Selamm
Yeni bölüm geldii
İyi okumalar
__Burak'tan
Okul koridorlarında yürürken amacım kantine varmak ve su almaktı. Birazdan sınıfa geri dönecek ve test çözecektim. Biraz boşlamıştım galiba ve geri toparlamam lazımdı.
Son zamanlarda hayatım hiç olmadığı kadar renkli ve güzel geçiyordu. Belki de hepsi Büge'nin sayesindeydi.
Kantine varmak üzereyken kantin kapısında birisi ile konuşan Selim'i gördüm. Bu çocuk Büge'nin bir arkadaşıydı. Büge ile içe kapanık olduğumu fark eden ben minik bir arkadaş çevresi istiyordum.
Biraz da arka planda kalarak istiyordum açıkçası. Beni sıkmayacak ve derslerimde etkisi olmayacak arkadaş çevresi. Büge'nin arkadaş çevresine katılabilirsem olurdu aslında. Eğer Büge onlara güveniyorsa bence güvenebilirdim öyle değil mi?
Selim'in yanındaki çocuk giderken beni fark etmişti Selim. Geçen yıl benle bir iki kere yakınlaşmaya çalışmış sonra vazgeçmişti. Zaten yeni gelmişti ve tek arkadaşı o sıra Büge olmuştu.
"Merhaba."
"Merhaba?" Dedi Selim garipserce.
"Nasılsın?" dedim.
"İyiyim de. Bir şey mi oldu?"
"Hayır bir şey olmadı. Birisi ile görüşecek misin? Yoksa birlikte bir şeyler içelim kantinde olur mu?"
"Olur, olur da.." sesi sonlara doğru kısılmıştı. O da haklıydı kendi nezninde. Ben şu zamana kadar kimseyle arkadaş olmamıştım ve bunu nedense tüm okul biliyordu. "..bir şey olmadı değil mi?"
"Hayır. Bir şey yok. Sadece tanışmak istiyorum seninle."
"Benimle?" dedi hala garipser iken.
"Evet, gel oturalım."
Peşimden gelirken hala vücudunda garipsediğine karşı belirtiler vardı. Vücut dilini az da olsa bilirdim. Okuduğum kitaplar, ansiklopediler sağ olsun.
Bir masaya geçtiğimde karşılıklı oturduk.
"Garipsiyorsun farkındayım. Bende kendime garipsiyorum son zamanlar.."
"Neden?"
"Son zamanlarda bildiğim her şeyi ters çeviren bir şeyler oluyor."
"Nasıl şeyler?" diye sordu anlamaya çalışarak.
Ona bir anda içimi açmaya başlamam ise bana bu garip durumda iyice garipseme çıkartıyordu.
"Doğru bildiğim şeyler doğru değilmiş gibi geliyor."
"Ne zamandır oluyor bu?" dedi psikolog bir eda ile.
"Psikolog gibi konuşuyorsun."
Dediğimle Selim bir an durmuş ardından sevinmişti.
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Neden bu kadar sevindin?"
"Meslek seçimim psikolog olmak yönünde de ondan."
"Umarım kazanırsın bölümü."
"Umarım." dedi büyük bir umutla.
"Neyse, sen söyle bakalım. Ne zamandır oluyor bu dediklerin?"
"Dönem başından beri."
"Yani Büge ile arkadaş olduktan sonra."
"Yani, evet." dedim pek emin olmamakla beraber.
"Onunla arkadaş olduktan sonra çok sevdim."
"Neyi!?" dedi bir anda.
"Onu ve arkadaşlığını." dedim.
"Ama son zamanlarda benden biraz kaçıyor."
"Neden?" dedi tekrar. O soruyor ben cevaplıyordum sadece. Kısır döngüye girmiştik.
"Bilmiyorum. Ben kendim gibi davranıyorum ama o mesajlarda raz daha rahatken yan yana bakışlarını kaçırıyor."
"İçinden gelen davranma şekli nasıl ki?"
"Yani.. Her zaman olduğu kadar kasmıyorum. İçimden ne geçiyorsa ağzımdan da o dökülüyor. Nasıl hissediyorsam vücudum da öyle bir hal alıyor."
"İçinden geçenler neler ki? Yani ağzından dökülenler."
"İşte, mesela bir cümle kurarken cümle sonunda onun güzel olduğunu belirtmek istiyorum. Bunu o da bilmeli. Aynı zamanda da bu belirtiye sahiplik eki ekliyorum. "
" 'Güzelim' kelimesi gibi mi? "
"Evet."
"Kardeşim geçmiş olsun." dedi. Ben ise ne dediğini anlamamıştım.
Hasta falan değildi ki. Ya da başıma kötü bir şey gelmemişti. Ya da bir akrabamı kaybetmemiştim. Neden durduk yere 'geçmiş olsun' demişti ki?
"Geçmiş olsun?" dedim sorgulayarak çıkan sesimle.
"Evet, geçmiş olsun. Yanmışsın sen."
"Nasıl yanmışım?" dedim hala anlamazken.
"Büge güzel bir kız mı?"
"Evet." dedim hiç düşünmeden.
"Güzel şeyleri hak ediyor mu?"
"Evet." dedim yine.
"Onun ruhunu ve kalbini seviyor musun?"
"Evet." dedim tekrardan.
"Son soru." bakışları değişmişti sanki. Bi şeyleri ölçer gibi bakışlarıyla sordu. "Başka bir erkekle yakın olsa.."
Devamını getirmesine izin vermedim. "HAYIR! OLAMAZ ÖYLE!"
Başkalarına bakmamalıydı o gözler. Başkalarına gülmemeliydi. Başkalarının yanında hiçbir şey olmamalıydı. Başkalarının yanında matematik yapamamazlık olmazdı mesela.
Ani çıkışım ile ayağa kalkmış bakışları üzerimize çekmiştim. Bakışlarım etraftaki gözlere kayınca yerime geri oturdum.
"Olmaz öyle şey." dedim net sesimle.
O ise tek bir şey demişti.
"Sen aşık olmuşsun."
**
Bölüm sonuu
Kıskanırken bile dersle birlikte kıskanan bir Burak mı?
Yıldıza basmayı unutmayınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAKTİM YOK / YARI TEXTİNG
RomanceBurak: Ne istiyorsun? 055*: Bu kadar kaba olma ya. 055*: Alt tarafı bir soru soracaktım. Burak: O zaman sor, ders çalışmam lazım. 055*: Alıkoyduysam özür dilerim. 055*: Ama bu kadar kaba olmana gerek yoktu. Burak: Kaba değilim, ne soracaksan sor. **...