Loss / Hyunlix

2

İyi okumalar
Oy ve yorum yapmayı unutmayın

"It's nice to see you here, Hyunjin"
/ Seni burada görmek çok güzel hyunjin

"Oh, thank you for the kind invitation. It looks great"
/ Oh, nazik davet için teşekkür ederim. Mükemmel görünüyor

"Season designs are perfect for you, hyunjin. I look forward to seeing it on you.”
/ Sezon tasarımları tam senlik hyunjin. Senin üzerinde görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum

"I'm waiting with the same excitement."
/ Aynı heyecan ile bekliyorum

"I have to go, have fun"
/ Benim gitmem lazım iyi eğlenceler

"Thank you"

Donatella yanımdan ayrıldıktan sonra yavaştan başlayan defileye odaklandım. Sahne ışıkları gelen modeller ile renklenirken şahane bir ortam sağlanıyordu. Sarının baskın olduğu bi sahnede birbirinden harika tasarımlar gözler önüne seriliyordu. Arkama yaslanmış pürdikkat izliyordum.

Farklı tarzda kıyafetler oldukça dikkatimi çekmişti, bu tarz giyinmeyi severdim.

Defile aynı tempoda devam ederken son olarak benim de alacağım özel tasarımlara geçilmişti.

Farklı modeller sahneye doğru gelirken baştan aşağıya inceliyordum kıyafetleri, birkaç modelin ardından son bi model sahneye adımladı. Üstündeki tasarımı incelerken gözlerim iradem dışında yukarı doğru tırmandığında modelin güzel yüzü bakışlarıma hapsoldu.

Bana doğru yavaş yavaş yaklaşırken gözlerimi yüzünden ayıramadım. Tasarım? Hayır unutmuştum kesinlikle; şuan hafif uzun sarı saçlı, kıvrımlı güzel bedeni ve kusursuz yüzü olan model daha çok ilgim dahilindeydi.

Bi iki dakika içinde sahneye gelip gitmişti ama benim için 2 saat sürmüştü âdeta.

O an zamanı durdurmak istedim.

Sarışın geri gittiğinde defile bitmişti donatella son konuşma için sahneye geldiğinde alçak desibelli bi alkış kopmuştu. Davetliler konuşmaya odaklı iken yardımcım, şoförüm, sağ kolum vs olan gereksizi arıyordum gözlerimle.

Etrafta görünmeyince telefona sarılıp aradım saniyeler içinde.

"Nerdesin sen?"

"Arka taraftayım çok güzel yiyecekler var patroon"

"Zıkkımlanacağına buraya gel çabuk"

"Hemen geliyorum"

Telefonu kapattıktan sonra Changbin bi iki dakika içinde gelmişti. Ağzında hâlâ bi şeyler vardı. Doymak nedir bilmez mi bu?

"Dinliyorum patron"

"Modeller arasından sarışın olanı bul bana hemen. Al ve arabaya götür, konuşmam gerek"

"Abi hayırdır model falan ben de model olurum ayıp değil mi? Boyum kısa olabilir ama taş gibiyim"

"Changbin seni öldürmemi istemiyorsan hemen git!"

"Tamam patron! Hemen de sinirlen huysuz adam"

Changbin söylene söylene giderken bizde kalkıp parti alanına doğru gitmiştik.

Yaklaşık yarım saat geçmişti ama Changbinden hâlâ haber yoktu.

Parti aynı sekilde devam ediyordu ama aklım o sarışında iken doğru düzgün eğlenemiyordum bile. Elimdeki bardağı kafamı diktikten sonra kalktım. Üstümü düzeltip Donatella'nın yanına doğru adımladım.