Bölüm biraz geç geldi. Müsait değidildim. Ama yine de günde iki bölüm sözümü tutmaya çalışıyorum.
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.
Şu an koltukta oturmuş babamların beni nasıl bulduklarını dinliyordum. Aslında onlar bulmamış da neyse.
Olay şöyle ki Fuat beni bayılttıktan sonra arabasına bindirip bizim eve getirmiş. Tabii korumaların neredeyse hepsi beni aramakla meşgul olduğu için evde bizimkiler ve birkaç koruma dışında kimse yokmuş.
Korumalar bahçeye girmeye çalışan yabancı arabayı görüp babama haber vermişler. Tüm ev ahalisi bahçeye çıkınca adam babama;
"O kadar arayıp bulamadığın oğlunu ayağına getirdim bak. Bence bir teşekkürü hakediyorum." Diye pişkince konuşunca babamlar şaşırmış.
Adam önce kim olduğundan, sonra ise beni neden kaçırıp neden öldürmediğinden bahsetmiş.
Babamlar ona saldırmaya çalışınca beni bayıltan ve Fuat'ın sağ kolu olduğunu tahmin ettiğim adam beni arabadan çıkarıp babmkarın önüne bırakmış.
Babamlar beni baygın görünce adamı unutup etrafıma toplanmışlar. O sırada da Fuat arabasına binip bizimkilere el sallamış ve uzaklaşmış.
Bizimkiler ise benim sadece baygın olduğumu anladıklarında rahatlayın ne olur ne olmaz diye hastaneye götürmüşler. Daha sonra ise benim uyanmam falan filan.
Bir süre daha salonda konuşup benim iyi olduğumdan emin olduklarında odalarına dağıldılar uyumak için. Ben ise Kayra ile benim odamda oturuyordum şu an.
"Kayra ben bir duş alsam? Hastane kokusu sinmiş hep üzerime."
"Al bebeğim. Kulağım sende, bir şeye ihtiyacın olursa seslen."
"Duşta neye ihtiyacım olabilir ki? Sırtımı keselemen için çağırmayacağıma göre?" Arkamı dönüp ilerlerken ondan gelen soruyla olduğum yerde durdum.
"İster misin ki?"
"Neyi?" Neyden bahsettiğini anlamıştım ve bu yanaklarımın yanmasına sebep olmuştu. Yanıma yaklaşan adım sesleri belime sarılan kollarla kesildi.
"Hmm, istemez misin seni keselememi? Seni yıkamamı?" Utandığım biliyordu ve bunu bilerek yapıyordu.
Burnunu boynuma sürtüp devam etti konuşmaya.
"Bebeğim utanıyor mu benden yoksa?" Sesli cevap vermeyip kafamla onu onayladığımda kıkırtısı doldu kulaklarıma.
"Ne olursa olsun benden utanma bebeğim. Senin yanında utanman gereken en son kişi bile değilim." Söylemesi kolaydı tabii.
"Söylemesi kolay tabii. Neyse beni tutma duşa girmem lazım." Boynumu öpüp ayrıldı benden.
"Tamam bebeğim. Hadi gir sen duşa."
*****
Üzerimi giyip banyo aynısının önünde saçlarımı kruturken içeriden konuşma sesleri geliyordu. Kayra telefonla konuşuyordur belki deyip pek umursamadım.
İşimi bitirip banyonun kapısını açtığımda odamdakiler beni fark etmeyip konuşmaya devam ediyordu.
"Bak al şu parayı, çık bu odadan. Yoksa günah falan demem hapse tıkarım seni." Pars abimin Kayra'ya rüşvet teklif ettiğini görünce omzumu olduğum kapıya dayayıp onları dinlemeye devam ettim.
"Rüşvet teklif etmek suç değil mi Pars komiserim. Valla Ege çıkarsa söylerim seni."
"Peki tehdit etmek suç değil mi Kayra'cığım. Hem seni kimi kime şikayet ediyorsun be. Sırf Ege kırılmasın diye bir şey demiyorum ama benim seni hiç gözüm tutmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç Bulunan Mutluluk [BxB]
Teen Fiction[TAMAMLANDI] Daha 1 yaşındayken ailesinden koparılan ve neredeyse duygularını kaybetmeye yüz tutmuş bir oğlan. O oğlana tekrar duygularını yaşatacak bir aile ve bir sevgili. Kaçırıldıktan 16 yıl sonra bulunan Ege ve ona gerçek sevgiyi tattıracak ol...