Konser bittikten sonra otele gelmiştik herkes çok yorgun olduğu için yemekten hemen sonra odalara dağılmıştık Tae duş alıyordu bende yeni çıkmış üzerimi giyiniyordun.
"Bebeğimmmm" Tae'nin sesini duyduğumda üzerime son olarak ince hırkamı geçirip gülümseyerek ona döndüm. Yarı çıplaktı ama görmediğim şey değildi o yüzden pekte umrumda değildi gelip bana sarıldığında bende ellerimi beline doladım ve "Herşey için teşekkür ederim sevgilim hayatımın en mutlu 2. anını da yaşattın bana"
Tae benden ayrıldığında kaşlarını çatıp "ilki neydi?" Dedi. Ben kıkırdayıp "seni ilk öptüğüm gün" pis pis sırıtıp bana yaklaştığında tehlikeli sularda olduğumu anlamıştım çenemden tutup göz göze gelmemizi sağladığında yavaşça dudaklarıma kapandı ona karşılık verdiğimde tekrar yavaşça ayrılıp "Umarım 3. en güzel anın'da benim altımda olur" dedi utanmaz bir yüz ifadesiyle gözlerimi pörtletip "terbiyesiz oğlan seni" dedim. Bana gülümsediğinde üzerine kıyafetlerini geçiriyordu bense bakmamak için telefonla oynuyordum. Üzerini giyinip yanıma oturduğunda elimdeki telefonu alıp komidinin üzerine bıraktı sonra beni belimden çekip birlikte yatağa düşmemize sebep oldu ama yanyana yatıyorduk bacağımı onun üzerine atıp konuşmaya başladım "sana bir sır vereyim mi?" Dedim. Merakla dönüp "ne sırrı bakalım" dedi.Ona cevap olarak kalbimdeki bütün hislerle "senden ilk karşılaştığımızdan beri hoşlanıyorum ama sana söylememiştim" dedim oldukça sakin bir sesle kolunun üzerinde dikleşip saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve yaklaşıp dudağımın kenarına minicik bir öpücük kondurdu. Birbirimize aşkla bakarken "Ben seni tanımadan sevmişim be güzelim" dedi kısık bir sesle onu yakasından tutup yavaşça kendime çektiğimde dudaklarımız birleşti birbirimizi istekle öpüyorduk elleri belimi bulduğunda beni kendine çekip bedenlerimizin birleşmesini sağladı ve hafifçe belimi de okşuyordu ve git gide öpüşleri sertleşiyor du hissettiğim sızı ile ona daha da sokuldum oda bunu fırsat bilip beni altına aldı ve eli hırkamın omuzlarını buldu yavaşça aşağıya indirdiğinde omuzuma minik öpücükler kondurmaya başladı bense tişörtünden kurtulmuştum ve o pürüzsüz vücuduyla başbaşa kalmıştım o ise hırkamı odanın bir köşesine fırlatıp pijamamın düğmelerini açmaya başladı onuda çıkarttığında dudakları bu defa göğsümün açıkta kalan kısımlarını buldu tekrar dudaklarıma yapışırken altımdaki pijamadanda bir çırpıda kurtuldu benim ellerimde onunkini çıkardığında boxer'ının altından bile kızlığıma değmesi ateş gibi yanmasına sebep olan sertliğini gördüm korkmadığımı söylesem yalan olurdu Tae'de bunu anlamış olmalı ki kulağıma fısıldadı "korkma acıtmayacağım" dedi.Erkeksi sesi beni tahrik ederken kendimi ona sürtünürken bulmuştum o ise hâlâ benimle oyun oynuyordu elleri sütyenimin kopçasına gittiğimda hafifçe dikelip ona yardımcı olmaya çalıştım ondanda kurtulduğunda gözleri bir süre beni süzdü ve yüzüne bir gülümseme yerleşti bileklerimi tutup kafamın üzerinde birleştirdi sonra ise bir dakika bile dudaklarımdan ayrılmadı elleri yavaşça kızlığıma gittiğinde titremiştim gözerimin içine bakıyordu bir izin bekliyordu gerçi bu saatten sonra neyin iznini istiyor anlamamıştım ama onaylar biçimde kafamı salladım ve bu hareketimle iç çamaşırımın çıkması bir olmuştu yaşadığım duygu karmaşasından utanmaya vakit bile bulamıyordum kızlığımı keşfe çıktığında "çok pembe" ben burada delirirken o hâlâ renk muhabbeti yapıyordu Mavi olmasını bekliyordu galiba dedim içimden tam ben bunları düşünürken Tae tam o anda parmaklarını içime gönderdi ve "çok ıslaksın"bu defa çığlığı basmıştım çünkü beklemiyordum elinin yerinde duramayışı benimde daha fazla dayanamama neden oluyordu ve artık yapmasını istiyordum...Gözlerimi açtığımda Yanımda uzanan Tae'yi gördüm üzerimdeki geceliğe bakılırsa olanlar olmuştu ve çok güzel hissediyordum ona her geçen gün daha çok aşık oluyordum. Yerinde kıpırdandığında yavaşça gözlerini açtı "Sevgilim" dedi uykulu bir sesle oldukça yorgun görünüyordu ki birde beni düşünün o hali ile bile kendinden ödün vermeyip dudaklarıma masum öpücükler bırakmaya başladı "sencede rüya gibi değil miydi?" Dedi bana aşkla bakarken bende salağa yatıp "Ney rüya gibiydi?" Dedim meraklı bir yüz ifadesiyle elbetteki anlamıştım ama o bunu fırsat bilip "Altımda kıvranmandan bahsediyorum" dedi utanmadan bense utanıp arkamı döndüm "püüü gençlik bitmiş edepsizleştin sen iyice ayrıca bu bir ihtiyaç" dedim utanarak bana arkadan sarılıp "ihtiyaç öylemi o zaman benim her an her dakika her saniye sana ihtiyacım var" dedi işte böyle romantik cümlelere dayanamıyordum. Ona dönüp gülümsediğimde "Teşekkür ederim bana geçmişimi unutturduğun bunu sorun etmediğin beni yanlız bırakmadığın için" gözlerim dolarken ona sıkı sıkı sarılmıştım "Bu saatten sonra yeniden doğdunu düşün yeni hayatında yanlızca biz varız ve unutma sen kim olursan ol ne yaparsan yap ben seni seveceğim" dediğinde kapının tıklanma sesiyle ayaklandık neyseki kapı kitliydi ama bir anlığınada olsa kormuştuk kim böyle basılmak ister ki? Kapının ardından Namjoon hyung'un sesini duyduğumuzda ben kapıyı açmaya gittim beni gördüğünde kaşlarını çatarak uzunca düşündü ne yaptığını anlamamıştım elini gözüne götürüp kapattığında "yanlış bir zamanda geldim sanırım" dedi o anda geceliğimi ve sabahlığımı giyinmediğimi fark ettim aşırı açık değildi ama
geelikle uyumadığımı biliyordu kesin anlamıştı ya abime yetiştirirse diye düşünürken kenardan sabahlığımı alıp üzerime geçirdim."Ah yok ya öylesine ee sen ne diyecektin hyung" dedim ona bakarak gözlerini açtığında "ee kahvaltıya çağıracaktım saat 12 olduda sizi bekliyoruz" demesiyle şok olmuştum öğlene kadar uyumuşmuyduk onu onaylayıp gönderdiğimde hızlıca gidip üzerimizi giyindik.Namjoon'dan (Kahvaltı masası Otel)
"Geldin mi Namjoon" dedi Jin hyung elini omzuma atarak benimse yüzüm donmuş gibiydi şok olmuştum ilişkiye mi girmişlerdi sonuçta Jina kız kardeşim gibiydi ve sanırım biraz abi gibi hissetmiştim.Yoongi hyung bana dönüp ne olduğunu sorduğunda ona ne diyeceğimi bilemeyerek konuşmaya başladım "size bir şey söylemem gerek" herkes bana dönüp soran gözlerle baktığında Yu-ri noona araya girip "sus bence çünkü bende duydum" dedi neyi duymuştu yoksa...
"Evet az önce kapıyı Jina açtı ve üzerinde gecelik vardı ama Tae'yi göremedim sanırım unutup öyle açmıştı kapıyı" dedim Yoongi hyung sinirden yerinde duramıyordu "n-ne diyorsun sen ya onlar birliktemi olmuşlar benim kardeşimle bu gece otelde yatakta Tae il-" Jimin onu sözünü kestiğinde "Ya tamam hyung ama bu bizi ilgilendirmez ki evet kardeşin ama sonuçta o bizim miniğimiz olsada kendi kararlarını verebilen reşit bir kadın onlarında bir özel hayatı var ve olacakta" dedi çok haklıydı böyle düşününce mantıklı gelmişti o sırada arkadan Tae'nin sesi duyuldu "ee ne kaynatıyorsunuz sabah sabah" hepimiz öylece geçiştirmeye çalıştık "sanki bana burada bizim hakkımızda bir dedikodu dönüyormuş gibi geldi ama hadi inşallah" Jina konuştuğunda hepimiz "yok ya tövbe tövbe olurmu öyle şey" falan demeye başladık ama Yoongi hyung Tae'yi bakışlarıyla kahvaltı niyetine yemişti resmen Tae buna bir son vermek için şu içmeye başladı
O sırada Hoseok hyung "Jina gömleğim nasıl" dedi oldukça cırtlak pembe bir gömleği vardı "Çok pembe" dedi Jina imalı bir şekilde nedenini anlamamıştım Tae bu cümlenin ardından ağzındaki suyu Yoongi hyung'a doğru püskürtmüştü.Kendinize iyi bakın hasta olmayın BTS ile kalın 💜💜💜💜💜💜💜
(Starmy şarkı çok yakışmış değil mi?)
(Starmy değilim hakiki Army denim bu arada ama onlarıda seviyorum muck<3)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS'in 8. üyesi
Teen FictionBu hikaye'de Beyza ARMY olarak çıktığı yolda kendisini BTS grubunun ve aşkın tam ortasında bulur