Tehlikenin Adı

33) Mutluluklar ve mutsuzluklar

Evde kızlarla sohbet ediyorduk ortalama 2 saat olmuştu ve bizim 3'lü hala ortalarda yoktu. Bizde kızlarla onların yanına gitmeye karar verdik. Aralarında tek araba sürmeyi bilen kişi ben olduğum için mecbur arabayı ben kullanmak zorunda kaldım.

Arabada manyak gibi şarkı söylüyorduk hatta bazı dışardan gören insanlar tip tip bakıyordu ama kimin umrunda. Şirkete geldiğimizde tüm korumalar yarısı sağ tarafa yarısı sol tarafa olacak şekilde çekildi ve içlerinden birisi bizi arabadan indiğimiz anda telefonunu çıkardı ve bir şeyler söyleyip kapattı.

Gönül isterdi haberi olmasın ama daha evden çıkarken bile haber verdikleri için böyle bir şey mümkün değildi maalesef. Biz içeri girdiğimizde tüm gözler bize çevrilirken aynı anda direkt aşağı döndü Arel iyi tembihlemiş olmalı.

Biz asansöre binerken ben ufak çaplı bir göt korkusu yaşadığım için ilk önce beni binmek için cesaretlendirmek zorunda kaldılar. "Hadi kızım ya asansörden mi korkuyorsun güldürme beni"

"Ya en son kalmıştım ama Selin ya Arel falanda yok ne bok yeriz"

"Ya  bir şey olmayacak sana söz veriyorum"

Onlara uyup asansöre bindim fakat yukarı çıkana kadar kalp krizi geçirmediğime şükrediyorum şuan. Arelin odasına girdiğimizde Arel yoktu. Toplantı odasına bakmadan önce Enesin odasına da girip baktık ama o da yoktu. Son çare artık yapacak bir şey olmadığı için toplantı odasına girdik.

Tahmin ettiğimiz gibi 3'üde oradaydı biz kapıyı açıp baktık ama tam çıkacakken Arel eliyle gel işareti yapınca 3'müzde odaya girdik sanki geleceğimizi biliyorlarmış gibi 3 tane sandalye boştaydı. Normalde 3'ü yan yana oturuyordu fakat biz gelince Enes ve Ayaz bir yana kaydığı için ben Arelin, Selin Enesin ve Aysimada Ayazın yanına oturmuştu.

Onlar anladığım kadarıyla ciddi bir konu hakkında konuşuyorlardı fakat Türkçe değil başka bir dille konuşuyorlardı. Zaten yanlarına gittiğimizde hep böyle yaparlardı aralarında bir şey konuşuyorlarsa hemen dili değiştirip konuşmaya devam ediyorlar.

Arel hem konuşuyor hem de bir eli bacağımdaydı sinirlendiğinde  hafif sıkıyor sonra sanki canımı acıtmışta onun acısını geçirmeye çalışır gibi okşuyordu.

Konu uzamışta uzamıştı herkes bir şey söylüyordu ama Arel hepsini tersliyor gibi bir hava vardı. Buraya geleli yarım saat falan olmuştu ve biz kızlar olarak artık can sıkıntısından patlamak üzereydik hepimiz telefonla ilgilenmeye başlamıştık bile.

Aysima ben ve Selin bir Instagram grubu kurmuştuk ve oradan birbirimize videolar atıyorduk ama Aysimanın attığı bir videonun içinde bir erkek olunca -kaslı ve sadece altında eşofman olan bir erkek- Arel bir bana bakıp bir telefona baktı ve bir şeyler söyledi.

Zaten Arel konuşunca herkes odadan çıktı biz Aysima ve Selin şaşkınca birbirlerine bakarken ben birazdan yiyeceğimiz azarı düşünüyordum.

"Ece o demin izlediğin videoyu bir tekrar açsana"

"Ama aşk-"

"Aç dedim"

Videoyu açıp telefonu eline bıraktım Arel izledi ve daha sonra yanına dönüp "Beyler baksanıza bir şu videoya" Enes ve Ayaza da göstermişti. Enes videoyu izledikten sonra Seline döndü "Kim attı bu videoyu"

Selin Aysimanın adını vermek istemiyordu ama sonuçta her türlü öğreneceklerdi. Ayaz konuşmaya dahil oldu "Bakalım abi kim göndermiş" Telefonun ekranını kaydırdıklarında en çok sinirlenen bu sefer Ayaz ve Arel oldu. Ayaz Aysimaya "Bu ne" bakışları atarken ilk konuşmayı yapan Arel oldu.