Yeni bölüm geldii
Bugünün bölümü de biraz gecikti. Sorun olmamıştır umarım.
İyi okumalar
__Büge'den
Okullar bir gün daha ertelendiği için hafta sonu 3 güne çıkmıştı. Tam bir hafta zaten tatildi ama bu pazar gününün sabahından başlayan bu kar yağışı o kadar yoğundu ki geceye bile kalmadan yollar kapanırdı. Geceye kadar yağmasına gerek yoktu.
Ben neredeydim? Tabii ki de sevgilimin evinin hemen önünde. Bahçe kapısı neden kilitliydi ki? Kapının önüne gelmiş onu aramıştım kapıyı açması için ama beyefendi bir türlü gelmemişti. Kardan adam oldum be burada!
Sonunda kapıda çıktığında koşa koşa geldi kapıya. Daha kapıyı açmadan bana bakması bir süre duraklamasını ardından da kahkaha atmasına sebep oldu.
Ben ona tip tip bakarken kahkaha atmaya devam ediyordu.
"Neye gülüyorsun? Ağaç oldum burada!"
"Kardan-" gülmekten konuşamıyordu resmen!
"Hadi aç kapıyı Burak! Ve gülmeyi de kes!" dedim sinirli bakışlarla. Donmuştum resmen ya.
Gülmesi kesilmediğinde iyice sinirlenmiştim. Donuyorum, donuyor!
Bir anda ona arkamı dönüp sinirli adımlarla yürümeye başladım. Üşüyordum ve eve geri gitme kararı aldım. Gevşek Burak! Zaten beni iki saat kapının önünde bekletmişti.
Çok sürmedi. 10 saniye sorçnra gülmesi kesildi, daha sonra kapının açılma sesi.
Bir anda kolumdan tuttulup çevrilmem ile açıkça söylemek gerekirse birbirimize yapıştık.
Kendine çevirirken aynı anda da çekmişti ve sonuç tek bedeniz.
"Hemen kızma Büge." dedi sinirimi söndürmek adına çıkardığı o muzip ve yumuşatıcı sesle.
"Komik görünüyordun karlardan sadece." Bu adamın sesi neden böyle yatıştırıyor?
"Dondum ama!" dedim içimdeki minik sinir kırıntılarıyla.
"Isıtırız güzelim." dedi. Bu yakınlıkta bunu söylemesi yanlıştı. Bu adamın dudaklarından neler dökülüyordu böyle?
"Sapık değilsin değil mi?"
"Sen sapık olarak mı düşündün? Ben öyle dememiştim." dedi beni kıstırarak.
"Ben demedim! Sen dedin!"
"Yoo, gayet de bana 'sapık mısın' dedin. Bu sorunun farklı sözcüklerle ama aynı anlama gelen sorusu da 'sapık mı düşünüyorsun' demek. Ben böyle bir şey demeden senin aklın gitti."
"Tamam Burak. Edebiyat yapma. Sayısalcısın sen kendine gel."
"Bu edebiyat yapısını sen getirdin bana güzelim. Ben sayılarla geçinirken, hiç aklına gelmeyecek güzel sözcükleri bana getirdin. Hepsini düşünürken de aklımdaki sensin."
"Bayılırım ama ben." dedim. Kesin yanaklarım kızarmıştı. Neyse ki soğuktan daha önce de kızarık olduğu noktası vardı.
"Tamam artık geçelim içeri. Utandın mı bilemem ama tankların kızarmış senin."
Daha sonra içeri geçtik.
Tek başına olduğu için zaten ev kirlenmezdi. Temizdi yani.
Oturma odasına geçtiğimde o odaya çıkıp geleceğini söylemişti.
Ailesi ile konuştu mu merak ediyordum ama yine de sormak istemedim. Kendi içinde bir şeyleri hallettikten sonra konuşmalıydı. Zaten ailesi onu seviyorsa kendilerini affettirmek için de bir şeyler yapardı öğle değil mi?
Burak yanıma geldiğinde elinde kitap vardı.
"Ne onlar?"
"Ders çalışacağız." hayretle ona baktım. Yeni gelmiştim buraya zaten beni neden direkt derse oturtuyordu ki?
"Yeni geldim daha." diye sızlamaya başlamıştık ki izin vermedi.
"Önce ders çalışacağız sonra da ne istersen yaparız. Önce bira vakit geçirsek sen daha sonra derse oturmadan kaçarsın eve. Evde de yarın zaten tatil diye çalışmazsın bugün. Tembel ama iyi zekan var. Arada şaşırıyorum ama sonra zaten mükemmel olduğun aklıma gelince sonradan çok normal diyorum kendi kendime."
"Şu ikna etme çabalarının arasına da nasıl oluyor iltifat ediyorsun anlamıyorum. "
"Hadi, hadi söylenme de gel." yanına gidip oturdum.
"Burak." dedim cilveli cilveli. Ellerim de ensesine gidip saç dipleri ile oynamaya başlamıştı. Hoşuna gittiğini bildiğim için yapıyordum.
"Efendim." dedi anlayarak.
"Burak." dedim tekrardan. Harfleri uzatıyor ve sesimi değiştiriyordum.
"Hadi, hadi yemezler. Ders çalışacağız. Hem sen ilerideki kocan olarak zengin olmamı istemiyor musun? Yer içer yatarsın. Ben sana bakarım. Tabii istersen çalışırsın d orası sana kalır."
"Madem sen zengin olacaksın sen çalış. Bende bütün paranı yiyeyim." dedim mükemmel fikrimi ona söylerken.
"Yok öyle şey. Ben zengin olacaksam sende olacaksın." dedi itiraz istemeyerek.
"Nasıl da u dönüşü yapıyorsun."
"Yapacak bir şey yok." dedi son olarak. Daha sonra da beni derse oturtturdu.
Zalim oğlan.
**
Bir bölüm daha sonu
Gelecek bölüm görüşürüz
° Yıldız atmayı unutmayın! °
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKTİM YOK / YARI TEXTİNG
RomantizmBurak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam özür dilerim. 055*: Ama bu kadar kaba olmana gerek yoktu. Burak: Kaba değilim, ne soracaksan sor. **...