36. Bölüm [M]

489 29 308
                                    

Yavru ceyalnlarım merhabalarrr yazarcığınız geldiiii 🥳🥳 sizleri yine bana son kısımda söveceğiniz bir bölümle baş başa bırakıyorummm şimdilik öpüldünüzzz 😽😽
(Bu bölüm biraz kısa oldu 😩 ama olsun siz yine de seversiniz di mi? Lütfen sevin, yalvarırım sevinnnn🙏🏻)











"Sana sahip olmayı ne kadar çok istediğimi tahmin bile edemezsin Sannie~"

Gözleri karardı büyük bedenin, kendine olan çelişkisini bilinçaltının en derinliklerine gönderdi kulaklarında çınlayan cümle. Burun delikleri genişledi, boynundaki damarlar belirginleşti. Omuzları tuttuğu elleri yumuşak kalçalara indi, var gücüyle sıkıştırdı. Wooyoung'un parlak dudaklarından ise arsız iniltiler döküldü. Büyük olan sıkıştırdığı kalçaları bastırdı bedenine. Boğazından çıkan anlamsız hırıltılar küçük bedenin içini titretiyordu.

"İçimde seni hissetmek için sabırsızlanıyorum babacık. Ben... ben ışıklarını içimde istiyorum. Dudaklarının tenimde değmediği yer kalmasın, bedenin bedenimden ayrılmasın, parmakların hem tenimi hem de deliğimi becersin istiyorum. Yanıyorum Sannie~ Yanıyorum. Bana dokunmadığın her dakika eriyorum. Seni istiyorum. Her şeyinin bağımlısı oldum. Sana bağımlıyım Sannie~ Bana dokunmadığın her gün sana ne kadar muhtaç kaldığımı tahmin edebiliyor musun? Hım? Beni ne kadar delirttiğini biliyor musun?"

Yaklaştı babacığının az önce dişlemekten yara yaptığı dudaklarına, istekle araladı kendininkileri, ateş gibi sıcak olan nefesiyle babacığının dudaklarını okşarken devam etti kışkırtıcı cümlelerine.

"Yaptığın her şeye azıyorum. Her dokunuşunda daha fazlasını istememi sağlıyorsun. Senin yüzünden doyumsuz oldum. Hiçbir şey yetmiyor. Nefes alışında bile en derinlerimde olmanı hayal ediyorum. Üzerindeyken, altındayken, sağındayken, solundayken beni becermeni istiyorum. Beni çıldırtıyorsun babacığım. Beni çıldırtıyorsun. Deliriyorum sana. Deli oluyorum her şeyine."

Büyük olanın nutku tutuldu küçüğünün dudaklarından dökülen her bir kelimede. Dudaklarındaki arzu dolu cümlelerin yanı sıra hareketleri, mimikleri, bakışlarındaki derinlik büyük olanı hipnotize etmişti resmen. Wooyoung gerçekten zor durumdaydı. Şu anda. Tam da şu anda, kapının önünde bayılana kadar sikilmek istiyordu. Bir haftadır uzak kaldığı babacığı tarafından bilincini kaybedinceye kadar sikilmek istiyordu. Sona ulaşmıştı ne de olsa. Wooyoung artık dolup taşmıştı babacığına olan hasretinden.

"Beni daha fazla bekletme Sannie~"

Emdi üst dudağı, nefesini beyaz dişlere vererek büyüğünün içini titretirken yineledi cümlesini.

"Bizi daha fazla bekletme."

Büyük olan sırıttı yarım ağız. Onu bu denli arzulayan, yanıp tutuşan bir tanrısı olduğu için ne kadar da şanslı bir kul olduğunu düşündü kısa süreliğine. Avuçları altındaki dolgun kalçaları sıkıştırdı yine.

"Sana her dokunduğumda, nasıl tepki verdiğini izlemekten büyük keyif alıyorum. Kontorlüm altında olduğunu bilmek beni daha da arzulandırıyor. O kahverengi gözlerindeki arzuyu ve teslimiyeti görmek beni çıldırtıyor."

Kurduğu cümlelerden sonra küçüğünün alt dudağını ısırdı, çekiştirdi.

"Ah! Haah!"

Alt dudağındaki dişler canını yakarken bedeninin elektriklenmesine neden olan zevk hormonunu salgıladığı için yine inledi.

Büyük olan hâlâ açık olan kapıyı kapattı ayağıyla. Çelik kapıdan çıkan yüksek ses küçüğünün omuzlarını titretti. Kolları arasındaki küçük bedenin sırtını yasladı kapıya. Üzerinde tişörtü olmasına rağmen çelik kapının soğuğunu hissetti teninde. İçi titredi omuzları ile birlikte. İnce elleriyle tutundu babacığının omuzlarına, büyüğü de baldırlarından tuttuğu gibi kucağına aldı. Şişmiş aletleri birbirine sürttüğü için ikisinden de iniltiler döküldü birbirlerinin yüzlerine doğru.

Woosan [Texting-Düz yazı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin