7.Bölüm

7.7K 467 76
                                    

Kız ben bugün bölüm atmayı unutmuşum ya. Neyse akşam bir tane daha atacağım.

İyi okumalar.

EGE'DEN

Yetimhaneden eşyalarımı topladıktan sonra tam çıkışa gidecekken Bilal şerefsizini gördüm. Atlas'ın yanında istediğimi yapamayacağım için odaya çağırdığında kabul edip peşinden gittim.

Odada sigara yakıp bana baktı, olacaklardan habersiz... Ben sırf her gün yanımda diye onu dövemiyordum ama artık tekrar görmek zorunda olmayacağım için istediğim her şeyi yapabilirdim değil mi?

Elindeki sigarayla o daha ne olduğunu anlamadan yüzünün her yerinde iz bırakmaya başladım. O dışarıdakiler anlamasın diye yüzüme vurmaktan korkarken, ben, ondan korkmadığımı sadece ona tahammül ettiğimi anlasın diye yüzünden başladım vurmaya.

Daha sonra o acıyla yere düşünce bana her zaman yaptığını yapıp onun kemerini çıkardım ve hemen vurmaya başladım.

O karşımda acı çekerken ben sadistçe gülüp vurmaya devam ettim. Üzerindeki beyaz gömlek kandan kızarana kadar vurdum.

Aradan 5-6 dakika geçmişti. Aslında daha çok vurmak istiyordum, onun yaptığı gibi saatlerce...
Ama benim zamanım yoktu. Dışarıda Atlas beni bekliyordu.

Daha çok beklemesin diye dışarı çıkmak için kapıyı açtım. Karşımda Atlas vardı ama onu umursamadan yürümeye başladım. Arkamdan odada cam kırılma sesi geldi. Bilin bakalım kim götüne bile takmıyordu? Ben...

Atlas'ın merak edip içeriye gireceğini biliyordum ama yine de yoluma devam ettim. Ben çıkınca Atlas dışında herkes kapıdaydı. Yaklaşık 4 dakika sonra o da gelince beni kendi arabasına çağırdı ve yola çıktık.

Odada ne olduğunu sordu ama ben sorularına alayla cevap verince daha fazla üstelemedi. Ona yandan bir göz atınca dudağının kenarı hafif yukarı kıvrılmıştı.

Araba durunca onu beklemeden arabadan indim. O da yanıma gelince karşımızdaki 4 katlı büyük eve ,ya da küçük saraya mı demeliyim?, ilerledik. Kapıya varınca koruma olduğunu düşündüğüm bir adam kapıyı açtı.

Kafamı hafif aşağı sallayarak teşekkür ettim ve açtığı kapıdan içeriye girdim. Arkamdan Atlas da eve girip ayakkabılarını çıkarıp halı terliği giydi ve bana da diğerini giyebileceğimi söyledi.

"Nerede kaldınız çocuklar? Hadi elinizi yıkayın da gelin akşam yemeğini yiyelim." Nur Hanım konuşunca ona baktım.

"Uzay oğlum sen Ege abine bu kattaki lavaboyu göster. Yemekten sonra evi tanıtırız ona." diye devam etti.

Uzay annesini onaylayıp ayağa kalktı ve benim yanıma geldi.

"Lavabo bu tarafta."

Yürümeye başlayınca onu takip ettim. Koridorun sonunda sağda kalan kapıyı eli ile işaret etti ve

"İstersen seni bekleyeyim yemek odasını bulamazsın belki." Umutla gözüme bakıyordu. Sanki kalmasını istememi bekliyor gibi...

"Aslında ben bulabilirim" suratı düşmüştü "ama sen bekler ve beni götürürsen daha iyi olur."

Hemen kabul etti.

Normalde Arda dışında karşımdaki insanları pek umursamazdım ama madem artık onlar ile aynı evde yaşayacaktım o zaman alışmam lazım deyip kabul etmiştim.

Ellerimi yıkayıp yandaki kağıt havlu ile kuruttuktan sonra dışarıya çıktım. Karşı duvara sırtını yaslamış, yere bakıyordu. Sanırım bir şey düşünüyordu çünkü geldiğimi fark etmemişti.

Geç Bulunan Mutluluk [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin