Yeni bölüm geldii
İyi okumalar
__Sınıfa girdiğimde etrafa göz gezdirdim. Aslı gelmişti. Yanında gidip oturdum.
"Günaydın."
"Günaydın." diyerek karşılık verdi. Dersin başlamasına daha vardı. "Kantine inelim mi?"
"Tamam, inelim."
Kalkıp birlikte sınıftan çıktık. Aklıma ara sıra dün Burak ile konuşmalarımız geliyordu.
Hiçbir şey açıklamamıştı. Merak etmiştim ne olduğu hakkında.
Telaşı öyle hissedilecek durumdaydı ki. Böyle bir durumda da ne olduğunu bilmemek insana kötü hissettiriyordu.
Aklımda ne olduğuna dair kesin bir tahmin yoktu ama sessizce dinlemesi 'eve izinsiz birisinin girmesi' durumunu düşündürüyor bana.
Üstelik yazdığım mesajlara da cevap vermemesi. Ona bir şey olduğu hissiyatını veriyordu bana.
Aslı ile merdivenlerden inerken aklıma gelen fikir ile telefonumu çıkardım.
"Büge dikkat et, düşersin." Aslı'nın nasihati üzerine telefonumu açarken cevap verdim. "Tamam, bir şey olmaz."
Telefonu açıp WhatsApp'a girdim. Burak ile mesajlarımızı olduğu kısıma tıklamıştım ki ayağımın bir anda boşluğa denk gelmesi ile dengemi kaybettim. Bir bedenin üzerine düşerken Aslı'nın da 'hih' nidası gözlerimi kapatmama neden oldu. Kesin Aslı'nın üzerine düşmüştüm.
Yerde yatan vücudun da üzerine ben yatıyordum. Herhangi bir yerimde acı yoktu. Bir bedenin üzerine düşmem hasar almamı engellemişti.
Gözlerimi açtığımda gördüğüm yüz kesinlikle beklediğim yüz değildi. Bedenim Aslı'nın bedeninin üzerine düştüğünü zannederken başka bir kişinin üzerindeydi.
Daha önce görmediğine emin olduğum o gözlere bakarken biraz şaşırmıştım. Kesinlikle Aslı'nın üzerinde olmayı düşündüğüm içindi bu şaşkınlık.
"Artık kalkacak mısın?" çocuğun konuşması ile üzerinden kalktım.
"Özür dilerim."
Çocukta yerden kalktıktan sonra üzerini silkeledi. Bende bu sırada telefonuma baktım. Yere düşmüştü. Yerden aldıktan sonra cebime attım. Ardından çocuğa tekrar döndüm.
"Gerçekten özür dilerim, istemeyerek oldu."
"Gözlerin önünde olmak yerine telefonda olursa daha çok istemeyecek şeyler yaşarsın."
Kurduğu cümle ile haklılığına karşı kafa salladım.
Bakışlarımı kıyafetlerine kaydırdığımda biraz toz olmuştu. Eliyle çırpmaya da devam ediyordu.
Çırpma işlerim bittikten sonra başını kaldırıp bana baktı. Hafif bir şekilde tozlar duruyordu hala.
"Telafi edebilir misin?"
"Tabii ki de."
"Yarın bu kıyafetleri sana getireceğim, sende yıkarsın."
"Ne?" Cidden bunu mu istiyordu? Filmde filan değildik. Cidden bu muydu?
Ciddi olduğunu anlamak adına kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Bana biraz baktıktan sonra kısa bir gülüş çıktı ağzından. Daha sonra bir kahkaha patlattığında ne olduğunu sorgulamaya devam ediyordum.
"Ciddi misin?"
"Evet, ciddiyim." Hiç de ciddi gibi durmuyordu ama sesi keskin çıkmıştı.
Artık suratına nasıl bakıyorsam tekrar kahkaha attı.
"Şaka yapıyorum. Bunu böyle ciddiye alman çok komik oldu."
"Eğleniyor musun şu an benimle yani?" Sorum üzerine kafa salladığında sinirlenmiştim. Çatılan kaşlarım ve ciddileşen yüzüme bakınca gülmesi durdu.
"Tamam, tamam gülmüyorum artık." Yüz hatlarım normale döndüğünde konuştu.
"Ama telafi etmeni isterim."
"Tabii ki de telafi ederim, sonuçta ben hatalıyım burada."
"O zaman bana bir kahve ısmarla." Kafamı salladım. Üstünü batırmasına sebep olmuştum.
"Hem ilk günden bir arkadaşa sahip olurum." Okula yeni gelen öğrenci miydi yani? Normalde sınav haftası nakil olan bir öğrenci olacağını pek zannetmiyordum.
"Sınav haftası mı nakil oldun?"
"Evet, öyle olmak zorunda kaldım." 'Anladım' dercesine kafamı salladım.
Yanımda Aslı'nın sesini duymam ile kafamı ona çevirdim. En son kantine iniyorduk birlikte.
"Kahveyi başka zaman ısmarlarsın. Görüşürüz." dedi daha adını öğrenemedim çocuk.
Bende görüşürüz dedikten sonra aşağıya inmeye başladık Aslı ile.
"Çocuk ilk dakikadan arkadaş buldu. Biz senle arkadaş olana kadar uzun zaman geçmişti. "
Aslı'nın dedikleri ile güldüm. Gerçekten de öyle olmuştu.
"Ama ortaokulda daha küçüktüm ve bu arkadaşlık ilişkisinde de toyduk. Gerçi hala biraz öyleyiz ama seninle en azından gerçekten dostuz."
"Ay evet, gerçek dostum benim." kollarını bana sarması ile gülümsedim.
Birlikte kantine indiğimizde bir masaya oturduk. O siparişler adına giderken bende telefonumu çıkardım.
Burak hala görmemişti mesajlarımı. Hatta görmeyi geç, mesajlarım iletilmemişti bile.
Oflayarak telefonu masaya koydum. Aslı yanıma geldiğinde oturur oturmaz sordu.
"Ne oldu?"
"Dün Burak ile ders çalışmak adına görüntülü aradım. Bir süre sonra sessizce kapıyı dinledi. Artık her ne duyduysa telefonu hızlı bir şekilde kapattı. Mesaj attım ama gitmiyor mesajlarım. Çok telaşlandığı için merak ettim. Kötü bir şey olabilir."
"Tamam bir şey olmamıştır. Bak bugün sınav var. Eğer gelmezse o zaman telaşlanmakta haklısın. Şu an yapacak da bir şey yok."
Haklıydı. Kafamdan çıkartarak dikkatimi Aslı'ya verdim.
**
Bölüm sonuu
Yeni birisi daha geldi hikayemize.
Yıldıza basmayı unutmayın ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKTİM YOK / YARI TEXTİNG
RomanceBurak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam özür dilerim. 055*: Ama bu kadar kaba olmana gerek yoktu. Burak: Kaba değilim, ne soracaksan sor. **...