XXX.Bölüm ♣

157 48 14
                                    

♣ ♣ ♣

Lorénzo Cavallo.

İKİ SAAT ÖNCE.

Liviana, onu daha sert becermemi istercesine kalçalarını bana doğru kaldırdığında, içine bir kere daha girdim. Onu her seferinde daha sert beceriyor ve kalçasına şaplak atıyor... Boğazını sıkıyor ve baş parmağımı emmesi için ona emir veriyordum.

Canının yandığını biliyordum. Çünkü ona karşı, normalinden daha fazla serttim. Gözyaşları parmak boğumlarıma karışırken, acıyla dolu zevk iniltisi dudaklarından dökülüyordu. Bacaklarını kavradım ve onu, havaya kaldırdım. Ardından sırtını yatak başlığına yasladım ve onu, kendimle yatak arasında sıkıştırdım.

"Biraz duralım mı?" dedi, acıyla.

Durmayacaktım.

Boynunu geriye doğru yasladım ve yeşil, kadife yatak başlığından aşağıya doğru sarkmasına izin verdim. Ardından dizlerimin üzerinde doğruldum ve sertleşmiş penisimi, onun vajinasına sürttüm. Daha demin içindeydim fakat bu bana asla yeterli gelmiyordu.

Kadınlarla her seviştiğimde, doyum noktam bir öncekine göre daha da artıyordu. İçimde bitmek tükenmek bilmeyen doyumsuz canavarım, her seferinde daha fazlasını istediği için beni dürtüklüyordu. Ben de karşımdakini, onun isteği doğrultusunda tüketiyordum. Ta ki ondan geriye hiçbir şey kalmayana kadar...

Hırlar gibi bir ses çıkarttım ve bacaklarını sert bir şekilde dizlerinden kırdım. İki elini çaresizce yatak çarşafına bastırdı ve çekiştirdi.

"Durmak istiyorum, Lorénzo."

"Hayır."

Emrim kesin ve netti. Eğer bir kadın kişisi, benimle sevişme cesaretinde bulunduysa; bundan geri dönüşü olmayacağını da bilirdi. Onu, kendi ateşimde kavurana kadar ve içimdeki ateşi söndürüp, canavarımın artık doyduğunu bilene kadar asla durmazdım. Karşı tarafın tükenmesi, yorulması, acı içinde olması umurumda bile değildi.

Bacaklarını araladım ve başını, geriye doğru yaslaması için onu sertçe bastırdım.

Ardından benim için araladığı bacaklarının arasındaki, -becerilmekten epey zorlanmış- yerini buldum ve içine, sertçe girdim. Acıyla inledi ve bunun, gerçekten çok acıdığını söyledi. Bu pozisyon onun hoşuna gitmemişti ve kendini rahat hissetmiyordu, farkındaydım.

Fakat bu kimin umurundaydı?

Yaklaşık üç dakika boyunca, onu sertçe becerdim ve kollarımın arasında kayıp düşmesin diye, onu tuttum.

Bana, "Sen benimle sevişmiyorsun... Bir şeylerin öfkesini benden çıkarıyorsun..." dediğinde durmuştum. Çünkü bu, beni kendime getirmişti.

Ondan neyin öfkesini çıkartıyordum?

Liviana güzel bir kadındı fakat daha önce görmediğim bir güzellikte değildi. Her ne kadar ilişkilerin duygusal payından zevk alsa da ben onun gibi düşünmüyordum. Bence seks, duygusal bir eylem değildi. 

Yinede ondan neyin öfkesini çıkarıyor olabileceğimi düşündüm. Beni bu kadar sevmesinin ve arzulamasının öfkesi mi? Yoksa şimdilerde aşağıda, kızıl saçlarını savura savura gezip, bana umursamaz bir tavır takınan Rus bebeğinin yüzünden mi?

Cevap belliydi.

Hermes marka kemerimi bağladım ve göz ucuyla Liviana'ya baktım. Saçlarını düzeltiyor ve ağlamaktan akmış olan makyajını temizliyordu. Aşağıya indiğimizde güzel bir gösteriden değil de hoyrat bir sevişmeden çıktığı belli olmasın diye, elbisesini düzgün giyinmeye çalışıyordu.

RUS BEBEĞİ. +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin