21.Bölüm

5.2K 320 14
                                    

Yeni bölüm geldiiii.

İyi okumalar.

KAYRA'DAN

Arda'nın, Ege'nin yanına gideceğini öğrendiğimde hemen hazırlanmaya başladım. Dolabımın karşısına geçip kıyafetlerime bir göz attım.

Normalde kimse için hazırlanıp süslenmezdim ama işte Ege farklıydı. Önceden de onun yanına giderken ayrı bir süsleniyordum zaten.

Üzerime siyah tişört ve siyah kumaş pantolon giyip yüzüğüm ve kolyemi de taktım. Kokusu çok ağır olmayan ve sevdiğim bir parfümden birkaç kere sıkıp telefonum ve cüzdanımı da alıp odamdan çıktım.

Normalde onun yanına gitmeden duş da alırdım ama hem Arda beni daha fazla beklemezdi hem de sabah duş almış ve evde oturmaktan başka bir şey yapmamıştım.

Arda ile evden çıkıp yürürken her adımda daha fazla heyecanlanıyordum çünkü onu, beni öptükten sonra ilk defa görecektim ve nasıl tepki vereceğini merak ediyordum.

Eve varıp salona geçtiğimizde Arda yukarı çıkarken Halil Bey bana baktı. Bir şeyler soracağını anlayıp zaten düzgün olan oturmamı biraz daha düzeltip tüm dikkatimi ona verdim.

"Ee Kayra var mı hayatında birileri?" Gözlerini kısmış şüpheci bir şekilde bana bakınca oğluna olan bakışlarımı ve tavrımı fark ettiğini anladım. Sadece o değil salondaki herkes bakıyordu şu an bana.

"Hayatımda birileri yok ama sevdiğim biri var Halil Bey." Diye nazik olduğunu düşündüğüm bir ses ile konuşup tebessüm ettim.

"Amca demen yeterli. Bey'e gerek yok." Buna daha fazla mutlu olmuştum çünkü oğlunu sevdiğimi düşündüğü halde samimi davranıyordu bana. Bu da demek oluyor ki konuya olumsuz bakmıyor.

"Ee tanıyor muyuz sevdiğini?" diye araya atladı Atlas. Onu da anlıyorum. Ege'yi buldukları daha bir ay olmamasına rağmen çok bağlanmıştı ona. Gözlerinden onu ne kadar sevdiği anlaşılıyordu.

"Evet tanıyorsunuz." Kaşlarını kaldırıp bana baktı.

"Yaa, kimmiş o?" Tam 'zamanı geldiğinde söyleyeceğim' diyeceğim sırada Arda'nın sesini duymamızla hepimiz ayaklandık.

"Ege sana aç dedim!" Neden bu kadar bağırdığını anlamasak da hepimiz endişelenmiştik. Hızla Ege'nin odasının önüne geldiğimizde açık kapıdan görmeyi beklediğimiz görüntü kesinlikle ağlayan üstsüz bir Ege ve onun tişörtünü elinde tutan Arda değildi.

Ege'nin halini görüp olanları öğrendikten sonra kendime sövüp hızla evlerinden çıktım. Şimdiye kadar neredeyse hiç ağlamamış olan benim gözlerimden yaşlar sicim gibi akıyordu.

Nasıl kıymışlardı benim güzelime?

Nasıl bir çocuğu hiç acımadan dövmüşlerdi?

O yaraları vücuduna bırakırken nasıl vicdanları sızlamamıştı?

Peki ben... Ben nasıl fark etmemiştim Ege'min ne halde olduğunu? Bir de büyük bir işmiş gibi onu sevdiğimi söylüyordum.

Nasıl onun acılarını görememiştim? Allah beni kahretsin. Sürekli direksiyona vurup acımı oradan çıkarmaya çalışıyordum resmen ama biliyordum ki Ege'm iyi olamadan ben de iyi olamazdım.

O kadar hızlı kullanmıştım ki arabayı yetimhaneye nasıl girdim, nasıl çıktım, arkamdakilere beni takip etmelerini nasıl söyledim, hâlâ bilmiyorum.

Sami'nin attığı konuma gelince buranın gecekonduların olduğu bir yer olduğunu fark etmem uzun sürmemişti. Arkamdan diğerleri de gelirken öbür evlere nazaran daha iyi durumda olan bir evin kapısında durduk.

Geç Bulunan Mutluluk [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin