♣ ♣ ♣
Kendimi hatırlamaya başladığımda, dört yaşındaydım.
Üzerimde bana ait olmayan, geçen yaz bir ablamın hediye ettiği küf yeşili bir tulum vardı. Ve üzerimde, bana ait bir kolye. Saçlarım geriye doğru taranmıştı ve suratımda sahici bir gülümseme yoktu. Dört yaşındaki bir çocuğu derinden yaralayan bu hüzün neydi ve buna kim müsaade etmişti?
Dört yaşındaki halim mi?
"Hiç şansın yok, küçük!" diye bağırdım ona. "Bu hapishaneden çıkamazsın!"
Bunları nereden öğrenmişti, dört yaşındaki bu küçük?
Elbette annemin, biteviye ve durmaksızın evi süpürürken, tükürüklerini etrafa saçarak kullandığı birkaç cümleden birisiydi.
"Bu cehennemden kurtulmak için gün saydığımı, Tanrı biliyor!"
"Tanrı'nın cezası!"
"Senden nefret ediyorum Ariel!"
"Defol!"
Parmak ucumla aynadaki görüntüme dokundum ve anında geriye çekildim. Annemin silueti oradaydı fakat sonra kayboldu. Dün, babamla ettikleri kavga sonucu kırılmış aynanın bir tarafından yüzüm kesik kesik görünüyordu ve çamurlu ayaklarla odasının zeminine bastığım için beni öldüreceğini söyleyen annemin sesi, yaldızları sökülmüş duvar kağıtlarıyla dolu koridorda yankılanıyordu.
Ayakkabılarımı bir hışımla çıkarttım ve çamurlu olmalarını umursamadan yatağın altına sakladım. Kapı gürültüyle açıldı ve annemin öfkeli sesi, yanağımda bir tokat ile birlikte patladı.
"Ariel!"
♣ ♣ ♣
Şimdi beş yaşındaydım ve Abby, suratıma yediğim tokatın canımı acıtıp, acıtmadığını soruyordu. Ona cevap vermedim. O hiç şiddet görmemişti. Bu yüzden ona acıyı tarif etsem de anlamayacaktı. Dizlerini kırdı ve bana doğru uzandı. Geriye çekildim ve sırtımı, annemin artık odama girememesi için yasladığım kırık çekmecenin, kırık kulbuna yasladım. Artık odamda bir ayna yoktu. Çünkü bedenime verilen zararı görmek istemiyordum.
Gerçeği söylemek gerekirse, annem kalan tüm parçalarını da kırdığı için ayna çöpü boylamıştı. Aynı saçları kesilen lahana bebeklerim gibi. Hatta, Abby ile paylaşmayı reddettiğim tüm bebeklerim gibi.
Abby'nin, suratıma uzattığı elini yakaladım ve nazikçe sıktım.
Ondan nefret etmem olanaksızdı. O benim kız kardeşimdi ve babam, kardeşler arasında nihai kavganın güzel bir barışmayla ödüllenmesi gerektiğini söylerdi. Üstelik onu korumam gerektiğini. Gerektiğinde tüm kötülüklerden, gerektiğinde kendimden.
Yanağımdan süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle sildim ve suratıma sahte bir gülümseme yerleştirdim. O zamanlar sevilen ve sevilmeyen çocuk ayrımından haberim yoktu.
Bundan çok sonra, annemin çocukları arasında bir tercih yaptığını öğrenecektim.
Bir sene sonra.
"Üzülme Abby, elbette acımadı." dedim.
"Yalan söylüyorsun."
"Hayır söylemiyorum. Acımadığını, sana kanıtlamamı ister misin?"
Abby, başını onaylar biçimde aşağı yukarı salladı. Üzerinde, ona oldukça büyük gelen çilek desenli kazağı vardı. Elimi kaldırdım ve suratına yavaşça dokundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUS BEBEĞİ. +18
Gizem / Gerilim+18 içerik! Sekiz yaşında, Slepaya Noch (Rusya'daki hayali suç örgütü) tarafından zorla alıkoyulan ve bünyesinde taciz edilerek büyütülen bir kadın; Ariel Sytnikova. Yirmi dördüncü yaş gününde, İtalya polisi tarafından gözaltına alınması ile başlaya...