Yeni bölüm geldii
İyi okumalar
__Bir buçuk yıl sonra
Burak'tan
"Hadi ama, nerede kaldı bu kız? Alt tarafı bir elbise, makyaj. 10 dakikalık iş."
Kafamı tekrar kaldırıp Büge'nin evine baktım. Işıkları hala yanıyordu. Geldiğimi mesaj atmıştım ama belli ki görmemişti daha. Arasa mıydım acaba?
Ağaç oldum çünkü burada!
Sıkıntılı bir nefes daha bıraktım. Geç kalacaktık. Hayır neden bu kadar özeniyordu ki? Alt tarafı arkadaşlar arası minik bir plan yapmıştık.
Tekrardan cama baktım. Lamba sönük. Aşağıya iniyordu belli ki. Bakışlarım giriş kapısına indiğinde aynı anda kapı açılmıştı.
Kapıdan çıkan, kalbime indiren bir adet Büge idi.
Siktir.
Sik-tir.
Niye bu kadar güzel?
Bana yaklaştıkça yanıyordum. Yeteri kadar olduğunu düşünerek belli bir uzaklıkta karşımda durmuştu. Çok uzak geliyordu bu aramızdaki bir metrelik mesafe.
"Büge.." dedim hayran hayran.
"Nasıl?" diyerek etrafında bir döndü. Benim de başım dönmüştü. Kalbim zaten döne döne pervane olmuştu ona.
"Geri dön."
"Ne?" dedi anlamayarak.
"Geri dön ve içeri gir Büge."
"Burak kıskançlığın sırası değil. Güzel güzel vakit geçireceğiz. Yürü hadi."
Geri dönmeli ve eski haline dönmeliydi. Bu hali fazla güzeldi.
"Hem şu an beni kısıtlıyor musun sen?"
Lan. Öyle olmuştu değil mi?
"Tamam. Tamam, gel." dedim daha sonradan. Kafamı bulandırıyor ve ne şekil davransam iyi olurdu bilmiyordum. Bu onun suçuydu.
"Fazla güzelsin. Aklımı aldın ve ne yapacağımı bilemedim." dedim. Hala bakışlarım üzerinde dolanıyordu.
Bir dakika.
Bu kadar güzelliği bir plan için heba mı edecekti?
"Bu saatte nikah dairesi açık mıdır?"
"Ne yapacaksın nikah dairesini?"
"Nikahıma alacağım seni. Bu güzelliğinde boşa gitmiş olmaz."
"Nikahına alacağın ne malum? Belki gelmeyeceğim?"
"Ne diyorsun Büge." Bu ihtimali duymak ense köküme bir sancı saplamıştı.
Kıkırdadı. Ona karşı olan bu saf halim eğlendiriyordu onu. "Seni nikahıma ben alacağım."
"Sonuç olarak aynı değil mi Büge?" dedim bu sefer.
Bakışlarım beni içine gömen gözlerindeydi.
Bana bir adım daha yakınlaştı."Olsun. Seni kendime ilk ben aşık etmedim mi? Nikahıma da ben alacağım."
Çok yakındı!
Çok!
"Al." diyebildim sadece. Nefesim kesiliyordu. Çok yakındı. Aklımda dolanan bir çift laf sadece buydu.
Çok yakın bize Burak.
Çok yakın.
Bir karış kadar uzağımızda.
Yakın.
Kalbim dayanamayacak buna.
"Büge.. Çok-" nefesim kesiliyordu. "..Çok yakınsın ve ben dayanmakta zorluk çekiyorum."
"Ne için dayanmakta zorluk çekiyorsun Burak?"
Cilve!
Cilve girdi işin içine Burak!
KIRMIZI ALARM!
Şu sırıtması da yok muydu bu kadının?
"Her an her şeyi yapabilirim Büge."
"Ne gibi mesela?"
Yapma kadın.
Böyle bakıp, böyle konuşma.
"Yapma Büge. Beni bitiriyorsun şu an."
Güldü tekrardan. Cilvelisinden yine. Daha sonra yanımdan geçti.
Soğuk.
Her bir yakınlığı beni yakıyor, her bir uzaklığı donduruyordu beni.
Geçen bu bir buçuk yılı ben nasıl geçirmiştim? Nefesim olurken, nefesimi kesiyordu. Bu ömür nasıl geçecekti?
Her şeye rağmen güzeldi. Her bir zerresiyle.
**
Bir bölümün daha sonu
Gelecek bölümde görüşürüzz
°Yıldıza basmayı unutmayın°
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKTİM YOK / YARI TEXTİNG
RomanceBurak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam özür dilerim. 055*: Ama bu kadar kaba olmana gerek yoktu. Burak: Kaba değilim, ne soracaksan sor. **...