Bölüm 21

239 2 0
                                    


Kardeşler beraberce kahvaltı hazırlamaya koyuldular. Mutfakta beraberce yumurta kırdılar kahvaltı için her ne gerekiyorsa hazırladılar. Semra'nın neşesi çok kaçık değilse de Esra belli ki yapılanları kendine yediremiyordu. Bir ara Gökhan ablasının yanağından bir damla yaşın aktığını gördü. Peçeteyi aldı yanağını silerken kulağına yumuşacık bir ses tonuyla konuştu.

Gökhan: Zor geldiğini biliyorum, gururun çok kırıldı ama böyle olması gerekiyordu. Yapılacak bir şey yok. Sen de durumu kabullensen herşey kolay olmaz belki ama biraz daha az zor olur. Olur mu?

Yanağından minik bir öpücük de kondurmayı ve başını da okşamayı ihmal etmedi ablasının... Sonrasında kahvaltılarını ettiler. Havadan sudan sohbet dışında önemli konulara girmedi Gökhan. Ablaları ama özellikle de Esra çok yorgundu ve gururu çok incinmişti. Konuşakları çok tatlı şeyler değildi. Kahvaltıda ağzılarının tadını kaçırmak istemedi.

Kahvaltı sonrası hem beraber sofrayı kaldırdılar bulaşıklar filan derken Esra'nın gözlerinden uyku akıyordu artık. Gece boyunca yatmış olsa da elleri ayakları bağlı olduğu için ve aklında akşam yediği falaka çıkamadığı için doğru düzgün uyumamıştı kızcağız. Gökhan bulaşıklar bittikten sonra Esraya hatıp uyumasını söyledi. Semra elleri bağlı değils erbest şekilde yatmış olduğu için uykusunu almıştı. Uyumak istemedi.

Semra ve Gökhan, abla-kardeş, bir yürüyüşe çıkıp temiz hava almaya karar verdiler. Evlerinin yakınlarında epey büyük bir park vardı. Oraya gittiler. Biraz yürüyüş yaptılar közde mısır yediler tıpkı çocukken babalarının onlara parkta yedirdiği gibi bu çocukluklarından kalma lezzeti tattılar. Sonrasında Esranın uyanmış olması ihtimaline karşı onu da alıp programa devam etmek üzere eve geri döndüler.

Onlar döndükten biraz sonra Esra da uyadı ve hep beraber tekrar çıktılar. Hava çok güzeldi açık havada yürüyüş yaptılar. Bu kez üçü beraber dondurma yediler. Öğleden sonra bu şekilde geçti. Bir yerde Gökhan ablalarına yemek ısmarladı kebap lahmacun vesaire gibi şeylerle karınlarını doyurup eve döndüler. Gökhan artık ablalarıyla yeni ev düzenini konuşmak için uygun ortamın doğduğuna inandı. Onları 24 saattir türlü şekilde cezalandırıldıkları salona çağırdı ve yine falaka yedikleri kanapeye oturmalarını söyledi. kendisi de karılarına geçip oturdu.

Gökhan: Artık bu evin yeni düzenini konuşmanın vakti geldi

Semra: Peki! konuşalım...

Esra: (yarım ağızla da olsa) tamam

Gökhan: Öncelikle hoşunuza gitmeyeceğini biliyorum ama bundan sonra aile içinde tek otorite figürü olarak bana kayıtsız şartsız itaat edeceğiniz ve bu itaatin olmadığı yerde de (diğer koltukta hala durmakta olan sopayı gözüyle işaret ederek) işte bu sopanın ayaklarınızın altıyla buluşup gereğini yapacağı bir düzenimiz olacak.

Semra: Bu kadar katı konuşmasan mı?

Esra: Konuşsa ne olacak konuşmasa ne olacak belli değil mi başımıza gelenleri biliyorsun; bizi sirk hayvanı gibi döve döve terbiye etmeye kararlı

Gökhan: öyle laflar etme ya o ne biçim benzetme!

Esra: Bence doğru ve gerçekçi bir benzetme... dayakla terbiye edeceksin aklın sıra

Gökhan: terbiye etme demeyelim siz terbiyesiz değilsiniz ama benim iradem karşısında ayak direme seçeneğinizin olmadığını anlamanız ve itaat etme refleksi geliştirmeniz için motivasyon yaratmam gerekiyor bu sopa ile.

Esra: Adını yakışıklı söyledin ama aynı şey

Gökhan: neyse bence bana ve kurallarıma itaat etmeye mecbur olduğunuzu anladığınıza göre bu kurallar nelermiş onları anlatayım size

Kardeşlerden ses çıkmayınca Gökhan devam etti

Gökhan: Öncelikle en bildiğiniz konudan başlayalım. İSigara kesinlikle yasak. Sigara içtiğinizi tespit ettiğim an uyarma zaman verme gibi şeyler olmaz; sigaraya toleransım sıfır. Derhal falakaya yatırılacak sigara içen.

Semra: Ama bu zulüm Gökhan.

Gökhan: Neden zulüm olsun?

Semra: Biz buna çok bağımlıyız Gökhan içmeden nasıl duralım. Hiç olmazsa azalta azalta yapalım. 2 paket içiyoruz ya 1,5 paket yapalım ilk evvela. Ne dersin Esra?

Esra: Ya ben şimdi hiç konuşmıyayım! Konuşursam yine döver bizi bu

Gökhan: Burada karşılıklı konuşma veya görüş alışverişi yapmaya gerek yok. Bu kurallar ve yeni düzenimiz tartışmaya açık değil. Sadece anladığınızı söylemeniz yeterli böylece devam edebilirim.

Semra: Ama Gökhan biz tiryakiyiz

Gökhan: İyi ya işte o yüzden tek sigarada bile dayak yiyeceğinizi bilmeniz gerekiyor ki hiç riske giremeyin ve minimum kaçamak yapın.

Semra: Kaçamak derken izin mi veriyorsun bir kaç dala

Gökhan: İzin vermiyorum tek dal bile falaka cezasını gerektirecek; ben yakaladığım zaman doğrudan falakaya yatırırım. Ama siz dayanamadığınız noktada bu riski alarak içeceksiniz. Bu sayede daha az keyif almanızı umuyorum bu zehirden.

Esra: Offff... tamam

Semra: Çok dayak yeriz biz yaaa!!!!  birazcık izin verseydin keşke

Gökhan: Tabanlarınız bilir. Ciğrelerinizde yara çıkacağınıza tabanlarınızı biraz pembeleştirmekte sakınca görmüyorum ben biliyorsunuz

Gökhan: Yasakladığım arkadaşlarınızla herhangi bir iletişim kurmanız veya onların kuracağı iletişime cevap vermeniz bile falaka sebebidir. 

Semra: Onlar arasa bile mi?

Gökhan: Onlar arasa bile aynen. Ama onlardan biri seni aradı veya sokakta seslendi bir anlık dalgınlıkla veya ortam gereği bir anlık tepki vermişseniz ve bunu tespit edersem bir kereliğine mazur görebilirim ama söz vermiyorum bu biraz da o dönem genel tutum ve davranışlarınıza bağlı

Esra: Başka!

Gökhan: Alkol almanız yasak ama alkolü benim bulunduğum ortamlarda mesela evde ölçülü şekilde ve izin verdiğim kadar kullanabilirsiniz.

Semra: Evet...   madem itiraz kabul etmiyorsun dinliyoruz seni..

Gökhan: Bundan sonra yapacağınız her alışverişin fişini saklayıp bana vereceksiniz

Semra: O niye?

Gökhan: Size koyduğum kural ve yasakları tartışmaya açmamanın bir gereği de o kural emir yada yasağın gerekçelerini açıklamaya lzum görmemektir. Bence şimdiden başlayarak size vereceğim talimatlarda veya koyacağım yasak ve kurallarda ben söylemedikçe gerekçe sormayacaksınız.

Esra: (alaycı bir ses tonuyla) gerekçe sorarsak da falakaya mı yatıracaksın?

Gökhan: Hayır ama cevap alamayacaksın ve burada kötü niyet sezersem falaka değil ama (gözleriyle bir kaç saat önce ayakta altına işetildiği yeri işaret ederek) başka uygulamalarla kararlarımın tartışmaya açık olmadığını hatırlatırım.

Bu cevapla birlikte Esra'nın yüzündeki alaycı gülümseme bir anda yok oldu








Korkunç VELET (bir falaka hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin