Kitabımızın ilk özel bölümüne hoş geldinizzzzz.
Heyecanlıyım çünkü gizemlerin çözüldüğü o özel bölüm sizlerleee
Hep beraber, iyi okumalar diliyorum.
Oy vermeyi unutmayınnnn
-Yazardan-
Kimse göründüğü kadar masum değildir. Kimse geçmişi kadar saf ve temiz değildir. Kimse, kimsesiz değildir. Eğer hayatta iseniz kimsesiz değilsiniz demektir. Çünkü siz, kendinizin kimsesi olacaksınız.
Eğer bir yola çıktıysanız bu hayatta tek değilsiniz. Birsiniz. Kendinizle birsiniz. Bu kaçınılmaz bir gerçektir.Aşkın Arslan
Evet, Aşkın Arslan. Gece ve Berkay'ın acı geçmişi. Kaybettiklerini, ona sahip çıkamadıklarını düşündükleri o kız. Gece'nin kendini suçlu hissetmesine yol açan o kız. Berkay'ın uğruna intikam almak için kimsesiz kalmayı kabul ettiği o kız.
Tam sekiz yıl önce sokak ortasında haksızca öldürülen o kız çocuğu, bugün on dokuz yaşındaydı. Aradan altı yıl geçmiş, on üç yaşındaki küçük kız çocuğu on dokuz yaşında kindar ve kibirli bir genç kız olmuştu. Ablası Gece ve abisi Berkay'ın küçük kardeşleri Aşkın, onların izinden çıkmıştı.
Hayır, Aşkın ölmemişti. O yaşıyordu. O öldürülmemişti. O, bambaşka biri olarak yaşatılmıştı. O Aşkın Arslan olarak değil, Aşkın Soysal olarak yetiştirilmişti.
Aşkın Arslan, yıllar önce onları terk eden annesi tarafından Aşkın Soysal olarak yetiştirilmişti. O kadın, Berkay'ı değil Aşkın'ı istemişti. Aşkın onun kurbanıydı. Bunca yıl ne Aşkın'ı ne de Berkay'ı sevmişti o kadın. Ama nefretini bulaştıracağı birini istiyordu. Berkay onun için bir kurban değildi. Ama Aşkın kendisinin istediği gibi aklı yetmeyen, doğruyu yanlışı seçemeyen bir kızdı.
Berkay, kardeşi Aşkın'ın ardından babasınıda kaybetmişti. Hem öksüz hem yetim kalan Berkay'ı amcaları büyütmüştü. Annesi tarafından terk edilmiş, kardeşi ve babası tarafından da yalnız bırakılmıştı. Yalnız bir çocukdu.
Bilmediği bir şey vardı. Kardeşi ölmemişti. Kardeşi yaşatılıyordu ama Arslan olarak değil, Soysal olarak. En acısı da Soysal olmasıydı. Nefretle büyümüş kindar Soysal soyundan gelmişti.
Berkay Ata Arslan
Yalnızlığın eseri olan Berkay Ata Arslan kardeşinin yaşadığını öğrenmişti. Aşkın yıllar sonra abisinin karşısına geçip kardeşi olduğunu söylemişti. Elinde tuttuğu bir çok test bu düşünceyi kanıtlayıp destekliyordu. Berkay çaresizdi, Berkau suskundu, Berkay karmarışık bir haldeydi. Ama Berkay tek değildi. Birdi. Kendine yetiyordu.
Bir kez
Berkay, kardeşine bir kez sarılmak istemişti. Kokusuna hasret kaldığı kardeşine bir kez dahi olsa sarılmak istemişti. Ama şu bir gerçek ki, Aşkın abisinden nefret ediyordu. Ne kadar acı bir şey öyle değil mi? Öz kardeşinizin sizden nefret etmesi kadar acı veren bişey var mı bu hayatta?
Aşkın, abisine karşılık vermedi. Sarılmadı, gülümsemedi, abim demedi. Aksine nefret kustu. Berkay'a yani öz ve öz kardeşine nefret kustu. Onu sevmediğini, onu istemediğini ve ondan nefret ettiğini defalarca kez dile getirdi. Berkay'ı parçaladı. Paramparça bıraktı.
Berkay asla beklemiyordu böyle bişeyi. Asla Aşkın'ın bir gün kendisinden nefret edeceğini düşünmemişti. Ama hesaba katmadığı bişey vardı. Aşkın'ı on bir yaşına kadar kendisi sonrasında ise nefret ettiği annesi yetiştirmişti. Sekiz yıl içerisinde Aşkın Arslan, Aşkın Soysal olmuştu. İşte Berkay'a yaşarken ölmek için bir sebep daha çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANKI
Teen FictionGece Ural ve Arlas Aksoy'un 'Yankı' yapan yürek sesleri sizlere umut olsun.