Anlatılanlar, Kişiler, Örgüt isimleri vb. diğer her şey hayal ürünüdür.
Gerçek ile hiçbir bağlantısı yoktur.
♣ ♣ ♣
12 ARALIK 2021, İTALYA.
Gece kızılının birkaç ton daha koyusu. Belki bir nar tanesinin rengini bulmak için yıllarını harcayan ressamın, paletinde yer edinmesi için uğraş verdiği bir gece yarısı, pencere kenarından beynine saplanan kurşundan sızan kan damlalarının, parke zeminde yarattığı koyu lekeden bile daha açık olan saçlarımı, sert esen rüzgârın uçurmasına izin verdim.
Zaten başka çarem yoktu.
Saçlarım dalgalı değildi. Aksine, dümdüz bir fön çekmesi için İtalya'nın göbeğindeki kuaförde, saatlerce Brezilya'da sekizinci defa düzenlenen moda haftasındaki, rüküş kadınların kıyafetlerini tasarladığı iddia edilen moda tasarımcısı hakkında dedikodu dinlemiştim ve kafamın içi bir balonun içi kadar dolu ve şişken, dedikodu dinlemeyi hiç sevmezdim.
Yinede saçlarımı güzel yapmıştı ve akşamki doğum günümde, neredeyse hiç dağılmamıştı. Pistin ortasında umarsızca dans ediyorken bile, terden ve alkolden sırılsıklam olan vücuduma aldırmayan saçlarım, benden daha özgür bir ruh ile pistte, omuzlarımın üzerinden salınıvermişti.
Nefesimi gürültüyle dışarıya bıraktım ve tenime çarpan rüzgârın soğukluğu karşısında ürperdim. Kurumuş ve yer yer çatlayan dudaklarımdan dökülecek olan kelimeler, elbette tahmin edilesiydi. Kim, böyle bir durumda benim kadar pervasız ve sakin durabilirdi?
"Bir kadını doğum gününde tutuklamanız, ne kadar da kibarca."
Ses yoktu. Omzumda ve kollarımda hissettiğim baskının sebebini biliyordum. İki bileğimi birbirine bağlaması için özenlice konumlandırılmış duran metal kelepçenin varlığından dolayı huzursuz hissediyordum. Zaten kim böyle bir durumda, kendini huzursuz hissetmezdi?
"Sanırım sağırsınız da."
Cevap yoktu. Yalnızca kaldırımı döven botların sesi ve elbisemin çıplak bacaklarımın arasından süzülürken, kumaşın tene çarpma sesi yankılanıyordu. Siyah, ince askılı saten elbisemi bu havada giyinmek kesinlikle çılgıncaydı. Fakat eski erkek arkadaşım Marlo'dan çaldığım biletleri biriktirip, oldukça pahalıya satınca... Bu elbiseyi doğum günüm için almazsam, içimde kalırdı.
Mavi gözlü devin ve ait olduğum -en azından onlar böyle söylüyor- suç örgütünün, her ay nakit olarak bana aktardığı para ile İtalya'yı bile satın alabilirdim fakat babamın kanının bulaşmış olduğu bu para, bana kirli geliyordu.
Kendime yeni kıyafetler almak için her zaman yeteri kadar param oluyordu fakat şimdilerde kıyafet yerine, ÖZGÜRLÜK satın alabilmek isterdim. Acaba İtalyanlar, rüşvet kabul ediyor muydu?
Sırtıma dokunan elin nazik olmasını bekledim fakat beni sertçe itti ve düşmemek için son anda dengemi toparlayabildim. "Biraz yavaş ol, seni pislik."
Rusça konuşuyordum ve İtalyan polisinin yanında ne işim olduğunu düşünüyordum. Onların dilini konuşmadığım için beni anlamıyorlardı. Ki konuşuyor olsam bile cevap vereceklerinden asla emin değildim. Karşıdan karşıya geçmeden önce beni adeta bir fino köpeği gibi oradan oraya çekiştiren, yakışıklı olmaktan çokça uzak duran polis memuruna göz gezdirdim.
Ayağımdaki siyah stilettoları çıkarabilmek için ellerime ihtiyacım vardı fakat bunun için çok uzaktaydılar. Nefesimi gürültüyle dışarıya bıraktım ve gökyüzünde asılı duran ay ile göz göze geldim. Bugün benim doğum günümdü fakat aynanın karşısına geçip dans ederek, bunu kutlayamamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUS BEBEĞİ. +18
Mystery / Thriller+18 içerik! Sekiz yaşında, Slepaya Noch (Rusya'daki hayali suç örgütü) tarafından zorla alıkoyulan ve bünyesinde taciz edilerek büyütülen bir kadın; Ariel Sytnikova. Yirmi dördüncü yaş gününde, İtalya polisi tarafından gözaltına alınması ile başlaya...