Pelin odaya girdiğinde karşısında 2 kızkardeşin yan yana duran sımsıkı bağlı olsa da çaresizce kıvranan 4 çıplak tabanıyla karşılaştığında bir an dondu kaldı. Kanapenin diğer tarafında yerde duran Semra ve Esra ablalarını göremiyordu ama bu kıvranan çıplak ayakların onlara ait olduğu açıktı. Bir kaç saniyelik şaşkınlık halini atlattıktan sonra hayret içinde kanapenin yanına kızların yattığı yere geldi. Şaşkınlıkla ağzından sadece "ne oluyor burada" cümlesi çıkabildi. Sonuçta annesi ve Gökhan abisi oradaydı kızları çözmek için bir hamle yapmadı.
Teyze: Kızım evet haklısın burada ne olduğunu merak etmekte. Ben de merak ediyorum kızlar neden bu halde? Neden böyle ayakları havada bağlı vaziyette karşıladılar bizleri. Senin Esra ile aran iyidir. Kendin sorsana o çok bağımsız ve özgür ablanlar neden bu haldeler?
Pelin: Evet abla gerçekten? Nedir bu halinizin sebebi? Neden bağlısınız? Neden ayaklarınız havada?
O ana kadar utancından kendisine baksa da Pelin ile göz teması kurmaktan kaçınan zavallı kız kendisini adeta rol model alan ve özgür kız imajıyla özdeşleştiren 16 yaşındaki Pelin'in gözlerinin içine bakmak ve durumu anlatmak zorundaydı. Gözleri dolu dolu baktı Pelin'e. Konuşmaya çalıştı ama boğazının düğümlendiği çok belliydi. Konuşmaya çalışıyordu ama anlamlı cümleler kurabilecek durumda değildi. Yutkunup duruyordu pespembe olmuştu cildinin rengi. Çaresizce kardeşine Gökhan'a baktı "lütfen bunu bana söyletme yapamıyorum; deniyorum ama yapamıyorum işte" der gibi baktı.
Gökhan "tamam anladım" der gibi baktı ablasına. sonra da söze girdi.
Gökhan: Evet bu sorunun asıl muhatabı Esra ablan ama sanırım o şimdi detaylı cümleler kuracak durumda değil ama cevabı sen yine de ondan almış ol diye ben durumu özetleyeceğim arada da kendisinden onay isteriz, o da tek kelimelik cevaplarla onaylayabilir... şimdi ben bu evin erkeği olarak size bazı yasaklar koydum değil mi?
Esra: hıhı
Gökhan: anlamadım evet mi hayır mı?
Esra: evet
Gökhan: hah şöyle... peki devam edelim... peki sen bu yasaklara ve kurallara uymak dışında bir seçeneğin olmadığını ; evin erkeği olarak bana itaat etmeye mecbur olduğunu kabullenmek yerine aklın sıra başkaldırmaya mı yeltendin?
Esra: (burada evet demek için bile zorlanarak düşük bir ses tonuyla) evet
Gökhan: Duyamadım
Esra: EVET
Gökhan: Peki şimdi bu başkaldırı üzerine hem sana hem de sana destek veren Semraya ne uygulayacağım?
Esra: Ceza
Gökhan: Ceza evet ama ne cezası?
Esra: (çok zorlanarak ağlamamak için kendisiyle mücadeleyi kaybetmeye yakın bir ses tonuyla) faaaalllaaaaakaaaaa
Gökhan: Biraz da Semra cevap versin!... falaka dedi Esra değil mi?... yani bu ne demek? bu sopayla nerenize vurarak cezalandıracağım sizi?
Semra; Ayaklarımıza
Gökhan: Ayaklarınızın nerelerine? ve kaçar kere?
Semra: Altlarına vuracaksın; 40'ar kere
Gökhan: Hımmm Esra ablacım yani siz evin erkeğinin koyduğu kurallara onun aldığı kararlara uymaya mecbur olduğunuzu size ben falakayla öğretirken; aylardır aslında böyle bir mecburiyetinizin olmadığı ve onun da buna kendini mecbur hissetmemesi gerektiği düşünceleriyle yanıltmaya çalıştığın Pelinin önünde bu cezanızın uygulanırken teşhir edilmenize kim karar verdi?
