Domuzcuk Kahkahası

4.1K 361 104
                                    

'' Neden gidip kendi işine bakmıyorsun Jongin?! '' 

Jongin, bakışlarını sınıfın sonunda, ters çevirdiği sıraların altındaki sakızları temizleyen Kyungsoo'ya dikti. İyi değildi, kendini hasta gibi hissediyordu ve geldiklerinden beri Kyungsoo kendisine bakmamıştı. Arada kafasını kaldırıyor, Sehun'a gülümsüyordu ama kendisi gülümsediğinde gördüğü tek şey, kafasının üzerindeki saçlardı. Kyungsoo'ya gülümsediği zaman kafasını yere indiriyordu Kyungsoo, Jongin'e bakmak istemiyordu. Kırılmıştı.. Kendisini suçlu gibi gösterdiği için ve kırıldığında hep ağlardı Kyungsoo. Jongin, Sehun'un çenesine yerleştirdiği elini sertçe iterek bakışlarını yeniden Sehun'a dikti. Bunu sadece sinirini bozmak için yapıyordu ve başarıyordu da. 

'' Neden bunu sen yapmıyorsun? '' 

Jongin, Kyungsoo'nun duymaması için biraz daha eğilmişti Sehun'un kulağına. Evet, bir hata yapmıştı. Büyük bir hata. Bu hatayı yaparak Sehun'un eline de koz vermişti. Sehun'un bildiğini biliyordu Jongin, Kyungsoo'yu işaretlediğini. İlkokulda, herkes Jongin ve Sehun ile dalga geçiyordu. El ele yürüyorlar, her yere birlikte gidiyorlar diye. Yaramaz olan hep Sehun olmuştu, dayak yiyen ise Jongin. Sehun zekiydi, bütün suçları Jongin'in üzerine kalırdı ve hep o dayak yerdi. Bir gün bir şey buldu Sehun, işaretleme.. Jongin ile bunu istedikleri kişilere yapmaya başladılar. Ta ki ikisi de aynı kişiyi işaretleyene kadar. Tarih tekrardan idaretti.. Ve bu kez Sehun kazanmak istiyordu, kazanıyor gibi görünüyordu da.

" Çünkü o'nu ben işaretledim. "

" Ben de öyle! "

'' Bu kez, benim olanı almana izin vermeyeceğim Jongin! '' 

'' Luhan asla senin olmadı Sehun, o hep benimdi. '' 

'' Bu yüzden o'nu öldürdün. '' 

'' O'nu ben öldürmedim! '' 

Jongin, sesinin tonunu düşürerek elini Sehun'un koluna doladı, Sehun canını nasıl yakacağını biliyordu. Her zaman bunu kullanırdı, her zaman sözleriyle canını yakmıştı Jongin'in. Jongin'in, Sehun'a attığı yumruklardan daha sertti Sehun'un sözleri ve her zaman da öyle olacaktı.

'' O'nu ben öldürmedim! Bir kazaydı. ''

'' Emin misin? Seninle olduğu için öldü, o'nu koruyamadığın için. Benden çaldığının bedelini ödeme vakti. ''

'' Kyungsoo? ''

Kyungsoo, kafasını yirmi dakikadır kazımaya çalıştığı sakızdan çekerek kapıya doğru çevirdi. Jongin ile buluşan gözlerini kaçırarak kapıda dikilen şoförüne baktı. Dedesinin, zarar görmemesi için tuttuğu şofördü Duck-Young. Kyungsoo'yu sadece okula götürüp getirmekle yükümlü değildi, Kyungsoo'yu korumakla da görevliydi.

'' Duck, burada n'apıyorsun? ''

'' Beni dedeniz aradı Bay Kyungsoo. Biraz çalışsın sonra sen devam et, dedi. Bir saattir çalışıyorsunuz, ayrıca acıkmışsınızdır. Siz gidip pizzalarınızı yiyin ben geri kalanını temizlerim. Kafeteryada pizzalarınız Bay Kyungsoo ''

'' Aslında daha yarısını bile temizlemedik. ''

'' Sorun değil Bay Jongin, lisedeyken bunu çok yaptım. Özel bir tekniğim var. ''

Kyungsoo ve Jongin aynı anda geçmeye çalışmışlardı sınıfın kapısından. Kyungsoo, bileğine dolanan elle geriye doğru çekilmişti. Jongin, ellerini cebine koyup sınıftan çıkarken Sehun'a o bilindik sert bakışlarından atıyordu. Sehun'un bunu neden yaptığını biliyordu, canını yakmak içindi. Luhan'a olanları unutmamıştı ama bu bir kazaydı. Luhan'ın ölmesini izlemek acı verirken bir de Sehun'un bunu sürekli hatırlatılması daha büyük acı veriyordu. Luhan'ı, Sehun'dan çalacak kadar çok seviyordu hem de.. Önce Sehun işaretlemişti Luhan'ı ve bunu Luhan istemişti. O'nu, Sehun'dan çalmak için çok uğraşmış ve de başarmıştı. Ölmesi kendi suçu değildi.. O otobüs'ün Luhan'a çarpması kendi suçu değildi, Luhan'ın dikkatsizliğiydi.

Külkedisi Sokağa Çıktı (Kaisoo Fanfic) (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin