Tutunmak istemişti Kyungsoo bir yerlere, ya da uyanmak istemişti bu çirkin rüyadan. Beyni bunun bir yanılsama olduğunu ruha anlatmak için bir gerçeklik aramaya başladı. O ses, uzaktan oğluyla konuşan bir anneye ait olmalıydı, bu kadın bedeni sadece bir ağaçtı.. Buna inanmak istiyordu Kyungsoo'nun beyni ama olmuyordu. Gerçeklik bu kadar yakınken kendisine, yalanlara uzanamıyordu. Yutkundu Kyungsoo, çizgi dizilerde olduğu gibi bir anda bütün evren yok olmuştu, karanlık bir hiçlikte spot ışığının altında duruyordu sanki. Hiçbir şey yapamıyordu, tek bir söz söyleyemiyordu. Dona kalmıştı öylece, gözlerini bile kırpamıyordu.
'' Oğlum? ''
Kyungsoo, yeniden duyduğu o yumuşak sesle kendine gelmişti. Tekerlekli sandalyede oturan küçük kız ve yanındaki ailesine, bankta kahve içen arkadaşlara, kol kola girmiş yürüyen yaşlı çifte ve hastaneye girip çıkan insanlara bakmıyordu bile kadın, doğrudan Kyungsoo'ya bakıyordu. Pişmanlık dolu gözlerle, koşup sarılmak istesen hislerle bakıyordu. Kaçırmıştı gözlerini Kyungsoo kadından, ayaklarına odaklamıştı. Garipti, garip hissediyordu. Ne demesi gerekiyordu, ya da ne yapması? Belki yürüyüp gitmeliydi sadece, bir hayale bakmaktan vazgeçip. Veya cesur olup konuşmalıydı neler döndüğünü anlamak için.
'' Kyungsoo, oğlum? ''
'' A... A.. ''
Kelimeler çıkmıyordu dudaklarının arasından, nefesi dönmüyordu eski haline. Bir şakadan ibaret olduğunu düşünüyordu Kyungsoo, pis bir şaka. Pis bir şaka olduğunu düşününce aklına gelen tek bir kişi olmuştu. Sehun..
'' Kimsin? ''
Sonunda konuşabilmişti kanayan ruhunu bir kenara bırakıp. Ruhunun kan damlalarının gözünden akmaması için Jongin'i düşünmeye çalışmıştı, olmamıştı ama.. Düşünebildiği tek şey kendisine benzeyen o kadındı.. Kendisi gibi bakan, kendisi gibi gülümseyen bir kadın..
'' Bu kadar geç tanıştığımız için özür dilerim oğlum. ''
'' Oğlum? ''
'' Evet Kyungsoo, oğlum. şaşırdın biliyorum ama anlatacağım her şeyi. ''
'' Benim annem öldü. ''
'' Öldüğü söylendi. ''
'' Ama benim annem öldü. ''
'' Bunu kabullenmek senin için zor ama beni dinleyince anlayacaksın. şu banka oturalım sana her şeyi anlatacağım. ''
Kyungsoo derin bir nefes alıp ilerlemişti annesi olduğunu iddia ettiği kadının arkasından hastanenin en uç köşesindeki banka. Morga yakın olduğu için kimsenin oturmadığı, o buz gibi esintinin olduğu banka oturup gözlerini ilerideki bir ağaca odaklamıştı Kyungsoo. Neden burada oturup o'nu dinleyeceğini bilmiyordu, sadece bir anlığına annesi olabileceği düşüncesi kalbini ısıtmıştı. Kadının oğlum derken içini ısıtan o hissin nedenini öğrenmek istedi, kendisine bakarken neden bu kadar yumuşak baktığını öğrenmek istedi.. Annesi olup olmadığını öğrenmek istedi sadece. Hep eksikliğini hissettiği o sevgiyi öğrenmeyi istedi bir anlığına. Kadın Kyungsoo'nun saçlarını okşamak için elini Kyungsoo'ya doğru uzatmıştı.. Bunu yapacak cesareti bulamayıp çekmişti geri, çantasının kulpuyla oynamıştı birkaç saniye.. Sessizliği bozacak doğru kelimeleri arıyordu..
'' Garip hissettiğini biliyorum oğlum. ''
'' Tahmin bile edemezsin. ''
'' Bunca yıl.. Bunca yıl neden gelmediğimi sorguluyorsun şuan içinde. Neden bunca yıl gelmedi de şimdi geldi diye soruyorsun kendine ama gelemedim. ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)
FanficHastalığın adı hissizlik değil Jonginsizlik..