"Üşüyeceksin güzelim"
Sesin sahibi Emirden başkası değildi kafamı kaldırdığında üstüme montu koyan Emiri gördüm beni her zaman her yerde ne olursa olsun bulması onun özel yeteneğiydi sanırım.
"Emir.."
"Efendim güzelim"
"Sen beni nasıl buldun"
"Bulurum ben Ece söz verdim kızım ben sana her zaman yanında olucam diye"
Evet söz vermişti ama o zamanlar lafın gelişi söylenen sözler kaderimiz olmuştu verdiği sözü her zaman her şekilde tuttu.
"Teşekkür ederim"
Bana elini uzattı "Hadi gel dışarıda kalma seni Selinlere bırakayım"
Teklifini kabul ettim hem bu şekilde Selinle de konuşma fırsatım olurdu bayadır konuşamıyorduk. Hem sağlık sorunlarım engel oluyordu hem de Arel...
Uzattığı eli tuttum ama tutar tutmaz aslında sevdiğim ama şuan sesini gram bile duymak istemediğim o sesi duydum "ÇABUK ELİNİ ÇEK"
Korkuyla elimi çektiğim anda bir yanımda Emir bir yanımda ise Arel duruyordu. Emir korktuğumu anlayacak ki beni kolumdan tutup kendi tarafına doğru çekti ve Arele karşı konuşmaya başladı "Kızı korkuttuğunun farkında mısın"
Arelin lacivert gözleri artık simsiyaha bürünmüştü buna rağmen bana zarar vermemek için nefretini kendi içinde tutmaya çalışıyordu ama eğer iki tarafta bu şekilde giderse , ikisinden biri kontrolünü kaybedecek ve benim bile karşı koyamayacağım bir kavga başlayacaktı.
"Ben mi korkutacağım onu ulan o kızın saçının teline zarar gelse dünyayı yakarım be ne zarar vermesinden bahsediyorsun" Bu sefer bir kolumu da Arel tutmuştu bir kolum Arelde bir kolum Emirdeyken ikisinin arasındaki bakışlarda üşüdüğümü bile hissetmiştim. Ne vardı bu ikisinin arasında biri sevgilim diğeri ise arkadaşımdı. Hadi anladım Arel kıskanıyor Emir niye böyle yapıyordu onun beni kıskandırmasını gerektirecek bir durum orta da yoktu.
"Madem öyle kızın kolunu bırak canını acıtıyorsun" Off bu işin sonu son değildi en iyisi ben aralarından çekileyim kendileri ne bok yerlerse yesinler şuan için ikisi de umurumda değil hele Arel benimle barışmaya çalışmadığı sürece benimle konuşmasın bile. Kollarımı onlardan kurtarmaya çalışırken konuştum "Ayy yeter be bırakın kollarımı neyi paylaşamıyorsunuz ya biriniz sevgilim biriniz de arkadaşımsınız ne yapmaya çalışıyorsunuz"
Arelin gözleri beni buldu "Ama Ece-"
"Ne aması Arel ikinizde peşimi bırakın ben kendim taksiye binebilirim siz de burada ne bok yerseniz yiyin"
Arkamı dönüp yürümeye başladım. İkisi de peşimden geliyordu ama arkamı bile dönesim yoktu bugün beni çok kırmışlardı ilk başta ki hayal kırıklığımın sebebi Arel olsa da Emirin de bu saçma sapan çocukça kıskançlıkları beni deli ediyordu.
Arel'den
Eceye saçma sapan gerizekalıca bir sebepten dolayı üzmüştüm ama o an öyle demek aklımın ucundan bile geçmemişti. Birden ağzımdan çıkıverdi.
Ece birden arkasını dönüp hızlı hızlı yürümeye başladı bu onun huyuydu. Aşlarken kimsenin onu görmesini istemiyordu. Bunu bildiğim halde arkasından gitmeye çalıştım fakat bana gitmemi söyledi.
Onu daha fazla sinirlendirmemek istediğim için arkasından küçük adımlarla gidiyordum. 15 dakika kadar yürüdükten sonra bir tane ağaç buldu ve oraya oturmaya çalıştı fakat elbisesi izin vermiyordu. Fazla üşümüş olmalıydı yanına gidecekken o Emir denen şahıs geldi ve Eceye montunu verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikenin Adı
Teen Fiction"Sizden korkmalı mıyım Bay Tehlike"diye sormuştum karşımdaki adama "Korkmalısınız küçük hanım bu hayatta en çok benden korkmalısın" "Eğer duymak istiyorsanız söyleyim sizden korkmuyorum" dedim hiddetli bir şekilde Ertesi gün başıma gelenleri bilsem...