12.Bölüm

6.9K 391 81
                                    

Kusura bakmayın, biraz geç attım bölümü bugün.

İyi okumalar.

Kapı çalınca hizmetli ablalar meşgul olduğu için ben bakmaya gittim.

"Ben bakarım." Kapıyı açınca karşımda Nur Hanım ve Halil Bey vardı. Onlara gülümseyip kenara çekildim ama onlar hareket etmediler.

"Neden kapıda bekliyorsunuz?" Kendilerine gelmiş gibi silkelenip içeriye girdiler. Arkalarından da bir koruma valizlerini alıp içeri getirdi.

"Anne, baba hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk Yıldız." Erdem, Uzay ve Yıldız dışında diğerleri işteydi. Erdem ve Uzay da arkadaşları ile buluşmaya gitmişti. Evde sadece ben ve Yıldız vardık.

Erdem ve Uzay bizi de çağırmışlardı ama ben gitmek istememiştim. Bugün kırtasiye de kapalıydı o yüzden evde kalmıştım.

"Abiii~"

"Yıldıııız~" onun bana seslendiği gibi seslenince gülmeye başladı. Şimdi de bana tatlı tatlı bakıyordu. Kesin bir şey isteyecek.

"Hani iki gün önce yaptığın kurabiye var ya..."

"Eee?" Tek kaşımı kaldırıp gülerek sordum. Elini arkasında birleştirip ileri geri sallandı.

"Bugün de ondan yapabilir misin? Tadı çok güzeldi."

Bir kere bir pastanede çalışmıştım birkaç ay ve çok güzel tatlılar yapmayı öğrenmiştim. İki gün önce de canım sıkıldığı için portakallı cevizli kurabiye yapmıştım evdekilere ve onlar da çok beğenmişti.

"Yaparım tabii ama sen de yardım edersen." Ellerini birbirine vurup bana sarıldı.

Bu ani temas karşısında başta gerilsem de ben de tek kolumu ona sardım ve derin bir nefes aldığını duydum. Benden ayrılıp elimden mutfağa doğru çekmeye başladı.

"Anne, baba siz de gelecek misiniz?" Koltukta oturmuş bizi gülümseyerek izleyen Nur Hanım ve Halil Bey hemen kabul ettiler bu teklifi. Bana da onlarla zaman geçirme fırsatı doğmuş oldu.

*****

Yarım saat kurabiye hamurunu yoğurma ve şekil verme ile geçti ve şimdi de fırından çıkmasını bekliyorduk. Aynı zamanda da kendi dağıttığımız yeri topluyorduk.

"Ege" Halil Bey'in bana seslenmesi üzerine arkamı döndüm ama dönmez olaydım. Elindeki unu üzerime attı. Şimdi üçü karşımda durmuş gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı.

"Gülün, gülün." Bir anda ev inledi resmen kahkaha seslerinden. Onlar bana bakmıyorken ben elime un alıp üçünün üzerine attım. Bu sefer ben gülüyordum. Ve böylece savaş başlamış oldu.

Beş dakikalık savaşımızı kapının çalması bozmuştu. Yıldız kapıyı açarken ben fırını kapatmıştım. Mutfak mis gibi kokmuştu.

"Anne! Ne olmuş burada?" Ayla hâlâ bizim halimizi görmemişti sadece etrafın haline bu tepkiyi vermişti.

Bir anda evin kalan tüm üyeleri mutfağa girince dördümüzün haline bakmaya başladılar. Bizde suçlu çocuklar gibi yan yana dizilmiştik. İkinci kahkaha tufanı da böyle başlamış oldu.

*****

Mutfak maceramızdan sonra biz dördümüz temizlenip salona gelmiş ve yaptığımız kurabiyeleri yemiş, yanında da çay içmiştik. Nur Hanım ve Halil Bey de kurabiyeyi çok beğenmişlerdi.

"Evet çocuklar. Yarın amcalarınız geliyor Ege'yi görmek için."

"Oleyy. Hepsi mi geliyor baba."

"Evet Uzay hepsi geliyor. Zaten hepsi İstanbul'da olduğu için birlikte gelecekler."

Geç Bulunan Mutluluk [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin