Gökhan teyzesi ve Pelini kapıya kadar uğurladı ve içeri geldiğinde yan yana süklüm püklüm oturan iki ablasının karşısına geçti ve oturdu.
Gökhan: Evet sizin için de benim için de zor ve yorucu bir gün geçti. Uyumadan önce konuşmamız gereken kısa bir konu var.
Semra: Daha fazla eziyet çekmeyelim ne olur!... yeterince ezildik bugün!...
Gökhan: Amaç ezmek değil ama söz dinleme refleksinin oluşması gerekiyor sizde.
Semra: Söz dinleyeceğiz zaten mecburuz
Gökhan: Neyse konuyu uzatmayalım. Söz dinlemeyenin başına daha doğrusu ayaklarına neler geleceğini gördünüz; ama bilmeniz gereken bir şey daha var
Semra: Nedir o?
Gökhan: Bundan sonra iki kızkardeş olarak birbirinizden de sorumlu olacaksınız
Semra: Nasıl yani
Tam olarak sakinleşmeyi tamamlamamış olan Esra mızırdanma ve homurdanma dışında pek anlamlı bir şey söyleyemiyordu.
Gökhan: Yani birinizin yaptığı bir hata, itaatsizlik veya kaçamağı gören veya görebilecek durumda olan eğer bunu bana söylemezse bu suçu, hatayı veya itaatsizliği birlikte yapmış sayılacak. Yani yanlışı görür görmez önce engellemek için bir şeyler yapacak sonra da bana haber vereceksiniz; aksi takdirde önce kardeşini idare edip bana haber vermeyeni hata yapıp yakalanan önünde falakaya yatırırım ; kendi hatası için kardeşinin yediği falakayı o haylaza seyrettiririm. Sonra da kendisini yatırırım falakaya.
Semra: Görüp görmediğimizi sen nereden bileceksin.
Gökhan: Güzel soru ama cevabı var; ve çok hoşunuza gitmeyecek... Görmediğinden emin olmazsam gördün sayarım. Yani görmemek için bakmamak, takip etmemek , görüp de fark etmemek, görüp de görmezden gelmek hep ayaklarınızı havaya kaldırma riskidir.
Semra: Kabahatimiz yokken de döveceksin yani
Gökhan: Adalet benim için önemli ama bu evde düzenin sağlanması için iyi niyet adı altında yanlışa göz yumanları da cezalandırmaktan çekinmem. Şimdi Semra sen yatağına geç. Ben de ablamı getiriyorum.
Gökhan ablasını "gel bakalım!" diyerek oturduğu koltuktan kucakladığı gibi kaldırdı ve yatağına götürüp yatağın üzerine nazikçe bıraktı.
Gökhan. Bu geceyi ellerin ayakların bağlı şekilde geçirmen zor olacak ama bunu da maalesef hak ettin. Çişin gelirse Semrayı uyandırırsın o senin ayaklarını çözer tuvalete kadar gidersiniz o senin pijamanı çamaşırını indirir; sen çişini yaparsın sonra tekrar giydirir ve seni geri getirir yine ayaklarını bağlar. Bu gece ona emanetsin yani.
Semra: Merak etme Gökhan; Esra bende bu gece! Bana emanet!
Gökhan çıktı ve odasına geçip kapısını kapadı.
Esra: Ya en son ne dedin sen
Semra: Ne dedim?
Esra: Esra bende bu gece ne demek? Bana emanet ne demek?
Semra: Evet işte ne demekse o demek; bana emanetsin!
Esra: Ben koli miyim sana emanet olayım
Semra: Valla buradan bakılınca fiyonlu hediye paketinden çok daha fazla bir şey gibi görünmüyorsun; kusura bakma ama...
Esra: (bu laf üzerine öfkelenip debelenerek)Başlarım hediye paketine de sana da
Semra: Boşuna öyle fok balığı gibi debelenme, kendini çözemezsin...Onu çözecek gibi olsan bile seni yeniden bağlamak zorunda kalırım. Gerçekleri kabullenmende fayda var...
