27.Bölüm

3.6K 250 5
                                    

Aslında bugün de müsait değildim ama yağmur yağdığı için gitmem gereken yere gidemiyorum.

Şimdiden iyi okumalar.

YAZAR'DAN

Ege abisine mesaj atmış; şu an hamburger yediğini, bir saate gelip onu almasını istemişti. Erdem ise içinde bir huzursuzluk olduğu için erken gitme kararı almıştı.

Kafeden hesabı ödeyip çıktı. Kapıdaki motorsikletine binip zaten yakındı olan paten pistine sürdü.

Piste vardığında ileriki banklarda dört gencin takım elbiseli adamlardan kurtulmaya çalıştığını gördü. Ege'yi görmeden önce onlara yardım etmek için oraya gitti.

Varır varmaz bir adamı omzundan tutup arkaya çekti. Adamlar gelen kişinin Erdem olduğunu görür görmez çocukları bırakıp ilerlediler.

Erdem'in olayı öğrenip onları takip etme riski olduğu için koşarak uzaklaştılar.

Çocukların nefesi kesildiği için derin nefesler alıyor aynı zamanda durumu karşılarındaki genç oğlana anlatmaya çalışıyorlardı.

"E-ege... O ada-mlar götürdüler... Yetişmemiz lazım." Birbirine benzeyen oğlanlardan biri kesik kesik konuşunca Erdem onun dediği şeye takıldı.

"Ege mi?" Korkudan kalp atışları hızlanmıştı.

Nefesini düzene sokan Doruk konuştu.

"Biri gelip Ege'ye babasının onu şirkete çağırdığını ve kendilerinin şirkete götüreceğini söyledi." Derin bir nefes aldı. O sırada Erdem'in kaşları çatılmıştı.

"Ama Ege gitmeyince zorla götürmeye çalıştılar. Engel olamadık." Erdem hemen babasını aradı. O sırada Ezgi konuştu.

"Siyah büyük bir arabaya bindiler. Plakası ** ** ****." Neyse ki son anda plakayı görüp aklında tutmuştu.

Babası telefonu açınca Erdem kaybedecek zamanı olmadığı için direkt konuya girdi.

"Baba..." derin bir nefes aldı. "Baba birileri Ege'yi kaçırmış. Şu an paten pistindeyim. Sana bir plaka atacağım. Pars abime söyle hemen takip etsin."

Halil Bey duydukları ile toplantı masasından ayağa kalktı hemen. Bugün başka bir şirkette önemli bir görüşmesi olduğu için acil bir durum olmadıkça aramayacaklarını biliyordu.

"Ne demek Ege kaçırılmış?" Diye gürleyince yanındaki Atlas ve Ayla da ayağa kalkıp babalarının yanına gitti.

Ege'yi bulabilmeleri için sakin olmaları gerektiğinin bilincinde olan Ayla babasını sakinleştirmeye çalıştı. Telefon kapanınca üçü birden koşarak çıktı toplantı odasından.

Plaka gelir gelmez Pars'a mesaj atıp bulmasını söylediler.

*****

4 saat... Tam tamına dört saattir Ege'den bir haber alınamıyordu. Arabayı bulmuşlardı ama araba boş bir arazideydi.

Herkes onu kimin kaçırmaya çalıştığını düşünüyordu. Ama akıllarına tek bir kişi bile gelmiyordu.

Kayra ise Ege'nin ona vereceği hediyeyi merak ettiği için ve işini bitirdiği için erken geliyordu. Halil Bey'in aklına Kayra'nın hacker arkadaşı gelince hemen Kayra'yı aradı.

Birkaç çalıştan sonra açılan telefonda Halil Bey'in endişeli sesi duyuldu.

"Alo-"

"Kayra hemen bana hacker arkadaşın lazım." Durumu bilmeyen Kayra kaşlarını çattı.

Geç Bulunan Mutluluk [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin