"Ebenin şeyi ama Arel yeter artık sal beni ya" Kaç haftadır böyleydik bilmiyorum ama Arelin benim gönlümü almak için yapmadığı şey kalmamıştı. Aslında yaptığı şeyler tek tek çok etkileyiciydi ama benimki de inattı işte aklı biraz daha başına gelsin.
Tamam bende de hata var yok demiyorum ama o zaten bana en büyük korkumu yaşatarak o cezayı ödetti şimdi ceza çekme sırası ondaydı. Sürünsün köpek, it oğlu it.
"Ece valla yırtarım ağzını bir kere daha küfür edersen" Etme dediğin için daha çok edicem gerizekalı. Valla ondan önce ben yırtacaktım bu çocuğun ağzını.
"Evet evet gönlümü alma konusunda baya iyi ilerliyorsun bravo devam at böyle"
Arel kısa bir ya sabır çekti ve omuz atarak üst kata doğru çıktı. Bize omuz attı bize! Ece Ersezer'e şimdi görsün bakalım ben bu evden defoluyor muyum olmuyor muyum.
Arkasından bende odama çıktım zaten sadece hırkamı alıp çıkacaktım. Ben tam kapıdan çıkarken Arelinde hazırlanmış bir şekilde odadan çıktığını gördüm. Nereye gidiyor ki şimdi bu? Düşünme bunları gerizekalı nereye gidiyorsa gidiyor sanane.
İkimizde aşağı iniyorduk ama birbirimize bir çift laf etmiyorduk. Tam kapıdan çıkacakken bu sefer sessizliği bölen taraf tabi ki Arel oldu. Gerçi o sormasaydı ben zaten soracaktım. Benim işime geldi.
"Nereye gidiyorsun sen" Kaşlarını kaldırarak sormuştu.
Ben tabi hala kaş kaldıramadığım için onu taklit ediyormuş gibi yapıp "Sen nereye gidiyorsun"
"Düzgün cevap ver Ece nereye gidiyorsun"
"Seline"
"Eneslere yani"
"Evet var mı bir sıkıntı, gerginlik?" Alayla sorduğum soruya çok ciddi bir şekilde cevap verdi açıkçası bu kadar ciddi cevap vereceğini ben bile düşünmüyordum.
"Evet var, Enesin erkek kardeşi geliyor bugün gidemezsin"
"O niyeymiş ya banane gelirse gelsin"
"Gitmiyorsun dedim bitti konu kapandı."
"Sen Enesin erkek kardeşinden mi kıskanıyorsun beni Allah aşkına"
Yüzüme biraz daha eğilerek konuştu ve bu bile benim kalp çarpıntımın artmasına yetti "Evet kıskanıyorum ne yapacaksın"
"Götüme kına yakıcam ne yapabilirim bana ne ayrıca sen git işine hadi" Üstünü süzüyormuş gibi yaptım ve devam ettim "Önemli bir yere gidiyorsun belli ki takım elbise falan giymişsin"
"Ben hep takım elbise giyiyorum zaten Ece"
Haklıydı hep takım elbise giyiyordu. "Banane sanki oturdum senin hep ne giydiğini mi inceliycem"
Bu sefer gerçekten sesli bir ya sabır çekti ve kolumdan tutarak arabaya doğru götürmeye başladı "Ya bıraksana beni gidicem ben"
"Sus da bin arabaya bırakıcam işte Selinlere"
"Ha şöyle yola gel"
"Duyamadım"
"Ananın- bir şey demedim Arelcim merak etme"
Ağzının içinde geveledi yine bir şeyler ama anladım. Anlasam da zaten bir bokuma yaramıyordu çok yüksek ihtimalle bana söyleniyordu hatta yüksek ihtimal değil %100 söyleniyordu.
Arabada hiç konuşmadık öylece gittik. Normalde hep sohbet ederdik ya da benim saçma sapan ciddi anlamda saçma sapan sorularıma maruz kalırdı. Bu sorularıma genelde saçma der söylenirdi ama hiçbir zamanda cevapsız bırakmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikenin Adı
Fiksi Remaja"Sizden korkmalı mıyım Bay Tehlike"diye sormuştum karşımdaki adama "Korkmalısınız küçük hanım bu hayatta en çok benden korkmalısın" "Eğer duymak istiyorsanız söyleyim sizden korkmuyorum" dedim hiddetli bir şekilde Ertesi gün başıma gelenleri bilsem...