31. Bölüm: Ölüm

14 2 0
                                    


Selammmm

Nabersinizzz

İyi olun her zamannn. Yeni bir YANKI günüüüüüüü.

Üzücü haber. YANKI'nım finaline çok az kaldı.

Ancak mükemmel bir haberim var. Biliyorsunuz yeni kitabımızı yazıyorum.

Dephan

Emin olun bu sefer maceramız çok daha iyi olacak. YANKI ise okumayanların okuyacağı bir kitap olarak kalıcak :)

Dephan hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Konusunu okurken öğrenmenizi istiyorum.

Hazırda bölümler biriktiriyorum. Bu sayede bölümler YANKI'ya göre daha hızlı gelecek. Ayrıca bölümler çok daha uzun bir hâl aldılar. İlk bölümü çok yakında yayınlayacağım. Buradada haberini vereceğim.

O zamana kadar hoşçakalın, YANKI ile kalın :)

İYİ OKUMALARRRRR

"Berkay, Ata, Arslan"

Gözlerim irice açılırken başımı arkaya çevirdim. İşte o zaman anladım ki silahlar bize değil, arkadaki masaya doğrultulmuştu.

O buradaydı ve yüzünde muzip bir gülümseme vardı.

"Ne?"

Gözlerim şaşkınlık içerisinde Berkay'ın üzerindeyken onunda gözleri bana kaymıştı. Gülerek elini havaya kaldırdı ve selam verdi.

Neler oluyordu?

Omuzumda bir el hiss ettiğimde başımı çevirdim. Anıl beni kenarıya çekerken silahlı adamlar Berkay'a ilerlemeye başladılar. Birkaç hamlede Berkay'ın yanında belirdiklerinde zorlukla ileriye ittirdiler. Berkay diretsede engel olamadı.

Onu öylece bırakamazdım. Bişeyler yapmak zorundaydım. Çünkü benim yerimde Berkay olsaydı, beni kurtarmaya çalışırdı.

"Serkan, bişeyler yapmalıyız." dedim fısıltıyla.

Serkan'ın elini kolumda hiss ettim. Ancak bakışlarım sadece Berkay'ın üzerindeydi. Serkan'da dahil olmak üzere herkesin gözleri az önce ellerinde silahlarla mekana giren adam veya kadınlardaydı. Kimlikleri belirsizdi.

"Bırak amına koyayım adamı."

Başımı çevirdiğimde gördüğüm ilk kişi Barış'tı. Berkay'a doğru ilerlerken onu tutan Beliz olmuştu. O korkmuştu. Bakışlarından, nefes alışverişlerinden ve hareketlerinden belli oluyordu.

Barış'ın ardından Anıl'ında hareketlendiğini hiss ettiğimde artık herşey için çok geçti. Silahlar patlamıştı. Etraf kargaşa alanına dönmüştü. Etrafımdaki hareketliliğin ve bedenime yayılan soğukluğun ise tek bir anlamı vardı.

Bilincim kapanıyordu.

Ve içimdeki his ise bir bilinmezliğe yol açıyordu..

~~~~~

Yollar her an karanlık olduğunda kalpte, gözde, gönülde laf dinlemez. Eğer bir yol karanlıksa, o yol zaten karanlıktır. Çünkü karanlığın kaçınılmaz sonu yine karanlıktır. İşte bu yüzden insan yolunu seçerken kendi zihnine bile söz geçiremez.

Gözlerimi açmaya çalıştığım her an bedenim cayır cayır yanıyordu. Bitkindim. Boğazımda bir kuruluk vardı. Bedenim bana ağır geliyordu. Gözlerimi açmaya çalışsamda kısa bir süre sonra bu direnişim yok oluyordu. Nerede olduğumuzu bile bilmiyordum ama etrafın karanlık olduğuna emindim.

YANKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin