Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Dökül bakalım küçük bey" dedi gevşek bi tavırla, göz devirdim. "Minho'yu sen mi çağırdın?" Dedim direkt. Sakınacak bi şey yoktu sonuçta. Oturduğu yerde dikleşti. Ellerini masaya koyup bana doğru yaklaştı. "Hayır. O beni buldu geldiğini nerden biliyorsun? Yoksa sevgilin sana haber mi verdi hemen?" Dedi gereksiz ima dolu sesiyle.
"Ne saçmalıyorsun? Sevgilim falan değil o. Ona benden bahsettin mi?" Sanki gereksiz bi şeyden bahsediyormuşum gibi gerildi oturduğu yerde. "Felix ne istiyorsun? Açık açık söyle"
"Yapacak mısın söylesem?" Dedim. Kararsızdım biraz, sesimde öyle çıkmıştı. "Bi şartla" dedi "nedir?" Dedim gözlerine bakarken. "Bana anlatacaksın her şeyi. Ben de sana anlatırım" geriye doğru yaslandım.
"Amerika'daki ihale için geldi. Biliyorum bunlar beni ilgilendirmez benden bahsettin mi dedim?"
"Karşılıklı her şey"
"Neden güveneyim sana?" Yüzüme doğru yaklaştı. "Çünkü başka çaren yok. Belki dahası da vardır?" Diyip göz kırptı. Uyzu herif!
"Ne peşinde olduğun öğrenmem zor değil Felix. Her şeyi anlatabilirsin bana. Sana zarar verecek olsam verirdim zaten. Kim olduğuna hatta nerede doğduğunu bile biliyorum. Sen kullanacağım biri değilsin-" kaşlarım çatılırken sözünü kestim. "Ne yani önemsiz biri miyim ben!" Güldü. "Hayır bebeğim. Çok önemlisin. O anlamda demedim. Sadece seni istiyorum bin kere daha tekrar edebilirim."dedi. Sıkıntılı bi nefes verdim.
Arkamı yaslandım"tamam"dedim. "Sessizce dinle" diyip derin bi nefes aldıktan sonra devam ettim.
"Babamdan sonra şirketin başına ben geçeceğim ama kimsenin haberi yok. Şirketten bahsetmeme gerek biliyorsun zaten. Ama bunu yaptığımız an minho tüm hisseleri kendine üstüne alacaktır. Babam onun her türlü işine yarıyor ama ben onu dinlemem ve bana anlamadığım bi şekilde takık. Amerika'daki ihale için Joseph ile görüştü ama önemli olan adam Joseph değil abisi Jaeshin. Ve ben abisiyle çalışıyorum."
"Ne demek o değil?"
Güldüm.
"Demek ki kolunuz o kadar uzun değil bay hwang" dediğimde çarpık bi şekilde güldü.
"Demek ki bay Lee. Bak utandım karşında şuan" dedi, bi kere ciddi olsa şaşarım zaten. "Peki Jaeshin nasıl bakıyor ihaleye?" Dedi, arkama yaslandım. "Bilmiyorum bunu yeni öğrendim fakat ardını bırakmam. Tabi bi iki hafta içinde hallederdim ama minhoyu burada görmek tedirgin etti beni." Dedim, dikkatlice beni dinliyordu. Aklında oturtmaya çalıştığı bi şeyler vardı.
"O zaman sen her şeye hakimsin?"
"Öyle"
"Eşimin karizması şaka mı?" Sinir olsam da güldüm. "Bana eşim diyip durma."
"Peki. Yang Jeongin ve Kim Seungmin. Bu işin başındaki iki adam. Biraz araştırmaya çalıştım ama kapalı bi kutu gibiler." Dedi, yüzüne baktım.
