V.Bölüm ♣

316 52 59
                                    

♣ ♣ ♣

Mesajına cevap vermedim. Zaten ne gibi bir cevap verebileceğimi dahi bilmiyordum. Kadehime doldurulmuş olan beyaz şaraptan bir yudum daha aldım ve o sırada telefonunun ekranını göz hizama doğrultmuş olan Daphne'ye göz gezdirdim.

Ekranın ışığı fazla parlaktı. Migreni olan birinin, bu ışıkta kör olma ihtimali yüksekti. Ekranda yansıyan görüntüye baktığımda, kaşlarımı çattım. Straplez, bel hizasından kabarık bir şekilde aşağıya doğru inen tül, özel dikim bir gelinlik fotoğrafı vardı.

"Evleniyor musun yoksa?"

"Ben değil, sen evleneceksin ya."

Doğru, bir de bu gerçeği unutmuştum. Mavi gözlü devin beni evlendireceği adam neyse ki İtalya'da yaşamıyordu. İş seyahati gereği İtalya'da bulunduğunu söylese de İtalya'nın yer altı mafyasıyla ilişiği olduğunu ve sırf, aralarındaki düşmanlığı sonlandırmak için buraya geldiğini biliyordum.

Evleneceğim adamın sadece ismini ve yaşını biliyordum. Dış görünüşü ve diğer özellikleri... Burcu ve en sevdiği renk hakkında hiçbir bilgim yoktu.

İsmi, Armando Marquiez'di. Meksika'da önemli bir iş adamıydı. Benimle evlenmek istemesine şaşmamalıydı çünkü Mavi gözlü dev, ona da bana da başka bir seçenek sunmamıştı. Yaşının elli bir olduğunu duymuştum. Aramızdaki yaş farkı uçurumdu fakat daha önceki eşlerimin, ondan daha yaşlı olduğunu düşününce, kulağa kötü bir fikir gibi gelmiyordu.

Acaba bu seferkini nasıl öldürmemi isteyecekti? Basit bir ödül heykelciğinin ya da buz keseceğinin yeterli olacağını sanmıyordum. Ölümü, Meksika'da büyük bir yankı uyandıracağı için uzun bir süre Meksika tatili, bana yasaklanacaktı.

Bir yandan gözleriyle, benden cevap bekleyen Daphne'ye baktım ve başımı hayır anlamında iki yana salladım. "Bu gelinliği beğenmedim."

"O halde bir de şuna bak." dedi Daphne. İşaret parmağı ile telefonunun ekranına dokundu ve sağa kaydırdı. Şimdi karşıma çıkan gelinlik, askılı, beyaz saten adeta bir geceliği andıran basit bir gelinlikti. Meksikalı eşim, katı bir Katolik değildi fakat yinede bu gelinlikle evlenmeme müsaade edeceğini pek sanmıyordum. 

Yara izlerimin görünmesi taraftarı değildim. Özellikle nikâh esnasında tüm gözler benim üzerimdeyken, "Kocası ile hararetli bir sevişme yaşamış olmalı." düşünceleri, beni iğrendirirdi.

Daphne, birden fazla gelinlik gösterdi ve sonunda pes edercesine bir ses çıkarttı.

"Milano caddesinde daha güzel gelinlikler olduğunu duymuştum. Lütfen Ariel... Birazdan çıkıp bakalım, olur mu?"

"Çok yorgunum Daphne. Belki daha sonra-"

"Pekâlâ birkaç kadeh şarap içtik ve biraz gelinlik baktıktan sonra bara ineriz ve doyasıya eğleniriz. Hem, şu yarım kalan doğum gününü tamamlarız, ne dersin?"

KOCA BİR EVET! Demek istesem de başımı hayır anlamında iki yana sallayıp, onu reddetmek zorunda kaldım. Mavi gözlü devin isteği dışında hareket etmem yasaktı. Uyurken bile ona haber vermek zorundaydım. Aksi taktirde adamlarını peşime takar ve beni öldürürdü.

Ya da öldürmekten daha beter ederdi.

En azından bunu daha önce deneyimlemiştim.

On sekiz yaşındayken, üzerime giyindiğim bor yeşili desenli eteğim ve beyaz, şifon bluzumla önemli bir toplantıdalarken aradan sıvışmış ve adını bile bilmediğim sokaklara dalmıştım. Cırtlak pembe sakızı andıran kadife ayakkabılarım, koşmama engel olduğu için bileklerimden sıyırmış ve onları iki parmağımın arasına sabitleyip, koşmaya başlamıştım.

RUS BEBEĞİ. +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin