8. Bölüm

755 53 26
                                    

Wooyoung uzun süre babacığının kucağında oturmuş ve birbirlerine sarılarak hiç konuşmadan vakit geçirmişlerdi.

"Artık gitme vakti geldi ufaklık."

San'ın fısıltılı sesiyle doldu küçüğün kulakları. İstemese de büyük olanın geniş göğsünden ayırdı yüzünü. Somurtarak baktı ona gülümseyen yüze. Tadına doyamadığı dudaklara yöneldi yavaşça. Küçük küçük buseler kondurdu. Öpücüğü derinleştirmek için dilini kullanacaktı ki San'ın büyük eliyle çenesini kavrayıp onu durdurması buna engel oldu.

"Eve bırakacağım seni, hadi."

"Biraz daha vakit geçirsek olmaz mı?"

Çocuksu sesiyle birlikte yavru köpek bakışları San'ı zorlasa da onu dinlemedi ve kararının kesin olduğunu söyleyip oturduğu yerden kaldırdı ufaklığını.

San hesabı ödedikten hemen sonra Wooyoung'un elinden tutarak arabaya bindirdi.

"Elimi tutman çok hoşuma gitti babacık. Bundan sonra elimi hep tutar mısın?"

Küçüğünün tatlı sevincine kıkırdadı seslice ve başını aşağı yukarı sallayarak onayladı dediğini.

"Bu köşeden mi dönecektim?"

Wooyoung babacığını incelediği için hangi yolda olduklarının farkında bile değildi. Babasının sorusu ile dikkatini yola verdi ve doğru yolda olduğunu söyledi.

Kısa sürede Wooyoung'un evine varmışlardı. San arabayı evin önüne park etmiş ve yan dönmüştü. Wooyoung ile yüz yüze bakıyorlardı artık.

"Geldik ufaklık."

Wooyoung başını salladı sadece. Ondan ayrılacak olması sinirlerini bozduğu için mutlu değildi. Her halinden belliydi gitmek istemediği.

"Ne oldu?"

"Gitmek istemiyorum Sannie~"

San yumuşak yanakları avuçladı ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.

"Daha fazlasını istiyorum babacığım."

"Hiçbir zaman olanla yetinemiyorsun değil mi?"

Jung başını olumsuz anlamda iki yana salladı gülümseyerek.

Az önce öpücük kondurduğu dudaklara yeniden yönelerek Woo'nun istediğini verdi.

Büyük olan alt dudağı ezerken küçük olan üst dudak ile ilgileniyordu. Wooyoung üst dudağı öyle bir çekiştiriyordu ki bu sefer kanatacak olan o olacaktı. San küçüğünün bu denli hırçınlaşmasını durdurmak için ayırdı salyalarının aktığı dudaklarını ıslak sesle. Wooyoung boşluğa düştüğü için çattı kaşlarını ve salyalı ağzından hızlı hızlı nefesler alıp verdi.

"Bu kadar yeterli ufaklık."

Küçük elleriyle kavradı San'ın yanağındaki ellerini ve sertçe çekti yüzünden.

"Sen beni neden göndermek istiyorsun? İstemiyor musun beni?"

Ağlamaklı sesiyle konuştu babacığına. Sinirlenmişti. Durmadan eve göndermeye çalıştığı için onu başından savdığını düşünüyordu.

"Saygısızlık ediyorsun yine."

Wooyoung kollarını önünde birleştirdi ve kaşlarını daha da çattı. Burnundan aldığı sert soluklar duyuluyordu arabanın içerisinde.

Woosan [Texting-Düz yazı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin