Sehun, Kyungsoo'yu omuzlarından tutarak kendisine çevirmişti. Güzel bir bir gün geçirmişlerdi, ama ayrılmaları gerekiyordu artık. Sehun, Kyungsoo'yu bırakmak istemiyor gibi sıkıca çekmişti Kyungsoo bedenine. Ellerini Kyungsoo'nun belinin arkasında birleştirerek iyice bastırdı vücuduna. Sonsuza kadar yanında tutmak istiyordu.. Bırakırsa yeniden tutamamaktan korkuyordu ama bırakması gerektiğini biliyordu.
'' Bugün hiç yaşanmamış gibi davranmak ister misin Kyungsoo? ''
'' Bunu neden isteyeyim ki? ''
Kyungsoo'nun sesi, Sehun'un göğsüne bastırdığı yüzü yüzünden boğuk çıkmıştı ama ne demek istediği açıkça anlaşılmıştı. Sehun'un Günebakan'ı olmayı Kyungsoo'da istiyordu, o'nu bırakmayı Kyungsoo'da istemiyordu. Değişik duygular içindeydi, bir yanı Jongin'i düşünürken, diğer yanı Sehun'da kalmak istiyordu. Ellerini Sehun'un boynuna yerleştirdi Kyungsoo, yüzünü Sehun'un yüzüne yaklaştırarak parmaklarının ucunda yükselmişti. Sehun'un dudaklarına küçük bir öpücük bırakarak inmişti ayaklarının üzerine geri.
" Nereye dönersem döneyim orada olmanı istiyorum Sehun. "
" Nereye dönersen dön orada olmak istiyorum Kyungsoo. Ama, şimdi eve gideceksin. Hava soğumaya başladı hasta olmanı istemeyiz değil mi? "
" İyi geceler Sehun. "
" İyi geceler Günebakan. Haa, bu arada rüyana başka erkekler girerse müebbet yiyebilirim.. Sadece ben anladın mı? "
" Sadece sen. "
Sehun, eğilip Kyungsoo'nun dudağından öpmüştü. Ellerini Kyungsoo'nun belinden çekip ceketinin cebine yerleştirmiş, Kyungsoo'nun bahçe kapısını açıp iceriye girmesini bekliyordu.
" Git hadi Kyungsoo. "
" Senin gitmeni bekliyorum. "
" Sen içeriye girene kadar bir yere gitmiyorum Günebakan. "
Kyungsoo, ellerini ceplerine yerleştirerek gülümsedi Sehun'a arkasını dönüp eve yürümeden önce. Birkaç adım atıp arkasına bakmıştı Kyungsoo. Sehun'un orada olup olmadığını merak ediyordu, gitmiş olduğunu tahmin ediyordu ama gitmemişti Sehun. Sokak lambasının altında duruyordu, bir yere gitmemişti.
'' Hadi, git Kyungsoo. Evdekiler merak etmiştir. ''
'' Yarın görüşürüz Sehun. ''
Kyungsoo, bir kez daha yürümek için dönmüştü eve doğru. Bu kez arkasına bakmayacaktı, bakarsa gidemeyecekti çünkü. İnanılmaz bir gün geçirmişti Kyungsoo, Sehun ile birlikte. Daha önce kimseyle geçirmediği kadar iyi bir gündü hem de. Dedesi, Kyungsoo'yu çok seviyordu ama sadece torunu olduğu için, Sehun ise Kyungsoo'yu Kyungsoo olduğu için seviyordu.. Sevmek zorunda olduğu için değil, gerçekten istediği için seviyordu. Kyungsoo, hep açık olan kapının kolunu aşağı çekerek itmiş ve içeriye girmişti. Çantasını kapının yanındaki dolabın üzerine fırlatırken koltukta oturan kişilere baktı Kyungsoo.
'' Dede! O'nların burada ne işi var? ''
'' Kyungsoo. ''
Kyungsoo, dedesinin kolları arasında kaybolmuştu. Yüzünü okşuyor, saçlarını öpüyordu dedesi. Korktuğu belliydi, endişelenmişti dedesi. Haber vermediği için kendini kötü hissediyordu Kyungsoo.
'' N'oldu? Kyungsoo yüzüne n'oldu dedeciğim? ''
'' O'nların burada ne işi var dedim!? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)
FanfictionHastalığın adı hissizlik değil Jonginsizlik..