26. Bölüm

388 31 166
                                    

Bebeklerim kusura bakmayın ramazan girince benim uyku düzeni Allah'a emanet oldu o yüzden baya geç attım bölümü. Ama bence güzel tatlış bir bölüm oldu. Keyifli okumalar dilerim 😽😽

(Medyadaki görsel yazıda olduğu için koydumm. Aşırı ama aşşşşırıı iyi)







Wooyoung ellerini yumruk yaptı, gözlerini ovuşturdu etrafı rahatça görebilmek için. Gözleri görür olduğunda yanında yastığa sarılmış uyuyan sevgilisi ile bakıştı. Gülümsedi genişçe. Komodinin üzerinde ters şekilde duran telefonu eline aldı, kamerayı açtı ve babacığının fotoğrafını çekti hemen. San öyle derin bir uykudaymış gibi görünüyordu ki, belli ki dün geceki sevişmeleri fazlasıyla yormuştu.

Aklına gelen görüntüler ile içinin titremesi, kan akışının hızlanması bir oldu. Gülümsemesi biraz bile olsa solmadı. Genişledikçe genişledi. Babacığının söylediği cümleler yankılandı zihninde, kulakları çınladı yankılanan her bir kelime ile. Nefesi hızlandı ister istemez. Dokunuşlarını hissetti teninde, dudaklarını, ellerini, terini, salyasını, dilini, bakışlarını. Tüyleri diken diken oldu. Karnındaki kelebekler uykusundan uyandı, kanatlarını çırptı hafifçe. Kalbi melodik şekilde atmaya başladı düşündükleriyle. Büyük olan ona tanrı demişti. 'Sen benim tanrımsın' demişti. Elbette ki titreyecekti her bir hücresi, elbette ki kanı kaynayacaktı, kalbi çırpınacaktı.

Küçük olan düşüncelerine ara verdi bir süreliğine. Yaklaştı uyuyan bedene, emzikli dudağıyla bastırdı yanağına hafifçe, uyanmasın diye hemen geri çekildi. Kıkırdadı kendisinin bile zor duyacağı tonda. Büyük olan ise hareket etti fakat uyanmadı. Wooyoung sevgilisini uyandırmadığı için rahat bir nefes aldı. Lavaboya gitmesi gerektiği için kalktı yataktan, küçük adımlarıyla ilerlerdi odanın içerisindeki tuvalete. Aralık kapıdan içeriye girdi tişörtün altından göbek deliğini okşarken. Hızlıca halletti işini. Ellerini yıkamak için yaklaştı lavaboya, suyu açtı, yıkadı. Başını kaldırdı aynadaki yansımasına bakabilsin diye. Bir müddet inceledi boynundaki izleri, saçlarının dağınıklığını. Gülümsedi haline. Henüz emziği fark etmemişti. Ellerini sıcak suda yıkarken hâlâ bakışıyordu yansıması ile. Bir şeylerin farklı olduğunu biliyordu ama neyin olduğunu çözememişti henüz. Biraz daha baktı kendine. Yaklaştı aynaya. Dudağındaki emziğe takıldı gözleri. Elini attığı gibi çıkardı, süslü tarafını çevirdi rahatça inceleyebilmek için.

"B-bu benim değil."

Cümlesini kurar kurmaz aydınlandı düşünceleri. Babacığı almıştı elbette. Küçük beden heyecanla gülümsedi, yerinde zıpladı birkaç kez. Tuttuğu şey o kadar güzeldi ki, daha önce neden böyle bir emzik görmediğini düşündü. Siyah taşları, ortasındaki animasyon karakteri, her iki kenarında olan ay ve bulut, tutacağındaki küçük zil o kadar güzeldi ki, aşık olmuştu emziğe. Artık en sevdiği bu olacaktı. Her gün, her saat, her saniye bu emziği alacaktı ağzına. Hediye için babacığına teşekkür etmek istedi esmer beden. Lavabodan çıktığı gibi yatağa koştu, zıpladı üzerine. San uzandığı yerde hareket etti aşağı yukarı doğru. Korkuyla araladı gözlerini. Kasıklarına oturmaya çalışan bebeğine baktı anlamsız bakışlarıyla. Sallantı yüzünden uyanmasıydı onu şaşkına çevirip korkutan. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu hâlâ uyku sersemi olan zihniyle.

"Bavacık~"

Sonunda oturabilmişti kasıkların üzerine. Ağzındaki emziğiyle yaklaştı babacığına. Öptü yüzünün her yerini. Alnını, şakaklarını, yanaklarını, kaşlarını, gözlerini, burnunu, dudak kenarlarını ve dudaklarını. Büyük olan ne olduğunu anlayamasada gülümsüyor, sarılıyordu üzerindeki bedene.

Woosan [Texting-Düz yazı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin