Bölüm 11

416 3 0
                                    

Gökhan: Afferim ablacım. Arada mızırdanmaların, mızmızlanmaların oldu ama tüm o serseri takımını tek tek aradın ve hepsiyle gayet güzel konuştun; bir falso vermedin. Bir daha seni arayacaklarını zannetmiyorum. Şimdi gelelim Şebnem abla meselesine!

Pelin: Gökhan abi! Lütfen! Onu ben de tanıyorum; Şebnem abla çok tatlı bir abla onu da yasaklama ne olur?

Gökhan: tatlı veya değil önemli olan Esra ile arkadaşlığı devam etsin mi etmesin mi?

Esra: Hayır o kadar da değil; Şebnemi aramam...

Bu çıkış üzerine ablasının başını biraz okşadıktan sonra

Gökhan: Ablacım... ama her seferinde başa dönmeyelim. Senin onunla görüşmeye devam etmek istediğini zaten biliyoruz. Şimdi Teyzenle bu konuyu konuşacağız; sen şimdi sessizce kararımı bekle tamam mı?... (teyzesine dönerek) Evet teyzecim az önce sen yasaklamaktan yana olduğunu söylüyordun sanırsam.

Teyze: Evet oğlum; kafanda soru işaretleri doğuyorsa bu kızla arkadaşlık etmesinin çok faydalı olduğundan emin değilsin. Hem madem sigarayı yasakladın; neden sigara içen bir arkadaşı olsun ki?

O anda kararını henüz vermemiş olan Gökhan'ı sinirlendirmek istemeyen Esra bu söze içinden gelen tepkiyi veremedi ama sadece gözleriyle geçirdi teyzesine olan öfkesini.

Teyze: Ne öyle deli gibi bakıyorsun kızım. Ben fikrimi söyledim. Kardeşin karar verecek sen de uyacaksın işte. Başka seçeneğin mi var? Olsaydı seçeneğin 7'sini tek tek aramazdın herhalde.

Gökhan: Evet teyzecim haklısın galiba. Şebnem iyi kızdır ama ablama bir faydası yok.

Esra: Ya saçmalamayın ne faydası! o benim arkadaşım!

Gökhan: Bundan sonra derslerine odaklanman gerekecek zaten. Yani Şebnem abla iyi kız ama senin çok fazla vaktini alıyor ve sana verdiği bir şey yok. Sigara kullanması da cabası...

Esra: Bana ne versin istiyorsunuz yahu delirtmeyin beni!

Gökhan: Dersleri çok iyi, okul odaklı gençlerle arkadaşlıklar kuracaksın abla; onlar senin derslere motivasyonunu olumlu etkileyecek.

Esra: Hayır ben öyle ineklerle arkadaşlık filan etmem!

Gökhan: Yapmam etmem filan gibi sözleri bu kadar kolay kullanmamlısın bundan sonra!

Pelin: Gökhan abi yaaa! kimlerle arkadaş olacağını da mı sen belirleyeceksin? Fazla değil mi bu kadarı?

Gökhan: "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyim" diye bir laf vardır; bilir misin? İşte buna göre ben de kimlerle istiyorsam onlarla arkadaş olacak ve bu sayede okulunu da fazla gecikme olmadan bitirecek!.. Bu bağlamda Şebnem'in de aranması gerekiyor.

Esra: Hani sen delikanlı çocuktun!... Sözünden dönmezdin ne oldu!... Hani diğerini ararsam Şebnem'i aratmayacaktın!

Gökhan: Ben öyle bir şey söylemedim; öyle bir söz vermedim! Ancak dikkate alacağımı ima ettim evet... Aslında senin böyle anlayacağını tahmin ediyordum ve böyle anlamana izin verdim... Ama fena mı oldu işte kuzu kuzu aradın diğer 7 serseriyi; motivasyon sağlamış oldum; Şebnem ablayla olan arkadaşlığını kurtarmak için uslu bir kız gibi aradın diğerlerini. Ne kaybettin? Diğer türlü belki keçilik edecektin ben de seni falakaya yatıracaktım. Neyse Abla; zaman geçiyor yatma saatimiz yaklaşıyor şu işi de halledelim artık

Gökhan telefonu eline aldığında Esra "hayır aramayacağım onu; kesinlikle olmaz" dedi... Gökhan da Peline ve Semra'ya döndü ve Esra'nın birer ayağının altını havaya kaldırır mısınız? Merak etmeyin bu şekilde dövmem; dayak için değil; siz kaldırın! Semra Sağ ayağını ve Pelin de sol ayağını kaldırdı Esranın.

Gökhan: Bakın ve söyleyin kızlar Esra'nın ayak tabanlarında yara bere, morluk, şişlik filan var mı?

Semra: Hayır hiçbir şey yok

Pelin: Evet abi neden sorduğunu anlamadım ama sol ayağının altında da bir sorun yok.

Gökhan: Esra abla bak ayaklarının altında hiçbir yara veya şişlik vesaire yok. Demek ki seni şimdi yine falakaya yatırsam bir 40 sopa daha vurabilirim. Şimdi Şebnem ablayı arıyorum; eğer önceki serseri arkadaşlarınla konuştuğun gibi "erkek kardeşim görüşmemize izin vermiyor" deyip ilişkiini kesin olarak kesersen ne ala ama başka bir şey yaparsan telefonu kapatırım; ve 40 sopadan önce bu telefonu bir daha açmam. Karar senin!

Bir kaç saniye sonra Gökhan ablasından bir yanıt beklemeden Şebnem'in numarasını aradı ve hoparlöre alıp Esra'ya uzattı.

Şebnem: Aloo... Esra... inanır mısın ben de seni arayacaktım

Esra: Öyle mi? Niye

Şebnem: Az önce Gülçin aradı... Şu senin keş arkadaşlarından..

Esra: Hmm

Şebnem: Onu arayıp "erkek kardeşim senle görüşmeme izin vermiyor" demişsin galiba

Esra: Hı hı

Şebnem: Gökhan mı yasakladı? Ne yalan söyliyeyim önce şaşırdım ama çok da üzülmedim; nerede akşam orada sabah saçma sapan bir kız; ancak Gökhan mı yasak etti gerçekten?

Esra: Evet ve

Şebnem: Evet ve...  tatlım sen aradın beni; niye aradın hayırdır bu saatte pek aramazsın

Esra: (sesindeki titremeyi belli etmemek için çaba gösterirken adeta gözleri dolarak) Gökhan seninle görüşmeme de izin vermiyor!

Şebnem: Saçmalamasın! Haddini bilsin!

Esra: Yapılcak bir şey... 

Yok diyemedi kız "yapılacak bir şey" dedikten sonra. Boğazı düğümlendi. Ablasının daha fazla konuşamayacağını anlayan Gökhan telefonu tümden kapadı Şebnemin tekrar aramaması için. Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Gökhan ablasının başını okşadı teselli etmek için, yanağını okşadığında göz yaşlarından eli sırılsıklam oldu genç adamın.

Gökhan: Üzüldüğünü biliyorum ama inan böyle daha iyi olacak. Bundan sonra ders çalışmaya daha çok vaktin olacak ve senin bu temponda seni motive edecek cici arkadaşların olacak. Tam bunları derken Teyzesinin telefonu çaldı.

Teyze: aaaa... Şebnem beni arıyor; açsam mı?

Gökhan: Aç teyze tabi; gereğince konuş işte...

Teyze telefonu açtı ama hoparlöre almadı; odadakiler Şebnemin dediklerini duymuyordu

Teyze: Aloo... Şebnem hayırdır?.....  evet..... biz hep birlikteyiz zaten kızım....   evet evet haberim var ondan; şimdi aradı zaten yanımızdan aradı.......   evet öyle yasak etti kardeşi; sadece seni değil ama...... hmmm.... hmmmm... Evet kızım aslında biz de seni seviyoruz ama Gökhanın son kararı bu yönde oldu, yapılacak bir şey yok....... hmmm evet... evet... evet... hmmm... Esra mı? Hayır hayır Esra seni çok seviyor; en iyi arkadaşıydın..... hmmm hmmm evet ona kalsa Arkadaşı olarak kalsasın ister....  yok ama işte ona kalmıyor artık  kimle arkadaşlık yapacağı!... konu bundan ibaret tamam mı daha fazla uzatmaya gerek yok... hadi by...

Teyzesinin telefonda "yok ama işte ona kalmıyor artık bu evde kimle arkadaşlık yapacağı" lafı ile Esra adeta irkildi; bardağı taşıran son damla olmuştu. Onu teselli etmek sakin tutmak için hemen yanındaki Pelin'i elleri arkadan bağlı olmasına rağmen iterek yanından uzaklaştırıp ayağa fırladı.

Ancak kontrolünü kaybetmiş şekilde ve hışımla teyzesinin üzerine yürümeye hatta koşmaya kalktı ki 1 saniye geçmeden o sırada ayakta duran Semra ani bir refleksle ablasıyla teyzesi arasına girip Esra'yı kucakladı. Esra Yakalanmıştı. Daha ileri gitmesi mümkün değildi.

Esra: Yeter be!... O ne biçim laf! "Ona kalmayacak kimle arkadaşlık ettiği" ne demek!... Semra'nın elinden kurtulmaya çalışsa da bağlı elleriyle yapabildiği sadece çaresizce tepinmek oldu.

Gökhan sinirli bir delikanlı değildi. O gün en fazla sinirli olarak tanımlanmaya yaklaştığı an bu an olmuştu. Eviimizde misafir bir aile byüğümüze bu kaçıncı saygısızlık. Ayağa kalkıp üstüne yürümek ha!... (Semraya dönerek) Pelinle birlikte şunun ayaklarını sıkıca bağlayın!




Korkunç VELET (bir falaka hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin