'un.. Bu bir yok oluşun daha kalbine doğru ilerliyordu.. Merdiven basamaklarını her çıkışında sona biraz daha yaklaşıyordu. Son herkes için farklıydı, peki son nasıl olmalıydı? Bir son Olmalı mıydı? Yoksa sonlar hiç olmamalı mıydı?

Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin