33. Bölüm [M]

611 28 295
                                    

Merhabalar bebeklerr sizi bir hard smut ile baş başa bırakıyor veeee kenara çekilerek yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar 😽😽







Zayıf bedeni titriyordu ara vermeden. Göz yaşları dinmiş olsa da nemliydi yanakları hâlâ. Açıklamak istiyordu. Babacığına neden yalan söylediğinin sebebini söylemek, konuşarak çözmek istiyordu. Şu anda seks yapacak olmaları sorun değildi tabii ki. Sorun olan babacığının ona olan güvenini kırmış olmasıydı. Onu korkudan titreten, göz yaşlarını akıtan sebep buydu. Sevgilisinin ona olan güvenini zedelemişti, hatta belki de tamamen yok etmişti. Güvenin tamamen biteceği kadar büyük bir yalan değildi evet. Ama sorun şuydu, San için yalanın büyük ya da küçük olması önemli değildi. Onun için yalan olması yeterdi. Ve bunun ikinci kez olmasıydı onu son raddeye getiren. Güvendiği kişiden ceviz kabuğunu doldurmayacak bir yalan duyması kırmıştı kalbini. Sevdiği kişiden basit de olsa almıştı bir darbe. Ve bunun cezasını verecekti. Vermeliydi. Wooyoung bir daha asla yalan söylememeliydi. Öyle bir ders verecekti ki, bir daha asla yalan söyleyemeyecekti.

Büyük olan Wooyoung'un dolabındaki oyuncak kutusunu çıkarırken aynı otoriter sesiyle doldurdu esmer bedenin kulaklarını.

"Güvenli bir kelime seç."

Küçük olan kafasındaki binlerce cevapsız sorunun yanına bir yenisi eklendiği için sıkıntıyla iç çekti. Büyüğü sinirlenmesin diye dediğini düşündü hızlıca. Ama hiçbir şey gelemedi aklına. Alt dudağının iç etini dişleriyle sıkıştırırken düşünmeye devam ediyordu fakat babacığının sabrı elbetteki tükenmişti.

Büyük ve sert adımlarıyla yaklaştı, tam önünde durdu. Wooyoung öne eğik başını kaldıramadı yüzüne bakmaktan çekindiği için. Bekledi hareketsizce. Titremesi öyleydi ki, dışarıdan gözle görülür haldeydi. San titreyen çeneyi kavradığı gibi parmakları arasında sıkıştırdı ve aniden havaya kaldırdı. Dolgun dudaklardan ise keskin bir inleme duyuldu.

"Ah!"

Kısık bakışlarıyla üstten süzdüğü esmer çehre öyle masum bakıyordu ki, bir an için ne yaptığını sorguladı. Ama bu sorgulama saliseler sürdü. Düşünceleri dağılmasın diye tıslayarak konuştu.

"Sana güvenli bir kelime seç dedim."

Solukları sert bir tokat gibi çarptı esmer çehreye. Wooyoung titrek bir nefes aldı ve başını sallamaya çalıştı cevap olarak. Tabii ki çenesindeki eller buna müsaade etmedi. Bu yüzden kekeleyerek konuştu.

"D-düşünüyorum babacık."

"Hızlı düşün."

Aniden çekti çeneyi sıkan elini. Çalışma masasına koyduğu oyuncak kutusunun yanına ilerledi ve gece boyunca kullanacağı oyuncakları ayırmaya devam etti. Wooyoung ise ayaklarını hızlı hızlı sallayarak düşünüyordu. Hâlâ bir şeyler bulamadığı için odada göz gezdirmeye başladı. Bulanık bakışlarıyla taradı tüm odayı. Ve sonunda, kullandığında kendini gerçekten güvende hissettiği şeyin ismini söyledi.

"Em-emzik."

Hızlı hızlı hareket eden göz bebekleriyle babacığına bakarak konuştu. Büyüğünden ise hiçbir cevap alamadı. Omuzlarını düşürdü, başını yeniden önüne eğdi. Parmaklarıyla oynarken büyük olan da ayırdığı oyuncakları aldı ve yatağın üzerine koydu. Siyah kumaş pantolonunun kemerini çözerken yarım ağız sırıtıyor ve küçüğüne bakıyordu üstten. Bu gece onu tamamen tüketecekti. Bitirecekti her bir zerresini. Gözünde yaş kalmayıncaya dek, inleyemecek raddeye dek, deliğinde sıvıları için yer kalmayıncaya dek becerekti esmerini.

Woosan [Texting-Düz yazı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin