Kuzey sıkıntılı bi iç çekip telefonunu kapattı ve masanın üzerine koydu. İki gündür görmemiştim onu. "Nasıllardır sizce?" dedi Furkan. Cevabını bilmiyordum. "İyilerdir" dedi Berkay. O daha iyi tanıyordu Gece'yi. İyi olduklarına emin gibiydim ama yinede merak ediyordum. "Sizce Gece banada kırgınmıdır?" dediğinde göz ucuyla Kuzey'𝖾 baktım. Kimse bilmiyordu cevabı. Ne evine gitmeye cesaretimiz vardı ne de telefondan sormaya.
Herşey üst üste geliyordu. Ve bu oldukca sinir bozucuydu. Gece bizi affeder mi bilmiyorum ama bu biraz zor gibi. Sanırım çabalamak gerekiyor.
Berkay'ın telefonu çaldığında bana ve Kuzey'e baktı. Telefonu döndürüp bize gösterdi. Gece'yd𝗂 arayan.
𝐺𝑒𝑐𝑒 𝐾𝑢𝑠̧𝑢 𝐴𝑟𝚤𝑦𝑜𝑟...
Arkama yaslandığımda Berkay telefon çağrısını onaylayıp hoparlöre aldı.
-Gece Ural-
Eve eldiğimizde hep beraber kahvaltıyı hazırlamıştık. Gülüşmelerimiz evde yankılandıkca daha çok gülüyorduk. Ben ve Vera yarış kelimesini bastırarak konuşup gülüşüyorduk. Serkan ise bizi taklit ederek gülüyordu. Bir ara Vera 'Yarış' yapmak ne güzel değilmi gibi bişey söylemişti. Ben ve Eda buna dövünerek gülmüştük. Yemeğin ardından Eda bulaşıkları makineye düzdü ve salona geçti. Playstation oynayacaktık. Onlar oyuna başlarken ben lavabo bahanesiyle odama çıkıp elime telefonumu aldım. Berkay'ı arayacaktım. Hem ne sebeple nikaha gelmediğini öğrenecektim hemde Vera konusunda çaktırmadan ağzından laf almaya çalışacaktım. Belkide Arlas ve Kuzey için arıyordum bilemiyorum. Rehbere girip Berkay'ı aradım.
𝐵𝑒𝑟𝑘𝑜𝑚 𝐴𝑟𝑎𝑛𝚤𝑦𝑜𝑟...
Bi süre bekledim ama açmadı. Tam kapanacakken karşıdan gelen efendim sesi ile telefonu tekrar kulağıma götürdüm. "Efendim Gece kuşu?" dedi Berkay. Etrafta ses seda yoktu. Sanırım yalnızdı. "Naber Berko" dedim. Gülme sesi geldi. "Bi an öldün sandım aramayınca" dediğinde bende güldüm.