Esra: Bak çok ciddiyim hemen çöz bizi; kötü olacak bu işin sonu; falakanıza başlatmayın!...
Teyze: Hahaha.. ya alemsin... kötü yani daha kötü ne olabilir sizin için anlamadım. Dahası pek öyle birilerini uyaracak tehdit edecek bir durumda görünmüyorsunuz. Hatta böyle deli gibi çırpınmanıza da gerek yok yani tamam Gökhan sizi böyle yalnız bırakmış ama ben geldim buradayım bu ipler yeterince sıkı olmasa bile ben izin vermezdim ki kurtulmanıza. Hatta Esracım bak çok fena debelenmişsin sağ bileğinde minik bir gevşeme mi olmuş nedir? Bunun mesela icabına bakmak lazım değil mi?
Esra'nın ayak bileklerini koltuğun kenarına bağlayan ipin aşağı doğru sarkan bir uzantısı vardı ve onu kullanarak bir düğüm daha attı kızın bileğine. Aslında Esra kurtulabilecek gibi bile değildi belki minik bir esneme sağlamıştı can havliyle çırpınarak ama şimdi en baştakinden bile sıkı bağlıydı tabanları havaya bakar vaziyetteki ayakları. Artık öfkesini dışa vuracak yeterli bir kelime bile gelmediğinden teyzesine olan kızgınlığını gözlerinden fışkırtmaya başlamıştı genç kız... Semra deseniz "falaka" kelimesini duyduğunda adeta refleks şekilde ablasının çırpınışına katılmıştı ama bir kaç saniye içinde bu tepkisi kesilmiş ve adeta kaderine teslim olmuştu. Ama yaşamakta olduğu korku hissi onu sessizliğe büründürmüştü. Teyze de ona değil Esraya konuşmaya başladı.
Teyze: bak biraz önce bizdeydin ve hatırlarsan Gökhan'ın sizi hizaya sokacağından emin olduğumu söylemiştim değil mi? Bunun olacağını az çok biliyordum ama bugün olacağından inanın haberim yoktu. Zaten haberim olsa Pelin'i derse sokmaz buraya zamanında getirirdim. Benim şahsi öfkem için burada olduğumu zannetmeyin siz benim elime doğdunuz sizinle bir olmak bana yakışmaz ama benim derdim Pelin sizi örnek almasın. Öyle uçarı ve itaatsiz bir kız olmasın. Birazdan dersi biter sonra da buradaki derse şahitlik etmesi ona da ders olur.
Esra ses tonundaki o öfke, sinir ve tehditkar havayı kaybetmeye başlamıştı yavaş yavaş. Ağlamamak için kendini zorlar şekilde ses titreye titreye konuşmaya başladı
Esra: teyze ne olur lütfen bizi değil kızını düşün bizi böyle bu vaziyette görmesin. Tamam bizi uygun görmüyorsun ama yine de saygı duyduğu yaşça büyük abla dediği genç kadını bu halde görmesi onun için iyi olmaz. ne olur lütfen getirme onu buraya!
Semra: (sessizliğini ablasına karşı tepkiyle bozarak)... Esra kapa çeneni yaaaa!.... Burada başımıza neler geliyor senin derdin "Pelin bizi bu halde görmesin!". Falaka diyor duymuyor musun?
Teyze: Semracım başınıza bir şey gelmeyecek merak etme!... sopa ayaklarınıza gelecek sadece!.... Esra sen de endişe etme Pelin sizi bu halde görmeyecek zaten bu halde görmek yeterince ders olmaz falaka yerken seyredecek sizi...Semra: Bu ne biçin ergen Esra yahu!... sen velet diyorsun şunun yaptığına bak!... Bu aklı bu cesareti nereden alıyor?Esra'nın gözleri dolmuştu cevap veremedi; yine teyzesi girdi söze.
Teyze: Her genç sizin gibi umursamaz olacak hali yok herhalde değil mi? Erkek çocuk bu yetişkinliğe yeni adım da atmış olsa ailesini koruma içgüdüsü olması normalSemra: Koruma mı? neyden koruyor?
Teyze: neyden olacak kendinizden koruyor. Anneniz uzun zamandır burada yolunda gitmeyen şeyler olduğunun farkında ama babanızın hastalığı malum; kadıncağız bir şey yapamıyor. En sonunda da Gökhan'a çok güvendiği için onu tam yetkili buraya gönderdi. Oraya çeki düzen ver ablalarına sahip çık; okuldan geri kalmalarına sebep olan neyse hallet dedi Gökhana ablam. Açıkçası ben de beklemiyordum Gökhan'dan bu performansı yani zamane gençleri arasından böyle güçlü dirayetli çıkmıyor pek.
Esra: (gözleri dolu dolu) Ya teyze çeki düzen vermek ne yaaa? Biz yetişkiniz ne istiyorsak yaparız kime ne? ne haddine o veledin...
Teyze: Hahahahaaa... ne haddine mi? şu halde konuştuğun kelimelere bak hele!... ayrıca buradaki yaşantının parası ailenden geliyor ve bu Gökhan tam yetkiye sahip; ablam yakında parayı da Gökhana yollayacak size de harçlık vermek Gökhanın işi olacak benden söylemesi. Dik başlılık edecek bir durumda değilsiniz.... Hah! Gökhan da çıktı galiba... Gökhan hoşgeldin ben de kızlarla laflıyordum. Onlar da seni bekliyordu zaten.
